Ortadoğu'daki Çıkar İlişkileri

Ortadoğu`daki çıkar ilişkileri anlatmak için aralarında hiçbir etnik yada dinsel bağ bulunmayan İran ve Rusya ‘dan başlamak konunun daha ince anlaşılmasına ön zemin hazırlayacağını düşünüyorum. Sanırım haklıyım da!

Rusya ve İran tarihin en karanlık dönemlerinden başlamak üzere gerek kara komşuluğu gerekse deniz komşuluğu dönemlerinde iyi anlaşabilen ülkeler değildi. Bunu iki devlet arasındaki tarihi savaşlar ve barış antlaşmaları kanıtlıyor. Buda bize gösteriyor ki ikili ilişkiler hiçbir zaman sonlanmamış. Sonlanacak gibi de görünmüyor iyi yada kötü….

Ve günümüzde Rusya ile İran tarihlerinde belki de hiç eşi benzeri olmadı bir seviyede dostlar ve müttefikler diyemeyeceğim. Çünkü kurtla koyun dost olmaz tabiri caizse. Rusya ile İran arsında tarihi ilişkiler olmasına rağmen bu ikili arsında ne dinsel ne de etnik olarak hiçbir bağ yok. Bunlar ancak ve sadece ortak çıkarları doğrultusunda aynı payda da gösterilebilir. Başka hiçbir konuda ortak mutabakatından söz dahi edilemez. Peki bu çıkarlar neler :

Şöyle nazara alınması anlamında birkaç örnek verilebilir. Rusya’nın ezeli ve ebedi rakibi ABD ye karşı öne sürebileceği en büyük kozu konumunda İran. Beri taraftan Rusya’nın ürettiği tüm savaş araç ve gereçlerinin Ortadoğu da pazar ihtiyacının %80 İran olması. İran’nın ise aynı şekilde İsrail le karşı kullandığı piyonun Rusya olması. Ve İsrail’e rağmen İran’a tek silah satışının Rusya olması. Diplomatik açıdan BM tarafından İran a karşı alınan yaptırım kararlarına Rusya’nın karşı çıkmazı şuan ki dünya konjektürün de İran ve Rusya’nın bu iki ülke arsında ilişkinin zaruri bir ihtiyaç olduğu gösteriyor gerek Ortadoğu için gerekse bu ikilinin menfi çıkarları için…
Peki ya Suriye Türkiye bu iki ülke nasıl olmalı yada şuan bu ikili arasındaki ipler hangi kalınlıkta ??

Bu soruları az çok haber takip eden herkesin tahmin etmesi çokta güç olmasa gerek. Ama Türkiye’nin Suriye den Suriye’nin ise Türkiye den beklentileri bunlarla Rusya ve İran ikilisi gibi de olamayacağını söylemeliyim. Çünkü Suriye ve Türkiye arsında etnik ve dinsel bir bağ var belki mubala etmiş olacağım, araştırılsa akrabalık derecemiz % 70 varacak seviyede. Onun dışında dinimizin zaten ortak birkaç mezhepsel fark dışında.

Sözün özü biz Rusya ve İran gibi olmayız Suriye ile ama elbette çıkarlarımızı düşünmek zorundayız . Peki nasıl çıkarlar gözetebilir ikili ilişkiden bir ekonomimizin abartısız %50 sini harcadığımız terörü bu ikili ilişkilerin gidişatına göre sonlandırabiliriz. Stratejik konum itibariyle her iki devletten birinde çıkabilicekolası bir salgın doğal afet yada bunlara benzer afetlerde ikili bit elin iki parmağı kadar etkilenicekler.

Bu kadar dip dibe diz dize iken hükümetin çıkıp Suriye deki isyanla alakalı bu iç kargaşayı uluslar arsı arenaya taşıması ve afedersiniz Suriye’yi batılı emperyalist uşakların kucaklarına itelemesi ne kadar ikili ilişkinin gelecekteki Türkiyeliler yani bizler için geleceği karanlık ve birilerinin Ortadoğu temsilciliğini yapmak bizlere ne fayda sağlar, neler kaybettirir oturup bunları hesaba döksünler. Sonrasında tarihimize baksınlar ortak paydalarımıza baksınlar. Sonrasında medyadan Suriye’yi ringe yada kucak dansına çağırsınlar. Birileri istiyor diye yapmasınlar kendimiz ne istiyoruz. Beklentimiz ne kaybımız ne olur otursun bunu düşünsünler ilk önce.

Esad yönetmin yaptıkları meşru zemine çekmeye çağırmıyorum yada öle bir düşüncem yok. Ama şölede bir düşüncem yok ki bu iç mesleeyineNATO çözerbilir nede BM. Bunun çözümü ordaki kardeşlerimizi ne istediği bilen neler hissettiğini bilen Türkiye ve Arap Birliği dir. Çözüm biziz çözümzüslük ise bizim maşa olmamız …………………….