banner333

banner309

20.03.2013, 13:50

SELAM OLSUN HERKESE

             BİZE KIYMET VERENLEREDE VERMEYENLEREDE SELAM OLSUN….
 
            Kendinizi başkalarına anlatabilmeyi, kendiniz için sorun yapmanıza gerek yoktur. Sizi sevenler zaten seveceklerdir. Sizi sevmeyenler ne yapsanız da sevmeyeceklerdir. “Ağzınızla kuş tutsanız” da (deyiminde olduğu gibi) sevmeyeceklerdir.
 
Sevenlerinizin hayatında yer edinmiş ve öncelikli seçeneklerinden biriyseniz eğer, önemsenme önceliği olan bir duruma gelindiğinde bulunduğunuz konumunuz açısından da kriterleriniz uygun düşüyorsa önceliğinizin olacağı mutlaktır. Bundan şüpheniz olmasın.
 
            İnsanlar arası ilişkilerin en dengeli olduğu zamanda, karşılıklı sevginin, saygının ve dostluğun devamlılığı söz konusudur. Aksi durumda ise çok kısa bir temas sonrasında hemen son bulur. Dünyanın en zor işidir insanlarla kendi aranda denge kurabilmek. Mizan terazisi gibidir adeta. Onun için biz insanlara bahşedilen hayatın kıymetini iyi bilmek, başımızdan geçen her olaydan kendi adımıza ders çıkarmak durumunda olup olayların sebep sonuç ilişkilerinin analizlerini de yaparak dengeyi iyi kurabilmeliyiz.
 
Hayat mücadelesi, atletizm sporunun en zor dallarından olan maratona benzetilirse eğer gücünüzü ve nefesinizi iyi ayarlamak durumundasınız. Ayarlayamazsanız maratonun bitimine gelemeyebilirsiniz. Maratonu en sonuncu olarak bitirmek hiç önemli değildir. Önemli olan en sonuncuda olsanız bitime gelebilmenizdir. Dolayısıyla hayat mücadelesi de tıpkı maraton yarışında olduğu gibi güçlü olmayı, zorluklarla mücadele etmeyi ve bunun yanında uzun soluklu olabilmeyi gerektirir. Kendinizi mücadeleye tam olarak hazırlayamamışsanız hayat girdabında kaybolup gidebilirsiniz. Ama diyorsanız ki ben, her türlü bitime gelirim hatta birinci dahi olurum. Evet, belki o da mümkün olabilecektir. Ancak unutmayın ki bu kazanım hiçbir zaman gerçek bir kazanım ve zafer değildir ve olmayacaktır. İçinde bulunduğunuz yarışta, ahlaki değerleri yitirmiş olarak hileli bir kazanımın, kazanmak ve gerçek bir zafer olmadığı gibi, yarışta en sonuncu olmakta kaybetmek değildir. Bundan dolayıdır ki yaşadığımız olayları hayra yormak durumunda olmalıyız. Ki, inancımızda bunu gerektirmektedir. Öyleyse “İyilik Yap Denize At, Balık Bilmezse Malik Bilir.” düsturunca yaşanan bir hayat tarzını özümleyerek, ahlaki değerlerini yitirmiş olarak hileli kazanımların çukurunda boğulmak yerine, sonuncu da olunsa bitime erişebilmişliğin şerefiyle, onurlu bir yaşamın hazzını iliklerine kadar hissetmenin rahatlığı ve huzuru sanırım dünyanın en büyük mutluluğu olsa gerektir.
 
            Bu anlamda elimden geldiğince, gücümün yettiğince hayat maratonunu (Tabiî ki Yücel Rabbimin bana vefa kıldığı ömrümce) tamamlama ve iyilik yapabilme düsturundaki hayat tarzına uygun bir hayatı yaşama gayreti içindeyim ve bu gayret içinde olmaya da devam edeceğim.
 
            Dolayısıyla şuan içinde buluğum yaşamımın gereği olarak memleketimden uzak bir hayat sürdürüyor olmam benim, sevdam olan memleketimden koptuğumun anlamına gelmez. Ben memleketimi çocukluğumda hayallerimde, çok uzun yıllar öncesinde yazma fırsatı bulduğum günden beridir de yazılarımla yaşıyorum. Beni tanımadan bir yazımı okuyarak sadece seçimler öncesine bağlamak düşüncesini şahsıma haksızlık olarak telaki ettiğimi de belirtmek istiyorum. Bunu söylerken kesinlikle bir kızgınlık duygusu içinde değilim ve kızgınlık yaşamıyorum. Tam aksine yorumlarınızdan dolayı çok mutluyum. Öyleki sevgili yorumcu kardeşlerime cevap vererek onlara karşı sevgimi ifade etmeye çalışıyorum. Asıl düşüncem ve niyetim ise yanlış anlaşılmalara neden olmamaktır.   
 
            Yerelde yönetime talip olmaya gelince, bunun bir şanstan öte nasip meselesi olduğuna inan birisi olarak, öncelikle de arz ve talebe dayalı bir istem olayının gelişmesiyle Yüce Allah’ın da nasip etmesi sonucunda tamamlanan bir yazgıdır diye düşünüyorum.
 
Yerel yönetime talip olmak düşüncesi ise daha meslek lisesi yıllarından beri var olan bir hayalimdi. Yeri geldiği için itiraf edeyim; 2004 Yerel Seçimleri benim istemim dışında gelişti. Şöyle ki, benim hedefimde 2004 yılındaki yerel seçime katılmak yoktu. Ancak Ülkücü olmamın hasleti, davama olan mensubiyet şuuru ve onun terbiyesi içinde yüklendiğimiz Türk Milliyetçiliği Davasının yürütülmesi adına o günkü genel merkez yöneticilerimizin bu görevi için beni uygun görüp tevdi ettiler. Ülkücü terbiye gereği verilen göreve itiraz olmayacağından ifa etmeliydim bende öyle yaptım.
 
            Şimdi ise gönlümüzde geçmiyor dersek kendi kendimizi kandırmak olur. Ama bu dönem için böyle bir niyetim ve de düşüncem yok. Bir sonraki dönem içinse, yüce Rabbim ne gösterir bilinmez. Ömrümüz vefa eder sağlık afiyet içinde olur ve hemşerilerimizin de teveccühüne mazhar olup Yüce Rabbimde nasip kılarsa neden olmasın…
 
            BİZE KIYMET VERENLERE DE, VERMEYENLERE DE YANIMIZDA OLANLARA DA, OLMAYANLARA DA SELAM OLSUN……….      
Yorumlar (1)
Aslan 12 yıl önce
İsa bey bana ait olan selamını aldım. Aleykümselam... 2014 Yerel Seçimleri için düşüncelerini tam olarak yansıtmak istememişsin galiba ....yazıda göreve çağırırlarsa giderim gibi bir sinyal var......yanlışım varsa lütfen düzelt. bu arada BOLU BEYİNE DE SELAM VARMI....yeni yazılarını bekliyorum.
2
az bulutlu
Namaz Vakti 22 Kasım 2024
İmsak 05:41
Güneş 07:09
Öğle 12:13
İkindi 14:44
Akşam 17:07
Yatsı 18:30