ORTADOĞU ,TÜRKİYE VE FİLLERİN KAVGASI
En çok oy alan ilk iki parti hükümet kurabilmek için masaya oturdu.Eski uzlaşmaz siyasilerin aksine ılımlı bir iklimde görüşmeler devam ederken ; Türkiye Suruç’ta meydana gelen organize birleşik terör saldırısıyla sarsıldı.Bir el yine devreye girmişti.Bugünlerin moda tabiri “üst akıl” yine ben buradayım diyordu.Ben olmadan masalar kurulamaz,kararlar alınamaz mesajını silahla ve kalemle veriyordu.
Suruç patlamasından bir gün sonra Ceylanpınar’da iki polisimiz uykularında elleri bağlanarak PKK terör örgütü tarafından şehit ediliyor…İstanbul’un göbeğinde yüzleri maskeli ellerinde kalaşnikoflu DHKP-C terör grupları gövde gösterisi yapıyor, PKK Suruç’u ve Doğu ve Güneydoğu’da yapılan barajlarıda bahane ederek sözde çatışmasızlık döneminin sona erdiğini ilan ediyordu.Bir anda Türkiye DAEŞ,PKK ve DHKP-C üçlü terör örgütünün planlı saldırılarıyla karşı karşıya bırakılıyordu.Peki nasıl oluyorda, birbirlerine zıt gibi gözüken bu üç terör örgütü birarada böylesine planlı ve senkronize saldırılar yapabiliyordu.Sanki üçünün ipide aynı elden sallanıyordu.
Suriye’de birbiriyle çatışan DAEŞ ve PKK nasıl olduda sözkonusu Türkiye olunca;ortak hareket edebiliyordu.DHKPC ile DAEŞ hangi planın parçası olarak aynı safta idi.Oyun öylesine büyüktüki bu oyuna bazı yerel basın ve yayın organlarıda kalemleriyle ortak oluyordu.
Kimdi bunlar peki……….elindeki kalemi silah gibi kullanan paralı kalemşörler devreye giriyor ; “KANDİL’in vurulmasını hükümetin tek başına iktidar olabilmek arzusuna bağlayarak,bunların oy hesabına yapıldığı”algısını yaymaya çalışarak “OY ANAM OY”manşetlerini atıyor ve bu çirkin saldırıları meşru gibi göstermeye çalışıyordu.
Paralel basın kanalı STV’de tartışan iki sözde aydın “İki polis için kandil’mi bombalanıyor.O füzelerin maliyeti ne kadardır” deme küstahlığını kendilerinde bulabiliyordu. Herhalde 11 Eylül’ün ardından ABD’de böyle bir söz söyleyen gazeticileri yerin yedi kat dibine gömerdiler,Avrupa’da sokağın ortasında linç ederlerdi…..Maalesef bizde hiçbirşey olmadan bu işbirlikçiler hala yaşam hakkı bulabiliyor.
Doğan grubuna ait bütün yayın organlarıda cici çocuk Demirtaş’ı aklamaya gayreti içinde, Almanya’dan aldıkları talimatları kusurca icra ediyorlardı.
Suruç Patlamasından sonra Diyarbakır ve Malatya’dan kalkan F16’dan önce DAEŞ hedeflerinı ardından beklenmedik bir şekilde Kandil’i bombalamaya başlayınca….Alman dışışleri bakanı ‘’DAEŞ’i vurdunuzda PKK ‘yı niye vuruyorsunuz ‘’ diye açık beyanlarıyla gizli maskesini düşürüyordu.
Çok büyük bir gazete Atatürk’ün”Yurtta Sulh Dünyada Sulh “ sözünü değiştirip “Yurtta Savaş,Dünyada Savaş “ diye manşet atarak KANDİL’e milli imkanlarla yapılan tarihin en yıkıcı meşru operasyonlarını gölgelemeye çalışıyordu.
Terör yuvası KANDİL ve kamplarına yapılan etkili operasyonlar ardından ;Türkiyelileşme sloganıyla yola çıkan ve 80 milletvekili gibi büyük bir temsil elde eden , HDP soluğu milletde değil ağababaları Brüksel’de alıyordu.Bir başka eşbaşkanı alenen “sırtımızı YPJ’YE ,YGP’YE VE PYD’ye “ dayıyoruz diyerek …..asıl niyetini ortaya çıkarıyordu.
Aslında kısaca özetlemeye çalıştığımız bütün bu terör örgütleri ve yandaş medya işbirlikçileri sadece figürandı…onlar kendilerine verilen oyunu sahnenin önünde eksiksiz oynayan. ipleri dışarı olan kuklalardı.Asıl oyunu anlamak için bu dönemde meydana gelen önemli dış gelişmelere bakalım.
Güney sınırımız 100 yıl önce ,Fransa ve İngiltere arasında yapılan “SYCES- PİCOT” gizli anlaşmasıyla masada çizilmiş olup….yapılan bu kirli anlaşmaların süresi yakında sona erecektir.Yıllardır bölgedeki petrol ve doğalgazı paylaşan Fransa ve İngiltere ellerindekileri kaybetmemek isterken,ABD bölgede kendi hakimiyetini kurmak istiyor bunuda Türkiye olmadan yapamayacağını çok iyi biliyor.Bir tarafdanda Almanya pastaya talip.
Aslında Ortadoğudaki savaş ABD ve AVRUPA arasındadır. Her iki tarafda, bu oyunu Türkiye’siz kazanamayacağını ÇOK iyi biliyor.Bir anda patlayan bombalar, bunun açık göstergesidir.
AVRUPA kürt kimliğini kaşıyarak Türkiye’yi zayıf düşürmek, masadan atarak, kendi kontrolünü altına almak İçin PKK,DHKPC, DAEŞ ve basın kartlarını masaya sürerken ….ABD Türkiye ile zorunlu birlikteliğini devam ettirerek , Ortadoğu’da kendi paylaşımını yapmak arzusunda.
Bunun içindir ki bir yıldır Türk ve ABD yetkilileri arasında devam eden görüşmeler anlaşmaya vardı. Türkiye İncirliği ABD’ye ,ABD’de de Kandil’i Türkiye’ye vererek …. Masayı birlikte kurmaya başladı. ABD Dışişleri sözcüleri tarafından PKK’yı kınayan mesajlarda bu birlikteliğin açık göstergesidir.Türkiye’de yıllardır vurguladığı sınırlarındaki güvenli bölgeyi ABD’ye kabul ettirerek, Türkmenleri buralara yerleştirme planını çoktan hayata geçirmeye başladı.
Türkiye’nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Mesut Barzani ile yaptığı 50 yıllık Musul ve Kerkük petrollerinin Türkiye üzerinden pazarlanması anlaşması sonrasında bir anda İngiliz gizli servis M16’nın kurduğu DAEŞ’in ortaya çıkması bu savaşın başlangıcı idi…….Buna karşılık Türkiye ve ABD ortak konsorsiyomu ; İncirlik,Kandil ve güvenlikli bölge Cerablus üzerinde yaptıkları operasyonlarla karşılık vermiştirler.
Avrupa kanadı Türkiye’deki piyonlarını devreye sokarak “Biz olmadan bu masaya oturamazsınız diyor”
Özetle Ortadoğu sınırları yeniden çizilirken, dün Afganistan’da çarpışan Filler bugün topraklarımızda
Çarpışıyor. Bu şavaşta Türkiye bir taraftan kendi içindeki, yerli işbirlikçileri temizlerken bir taraftanda 100 yıl önce kendisinden alınan toprakları geri almaya çalışıyor…..
İmsak | 05:44 | ||
Güneş | 07:13 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:43 | ||
Akşam | 17:05 | ||
Yatsı | 18:29 |