Gülse Birsel’in bugünkü açık mektubuna açık cevap!

Tanına yönetmen, oyuncu ve senarist Gülse Birsel bir yazı yazmış. İnsanların Türkiye’den yurtdışına akın akın gittiğini, aydın ve elit takılanlar için Türkiye’nin artık yaşanılır bir ülke olmaktan çıktığını ve devleti yönetenlerden herkesi bir arada tutmak için, eskiden at koşturup şimdi atsız kalanların yurtdışına göçmesini önlemek için acilen bir şeyler yapmaya davet eden açık mektubunu kastediyorum. Şahsen kendi adıma bu mektubu abartılı ve samimiyetsiz buldum. İngilizler bir zamanlar köyünü, tarlasını, meyhanesini bırakıp akın akın Amerika’ya yerleşirken ülkenin aydınları İngiltere Kralını ülke batacak diye uyarıyorlardı. Sonuçta bugün ne İngiltere batmıştır, ne de Amerika’ya gidenlerin kurup yönettiği ABD İngiltere’ye düşman olmuştur. Keza Rusya’da da Bolşevik Devrimi’nden sonra Beyaz Ruslar akın akın ülkeden kaçıp yurtdışına yerleştiler. Ve bugün bir tek kova petrol dahi satamamasına rağmen Rusya’yı ayakta tutan önemli miktarda kayıt dışı döviz girişi bir zamanlar Rusya’dan kaçan Beyaz Rusların mafya, tefeci, silah tüccarı ve kaçakçı torunları tarafından sağlanmakta. Çin de hakeza. Komünist devrimi olunca zengin, okumuş, aydın Çinliler Japonya’ya, Avrupa’ya, Amerika’ya kaçtılar. Fakat bugün Çin Batıdan çalıp geliştirdiği tüm yüksek teknolojiyi ve Afrika’yı sessiz işgal etmesini işte o yurtdışına kaçan çocukları sayesinde başarmış bulunuyor. Ha kötü örnekler de mevcuttur denile bilir. Devrim sonrası yurtdışına kaçan İranlılar gibi. Ancak bu bir cibilliyet meselesidir. Cibilliyetinde eksik, noksan olanları kimse düzeltemez, mezar bile.

Biz Türk’üz! Ülkemizden gidiş, taşınma, göç nedenimiz her ne olursa olsun, asla Vatanımızı unutmayız. 60 yıldır Almanya’da, Fransa’da, Avusturya’da, Hollanda’da, Belçika’daki gurbetçilerin unutmadığı gibi! Abisine, babasına küserken gidip yeni topraklarda kendine yeni bir devlet kuran ecdadın torunlarıyız. Gerçi zaman zaman bir birine düşürüldüğümüz de olmuştur. Ancak tarih en büyük derstir. Dolayısıyla bugün biz ne Osmanlı nostaljisi ile, ne de Cumhuriyet anılarıyla yetinip duran, gelişime ve süper güç olmaya kapalı, hep sadece tekstil ürünü, çikolata ve inşaat üretip satan sıradan bir tüccar ülke olarak kalamayız. Yöneten, barışı, adaleti, insan haklarını kollayan, vatandaşına pasaportunu kimliğini gururla taşıttıran bir ülkenin güvenilir ve sayılır insanları olmak bizim en temel hakkımız ve hedefimiz olmalı. @ Metin Uçar