17.06.2012, 15:48
KOMPLO 2015
Uluslararası ilişkilerde kuramsal teori disiplinin ana omurgasını oluşturmaktadır. Popüler uluslararası ilişkilerde teori çok önemli bir yer tutmakla beraber Türkiye’deki uluslararası ilişkilerde ne yazık ki kuramsal teori bir o kadar geri planda tutuluyor. Her ne kadar kuramsal çerçevede yazıldığı iddia edilen kitaplar da olsa ve her ne kadar kuramsal teorinin Türk uluslararası ilişkilerinde önemle uygulanması ve vurgulanması gerekliliğini ana muhteva olarak açıklayan kitaplar da basılsa, Türk uluslararası ilişkilerinde ve uluslararası ilişkiler çalışanlarında kuramsal teori geliştirme ve teoriyi zemine oturtarak politik-sosyal olayları kuram ışığında analitik bir şekilde açıklama ilgisi ve bilgisi halâ kısıtlıdır.
Türk uluslararası ilişkilerinin kurulması sırasında kuramsal teoriye yeterince önem verilmemesi, disiplinin içerisinde yetişmeyen ve kuramsal-kavramsal-metedolojik alt yapıdan uzak kişilerin uluslararası ilişkiler disiplinine yönelmesi, uluslararası konuların komploya yatkınlığı, alanın sübjektif niteliği, sosyo-kültürel ortamın gelişmişliği/az gelişmişliği, küreselleşme ile bilgiye hızlı ulaşmanın önünün açılması “komplo teorisi” üretmenin alt yapısını kurmuştur. Nitekim verilerin çok olması ve muhtevalı araştırma mücadelesine girilmesine gerek bırakmadan kesin yargılara ulaşma olanağının düşünülmesi de günümüzde komplo teorilerine olan ilginin artmasına neden olmuş ve konu popüler bir hâl almıştır.
Öyle ki Türk uluslararası ilişkilerinde kuramsal çerçevenin oturtulması için yeni ekol arayışı içerisinde olan uluslararası ilişkiler uzmanları dahi eserlerinde kuramsal teorik düzeyden çok tarihsel argümanların alt yapıları ile tarihsel olgular içeren eserler ortaya çıkarmaktadırlar. Nitekim uluslararası ilişkiler tarih ile iç içedir; ancak uluslararası ilişkiler tarih değildir. Bu bağlamda günümüz olaylarını gelecekle harmonize etmek isteyen aydın profili ise alanın sübjektif niteliğinin tesiri altında kalarak konuyu kişiselleştirip, derinlemesine araştırma yöntemini göz ardı ederek “komplo teorileri” ve uluslararası ilişkileri aynı çatı altında buluşturma eğilimi göstererek amaca ulaşmayan bir hâl görünümünü resmektedirler.
Türk tarihinin önemli sorunlarını ve bölgeleri kendilerine alan olarak belirleyen uluslararası ilişkilerciler, kendilerini uluslararası ilişkiler uzmanı olarak tanıtmaktan ziyade Ortadoğu, Kafkasya, ABD, Ermeni… vb. gibi uzmanlıkları sıfat olarak isimlerinin önlerine niteleme gereği hissetmişler ve bu durumda da ilk önce bölgenin ya da olayın tarihsel içeriğinde boğularak gelişmeden uzak kalmışlardır. Bu çerçevede Kürt sorunun incelenmesi şu an uluslararası ilişkiler ve think-thank merkezlerinin uzmanları tarafından tartışılan konu olmuş; bu çerçevede bazı uluslararası ilişkiler uzmanları konunun tarihini anlatmakta iken; bazı uzmanlar ise konuya çözüm önerileri! getirmek için komplo teorileri (ayrıştırma teorileri) üretmektedirler. Öyle ki Türk uluslararası ilişkilerinin gündemi bölgesel nitelikte olan Kürt sorununu uluslararasılaştırma çabaları altında ezilmiştir. Kuram-kavram ve metedoloji sınıfta kalmıştır.
Son dönemde Türk uluslararası ilişkiler disiplinini aydınları sürekli –özellikle Kürt sorununda- bir çözüm önerisi şeklinde komplo ortaya atıyorlar. Araştırıldığında hangi uzmanın hangi konu için öneri hazırlığına girdiği pekala görülebilir. Herkesin çözüm önerisi için bir şeyler önerdiği Türk uluslararası ilişkilerinde biz de Türk uluslararası ilişkilerinin anarşik ortamını derinleştirecek bir takım komplolar söyleme gereği hissettik. Ve bunu şöyle sıraladık:
Yıl:2015.
1. Ermeni Yasa Tasarısı ABD Senatosunda kabul edilir. Bunu sırası ile başat Avrupa devletleri senatoları izler...
2. Stratejik ortaklık ABD'nin isteği ile son bulur. Büyük Ortadoğu Türkiye'nin elinde patlar.
3. ABD için bölgesel güçleri karşısına alan Türkiye, anarşik uluslararası sistemde tek başına kalmıştır.
4. Petrol ve doğal gaz boru hatları kapatılmış, Türkiye yalnızlığa ve çaresizliğe itilmiştir.
5. Ermeni terörü ABD'den güç alarak hortlamış ve seri katliam planını devreye sokmuştur. Yeni ASALA büyük kinle uyanmıştır!
6. Bu durum zinciri Kandil’i harekete geçirmiş. Barzani Büyük Kürdistan'ı ilan etmiş ve Diyarbakır'ı Kürdistan'ın başkenti ilan etmiştir.
Bu bir komplo teorisi… Tıpkı “Kültürel Haklar” gibi… Tıpkı “Kürt sorununa çözüm arama” yolları gibi…
Türk uluslararası ilişkilerinin kurulması sırasında kuramsal teoriye yeterince önem verilmemesi, disiplinin içerisinde yetişmeyen ve kuramsal-kavramsal-metedolojik alt yapıdan uzak kişilerin uluslararası ilişkiler disiplinine yönelmesi, uluslararası konuların komploya yatkınlığı, alanın sübjektif niteliği, sosyo-kültürel ortamın gelişmişliği/az gelişmişliği, küreselleşme ile bilgiye hızlı ulaşmanın önünün açılması “komplo teorisi” üretmenin alt yapısını kurmuştur. Nitekim verilerin çok olması ve muhtevalı araştırma mücadelesine girilmesine gerek bırakmadan kesin yargılara ulaşma olanağının düşünülmesi de günümüzde komplo teorilerine olan ilginin artmasına neden olmuş ve konu popüler bir hâl almıştır.
Öyle ki Türk uluslararası ilişkilerinde kuramsal çerçevenin oturtulması için yeni ekol arayışı içerisinde olan uluslararası ilişkiler uzmanları dahi eserlerinde kuramsal teorik düzeyden çok tarihsel argümanların alt yapıları ile tarihsel olgular içeren eserler ortaya çıkarmaktadırlar. Nitekim uluslararası ilişkiler tarih ile iç içedir; ancak uluslararası ilişkiler tarih değildir. Bu bağlamda günümüz olaylarını gelecekle harmonize etmek isteyen aydın profili ise alanın sübjektif niteliğinin tesiri altında kalarak konuyu kişiselleştirip, derinlemesine araştırma yöntemini göz ardı ederek “komplo teorileri” ve uluslararası ilişkileri aynı çatı altında buluşturma eğilimi göstererek amaca ulaşmayan bir hâl görünümünü resmektedirler.
Türk tarihinin önemli sorunlarını ve bölgeleri kendilerine alan olarak belirleyen uluslararası ilişkilerciler, kendilerini uluslararası ilişkiler uzmanı olarak tanıtmaktan ziyade Ortadoğu, Kafkasya, ABD, Ermeni… vb. gibi uzmanlıkları sıfat olarak isimlerinin önlerine niteleme gereği hissetmişler ve bu durumda da ilk önce bölgenin ya da olayın tarihsel içeriğinde boğularak gelişmeden uzak kalmışlardır. Bu çerçevede Kürt sorunun incelenmesi şu an uluslararası ilişkiler ve think-thank merkezlerinin uzmanları tarafından tartışılan konu olmuş; bu çerçevede bazı uluslararası ilişkiler uzmanları konunun tarihini anlatmakta iken; bazı uzmanlar ise konuya çözüm önerileri! getirmek için komplo teorileri (ayrıştırma teorileri) üretmektedirler. Öyle ki Türk uluslararası ilişkilerinin gündemi bölgesel nitelikte olan Kürt sorununu uluslararasılaştırma çabaları altında ezilmiştir. Kuram-kavram ve metedoloji sınıfta kalmıştır.
Son dönemde Türk uluslararası ilişkiler disiplinini aydınları sürekli –özellikle Kürt sorununda- bir çözüm önerisi şeklinde komplo ortaya atıyorlar. Araştırıldığında hangi uzmanın hangi konu için öneri hazırlığına girdiği pekala görülebilir. Herkesin çözüm önerisi için bir şeyler önerdiği Türk uluslararası ilişkilerinde biz de Türk uluslararası ilişkilerinin anarşik ortamını derinleştirecek bir takım komplolar söyleme gereği hissettik. Ve bunu şöyle sıraladık:
Yıl:2015.
1. Ermeni Yasa Tasarısı ABD Senatosunda kabul edilir. Bunu sırası ile başat Avrupa devletleri senatoları izler...
2. Stratejik ortaklık ABD'nin isteği ile son bulur. Büyük Ortadoğu Türkiye'nin elinde patlar.
3. ABD için bölgesel güçleri karşısına alan Türkiye, anarşik uluslararası sistemde tek başına kalmıştır.
4. Petrol ve doğal gaz boru hatları kapatılmış, Türkiye yalnızlığa ve çaresizliğe itilmiştir.
5. Ermeni terörü ABD'den güç alarak hortlamış ve seri katliam planını devreye sokmuştur. Yeni ASALA büyük kinle uyanmıştır!
6. Bu durum zinciri Kandil’i harekete geçirmiş. Barzani Büyük Kürdistan'ı ilan etmiş ve Diyarbakır'ı Kürdistan'ın başkenti ilan etmiştir.
Bu bir komplo teorisi… Tıpkı “Kültürel Haklar” gibi… Tıpkı “Kürt sorununa çözüm arama” yolları gibi…
2
az bulutlu
Namaz Vakti
22 Kasım 2024
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |