NEDEN BAŞKANLIĞA SARILDILAR?

Meydanlarda, HDP’nin (pkk) başkanlık sistemine karşıymış gibi görünmesine, AKP’nin ve Cumhurbaşkanının göstermelik HDP’yi eleştirmelerine aldanmayın. Her gün HDP (pkk) ile yatıp kalkan, Oslo’da İmralı’da ve Kandil’de görüşüp pazarlıklar yapan bunlar değil mi?

                              ***

     Seçim arifesinde, HDP’ye verip veriştirmesi, halkımızı aldatmaya yönelik söylemlerdir. Ancak bir gerçek var ki, bütün terör örgütleri, Potnusçular, kriptolar, HDP’nin güçlenmesine çalışmaktadır. Başka bir söylemde, AK-Partiden seçilmiş, Kürtçü milletvekillerinin, seçimden sonra, HDP’ye geçerek, Ana muhalefet Partisi olmaya çalışmalarıdır. Şu bir gerçek ki, PKK iktidarda olsaydı, bu kadar güçlenemezdi.

                                     ***

      Zaten başkanlık sistemi gelmeden, ülkenin üniter yapısı kolay kolay bozulamaz. Ülkenin üniter yapısı ancak, ülkenin federasyonlara ayrılması ve özerk bölgelerin oluşması ile olur ki, buda ayrışma, bölünme demektir.

                                      **

   Bebek katili Öcalan ,”Erdoğan’ın başkanlık sistemini destekliyoruz. Beni içeriden çıkaracak olan ancak Erdoğan’dır” diyor. ( Sızdırılan İmralı Tutanakları)  Leyla Zana, “Özerklik ancak başkanlık sistemi ile meşruiyet kazanır” demektedir.

    Çözüm sürecini yürütenlerden HDP’li, Sırrı Süreyya Önder, “Öcalan’ın hükümete verdiği taslak metindeki İLK ŞART ÖZERKLİKTİR. Bunun içinde, Anayasal ve yasal değişikliklerin hepsi var.”demektedir.Konu gayet açık değil mi? Bunlar halkı aldatmak için bu görüntüyü vermektedirler.

                                   ***

       Hükümet sözcüsü, Bülent Arınç, 2013 yılında, ABD’ye yaptığı ziyarette, PKK için kendi iktidarları dönemlerinde yaptıklarını anlatırken, “Sayın Öcalan” demek suç kavramından çıktı. PKK’nin kendilerine ait bayrağını ve Öcalan’ın posterlerini taşımayı suç olmaktan çıkardık. Artık, Federasyonlar, demokratik Özerklikler fiilen suç değil, bu suçlamalardan hapis atanlarda içeriden çıktı” diyor.

                                  ***

        İktidar sahipleri, ülkenin federasyonlara ayrılması ve özerklikler ilan etmeleri ve bayraklarının ve Öcalan’ın posterlerine varana kadar taşımaları için Kanunlar çıkarılarak her şeyin alt yapısını hazırladıklarını açıkça itiraf edilmektedir. İşte, Ak- Parti ve HDP, başkanlık sistemini kendileri için, kurtuluş olarak görmektedirler. Bunun da önemli iki sebebe vardır.

                                   **

    BİRİNCİSİ SEBEBİ, Ülkeyi soyan ve yapılan yolsuzluklar ve rüşvetin üzerini kapatmak ve     tek adam yönetimlerinde olduğu gibi, yasama, yürütme ve yargıyı, kendi uhdesine alarak, yargıdan kurtulmak ve başkanlık sistemi ile meşrulaştırmak istenmektedir.

                                   ***

     İKİNCİSİ, Güneydoğu Anadolu bölgesinde, fiilen kurulmuş federal- Özerk Paralel devleti, Başkanlık sistemi kılıfı ile ülkeyi federasyonlara bölerek (ayrıştırarak) meşrulaştırmaktır. Çünkü, Federasyon demek, ayrışmak demektir. Ayrışmak demek zaten bölünme demektir. İnsanlar birleşerek mi, yoksa ayrışarak mı güçlü olurlar?

                                   ***  

        Dönemin başbakanı; “Ben bir şey söylüyorum, yargı engel oluyor. Kuvvetler ayrılığı var ya geliyor önümüze, engel olarak dikiliyor” Taraf olan bertaraf olur.” Denilmektedir Yargının engel olarak görüldüğü ülkelerde demokrasi olur mu?

       İşte bu iki nedenle başkanlık sistemine sarılmışlardır. 03.05.2015

    Bu nedenle; AKP’nin istediği başkanlık sistemi ile Başbuğ Türkeş’in bahsettiği BAŞKANLIK sistemi sanki aynıymış gibi ÜLKÜCÜ harekete yönelik algı yönetimi yapılmaktadır. Bunlar 9 IŞIK’ı ya okumamışlar, yada okuduklarını anlamamışlardır

     TÜRKEŞ’İN VE AKP’NİN BAŞKANLIK SİSTEMİ  FARKI

    Alpaslan Türkeş’in Başkanlık Sistemi; Türkçü ve Turancı anlayışa dayalıdır. 250 milyonluk, Türk Federasyonunun kurulması, İslam ülkelerinin de desteğini alarak, güçlerin birleştirilmesi, Birleşmiş Milletlerde, veto hakkına sahip 6. ülke olmasıdır. Bu da, Türk ve İslam aleminin kurtuluş reçetesidir. Yani “Kızıl Elmadır”  

      *                   

     Akp’nin başkanlık sistemi ise; ulus devletimizin federasyonlara ya da eyaletlere ayrılması, yeni sınırların çizilmesidir ki, bu ayrışma ve bölünme demektir. Yasama, yürütme ve yargının tek kişinin uhdesinde olup, bugün olduğu gibi tek elde tutmaktır. .

        *

     Alpaslan Türkeş’in, başkanlık sistemi, Ulus devlet sınırlarını, sınırların dışına çıkarma ve koruma maksadı gütmektedir.Yüzünü  Adriyetik’den, Çin Seddi’ne çevirmiştir.

       *

     Akp’nin başkanlık sistemi ise, mevcut sınırların içinde yeni sınırlar çizmeye yöneliktir ki buda ayrışma demektir. Ayrışmak da bölünmedir. Hiçbir ülkenin ayrışarak güçlendiği görülmemiştir.

      *

    Alpaslan Türkeş; yasama, yürütme ve yargının, denge görevi görmesi, tek adamda toplanmaması ve mutlak gücün sınırlanmasının adına başkanlık sistemi önermiştir.

      *

    AKP ise, yasama, yürütme ve yargının, tek elde toplanması, kendi mutlak gücünü pekiştirme adına başkanlık sistemi istemektedir.

   Alpaslan Türkeş’in başkanlık sistemi anlayışı, Cumhuriyet’in devamından yanadır. AKP’nin ise, “Türk Milleti” kavramını Anayasadan çıkararak, suçladığı Cumhuriyet’i ortadan kaldırma maksadı gütmektedir.

      *

       MHP ve onun lideri, Dt. Devlet Bahçeli ve Ülkücüler, dün ne söylemişlerse bugün aynısını söylemektedirler. Bugün söylediğinin ertesi günü tersini söyleyen yada inkar eden AKP’liler ve onun lideri ile lütfen karıştırmayınız. Ne MHP’liler, 9 Işık’tan vaz  geçer, nede 9 Işık MHP’lilerden.

         *

         SONUÇ OLARAK; Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akp’nin “otoriter” tek adam, Başkanlık Sistemi yerine, merhum Türkeş’in başkanlık sistemini kabul ediyorsa, DESTEKLİYORUZ.

   Sızdırılan İmralı tutanaklarında, Öcalan’ın, “Erdoğan’ın başkanlını destekliyoruz” dediği, Leyla Zana’nın tasdik ettiği başkanlık sistemi mantık dışıdır.