08.03.2013, 16:12
GÜNDEME DAİR
Aslında gündemle ilgili konulardan uzak kalmak için bir hayli gayret gösteriyorum. Çünkü içimi yakıyor. Hem de çok yakıyor ve içim çok acıyor.
Gerçekte ise, yakmak ve acıma sözcükleri içimdeki yangının ve acının anlamlandırılmasında ne kadar yeterli?
Ülkemizin geldiği şu günlere bakıp ta içi yanmayan veya içi acımayan var mı ki? (Vatansızlar ve hainler hariç tabi)
Hele ki, milletimizin % 50 oyunu almış bir partinin tek başına oluşturduğu güçlü bir iktidar döneminde.
Hele ki, milletimizin % 50 oyunu almış bir partinin tek başına oluşturduğu güçlü bir iktidar döneminde.
Bu durum nasıl ve neyle izah edilebilir ki?
Bu nasıl bir beyin uyuşukluğudur ki, çözülemiyor?
Cümle âleme yutturulan “İmralı süreci” muamması yüzünden günlerdir kafam zonkluyor şekerim çıkıyor ve tansiyonum yükseliyor.
Karabasanlı gecelerden kurtulmadan havaleli gündüzlere kalkıyorum.
Ama “Aman barış gelsin de ben baldıran zehri içerim.” diyen başbakanımızın sözünden yola çıkarsak, (Hasan Sabbah misali) her şey güllük gülistanlık ve pembeliklerin yaşandığı bir dünya ülkesiyiz.
“Barış gelsin dağlara.” Yansa da şehirler, kan ağlasa da yürekler.
Bu arada “Baldıranı” bir tek “Sokrates’in içtiğini” okumuştum bir makalede.
Bizim başbakanın yanında Sokrates’in lafı bile olmaz ya…
Barışa karşı olmak… Kimin haddine. Ama bu kelimenin anlamı bu kadar basit olmamalı. Lağım çukuru yaratıkları bu ülkede ne olmak istediler de olamadılar ki de dağlara çıkıp vatan evlatlarını kalleşçe pusularla şehit ediyorlar. Ortaya konan bu saçmalığa “BARIŞ” sözcüğünün kalkan edilmesinin bir vebali olmalıdır. Bu vebal kimin veya kimlerin omzunda yer alacak göreceğiz. Bu öyle bir vebal ki, hani diyorlar ya “tüyü bitmemiş yetim hakkı” diye. Tüyü bitmemiş yetim haklarını çoktan geçti. Bu vebal tüm Türklük ve İslam coğrafyasının ta ilk kurulduğundan bu yana yaşamış olanları kapsamaktadır. Verilen milyonlarca şehidin kemiklerini sızlatan bir vebaldir.
Vatan için ölenler şehit (Allah’ın huzurunda diri olarak hazır bulunup rızıklanacağı ve cennete gireceğine şahadet olunduğu için) olur ve bu adı alırlar.
Peygamber efendimiz (s. a. s.) hadisi şeriflerinde buyururlar ki, “Hiç kimse cennete girdikten sonra bütün dünyaya sahip olsa bile tekrar dünyaya dönmek istemez, yalnız şehitler kendilerine verilen nimetler sebebiyle dünyaya dönüp on defa şehit olmayı arzu ederler.
Vatan sevgisi imandandır…
Bu iman, Müslüman Türk Milletini tarihler boyu zaferden zafere koşturan, tarih sayfalarını kahramanlık destanları ile süsleten, vatana hizmet etmek ve vatan uğrunda şehit olma arzusu ve inancıdır.
Bu iman, İslam için büyük tehlike olan haçlı ordusunun saldırılarını bertaraf ettiren ve dünyada bir başka örneği olmayan yedi düvele karşı, KURTULUŞ savaşıyla düşmanları vatan topraklarından atıp denize döktüren inançtır.
Her karış toprağı şehit kanlarıyla yoğrulmuş bir vatan.
Ve hal böyleyken dünün CANİSİ, BEBEK KATİLİ olan bir şerefsizin bu günlerde sayın olması anlaşılabilir bir durum değildir. Bu durumun hikmeti sebebini AKP iktidarı millete açıklamak durumundadır.
Bu görüşmeler yapılacaktıysa neden binlerce genç fidan şehit verildi?
Şerefsizin söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil.
Tek başına iktidara gelmiş güçlü bir iktidarın; iktidar ve var olma sebebi benim diyor.
Dediklerim yapmazsanız 50 bin şerefsizim var onlarla saldırıya geçerim diyor.
Dünyaya kafa tuttuğunu söyleyen ve mitinglerde arslanlar gibi kükreyen Sayın Başbakanımız bu olay karşısında neden süt dökmüş kedi misali sesi soluğu çıkamaz duruma geldi. Neden ki acaba?
Sayın Başbakanımız bu gelişmelere karşı tepki yerine yine en başarılı olduğu (Olayları maniple etme) yeteneğini devreye sokuyor ve her zaman olduğu gibi aksi ve farklı yönlere, özellikle basına tazyik ederek hedef saptırıyor.
Bunda bir tezatlık yok mu?
İçerde yatan bir caniyi ve bebek katilini bu kadar cesaretlendiren ne ola ki?
Öyleyse, caniden (bebek katilinden) bu kadar çekinildiğine göre söyledikleri gerçek (mi)?
Hadi bazı iktidar mensuplarının ve onların meclise kadar gelebilmiş işbirlikçilerinin rüyası hülyası olabilir.
Ama Sayın Başbakanımıza ne oluyor ki?
İçimdeki şüphelere inanmak istemiyorum.
Peygamber efendimizin (s. a. s.) övüncüne mazhar olmuş bir milleti ve ordusunu en güzel anlatan büyük şair Yahya Kemal’in şu dörtlüğü;
Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi!
Senin uğrunda ölen ordu budur Yârabbi!
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!.. ile bitirelim,
Bahattin UÇAK
12 yıl önce
İsa abi, bu yazdıklarını okuyan varmı acaba? Okuyup ta anlayan varmı acaba? Anlayıp ta tepki veren varmı acaba? Ya ALLAH aşkına biz kiminle barış yapmak istiyoruz? Suriye ile mi? Yunanistan ile mi? Irak ile mi? Rusya ile mi? yoookk, peki kim bu karşımızdaki devlet ne için bu pazarlık. Tarih de ben hiç okumadım bir devletin şahısla barış yaptığını, pazarlık ettiğini. ALLAH sonumuzu hayırlı etsin. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Cevapla
Beğendim (0)
Beğenmedim (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti
22 Kasım 2024
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |