banner333

banner309

17.08.2013, 10:43

DEVLET OLMAK ve Şiran

Devlet olabilmenin öncelikleri, DİL birliği, TARİH birliği ve MİLLET olabilme şuuru, mensubiyeti içinde olan bir toplum olmaktan geçer. Bu kavramları taşıyan toplumlar devleti oluştururlar.
Bu kavramlar çerçevesinde oluşturulmuş, gelmiş geçmiş ve hala yaşamakta olan devletler vardır.
Bu anlamda geçmişte kurulmuş her Türk devleti bu kavramların en güzel örneklerini vermişlerdir. En son Osmanlı İmparatorluğunun üç kıtaya hükmetmesidir.
Ancak görüldüğü gibi dünya böyle bir yapıyı kaldıramamış ve şer odakları boş durmayıp her fırsatta, her boşlukta Müslüman Türk devletlerini yıkmak adına oluşturdukları şer güçlerle bu düzeni paramparça etmişlerdir.
Ve artık sıra TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNDEDİR.
Ve her zaman olduğu gibi dıştan yıkamadıkları için içten satın aldıkları devşirmelerle bunu yapmaktadırlar.
Ve günümüz iktidarı gibi güçlü olmanın vehmine kapılmış; Osmanlı padişahları İmparatorluğun altının oyulduğunun farkına vardıklarında “atı alan Üsküdar’ı (çoktan) geçti” cümle gurubunun tamda ifadesini bulduğu durumdaydı, günümüzde de hal böyle olunca bu günleri yaşamamız kaçınılmazdı. Aynı senaryoyu günümüzde açık bir şekilde yaşamaktayız. Öyle ki, Osmanlı olma hayalinde gezinenler için Yüce Rabbim Üsküdar’ın geçilmesine izin vermeden uyanmasını sağlar. Şuan için O’nun adaletine sığınmaktan başkaca ümidimiz yok gibi.
Tarihimize bakınca, Orta Asya’da Çin Seddi’ni yaptıran güç ile Anadolu’da “çağ kapatıp çağ açan” gücün bir devlet geleneğinden geldiğinin idrakinde olamayanlar hasbelkader yöneticisi konumunda oldukları devleti kendi sınırlarını koruyamama acziyetine düşürmektedirler. Dolayısıyla bir devlet olmak için; var olmak adına verilen Kurtuluş mücadelesinde görüldü ki devlet olabilmenin ve varlığını devam ettirebilmenin yegâne gerçeği Millet olmak geçmektedir. Ve bu ülke henüz daha Millet olma hasletlerini yitirmemişken çok yakın geçmişimizden ders almak ve bu hasletlerimizin farkında olmak durumundayız.
Ne yazık ki, o günlerde Millet olmanın hasletlerinin farkında olamayanların bu günkü uzantılarının yüzünden hasletlerimiz elimizden bir bir alınmakta ve kendi içimizde bir ötekileştirme yaşamaktayız.
Bu açıkça görülmüyor mu?

Bir millet olmanın ve bunun paralelinde de bir devlet olmanın mücadelesini başlatarak dünyada bir başka örneği olmayan bir savaşı, tüm olumsuz şartlara rağmen zafere ulaştıranların çizmiş oldukları yoldan onları suçlayarak ayrılmaların yaşanması sonucu gelinen nokta da; içimize sokulan nifaklarla başlatılan ayrışmaların her türlüsü denendi ve hala denenmektedir. Osmanlının son dönemlerinde, Osmanlı İmparatorluğunun en yüksek makamlarında görev alan ve ticaretin neredeyse tamamını elinde tutan Ermeni ve Rum hareketlerinin sonunda yaşananlar bu günlerde de aynı şer odakları bazı ermeni kalıntılarıyla bin yıllık kardeşliğin bozulması adına aynı oyunun sahnelememektedir. Diğer taraftan 1940’lardan sonra askerimizin içinde İslam karşıtı çalışmaların 28 Şubatlara vardırılan sonuçları. Bir diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlara karşı “din düşmanı” idiler yaftasının yaygınlaştırılması.
Bu kurguların arasında 1960’larda başlatılan komünist hareketler ve buna karşı ülkücülük hareketi. Ve en sonunda gelinen “kurunun yanında yaşların yakıldığı” Ergenekon. Güya askerlerin içindeki 28 Şubat’çıların cezalandırılması hareketi. Ama yetmiyor “Balyoz” hareketi.
            Ancak görülen o ki, nereden bakılırsa bakılsın dış mihraklı, şer odaklı zihniyetin ortaya koyduğu çok açık olmasına karşın uyuşuk ve zavallı hale getirilmiş olmasından kaynaklanan ve hiçbir zaman adaletli olmayan tamamen ön yargılı şuursuzca yapılanlar bu ülkeye huzur, mutluluk getirmemiştir ve getirmeyecektir.
            Bu ülkeyi kurtaran ve kuranlara “din düşmanı” demek ne kadar yanlış ise “dini vecibelerini yerine getirenleri dışlamak” ve başörtüsüyle uğraşmakta o kadar abesle iştigal etmektir.
            Doğrular ve gerçek suçlular hususunda net olunmadığı ve Milletle paylaşılmadığı sürece beyinlerde oluşan izdihamların çözüme ulaşması mümkün değildir.
Ergenekon davasında yargılanan bu ülkenin genelkurmay başkanı, gizli tanığın pkklı şerefsizse sen bu davanın haklılığını yandaş ve yalakaların dışında hiç kimseye anlatamazsın. 28 Şubat’tan veya ihtilal yapacaklardı diye yargılıyorsan onun gerekçelerini açıklayacaksın. Yoksa seninde kara 12 Eylül’cülerden bir farkın kalmaz.
 
            Ülkemizin genel ahvalinden sonra olayları Şiran düzeyine indirgemek ve Şiran için gözlemlerimi (şimdilik) kısa olmak kaydıyla bir değerlendirmeye tabi tutarsam şunları söyleyebilirim;
            Öncelikle Şiran’da, gelinen gelişmişlik düzeyini istenilen seviyede bulmadığımı söyleyebilirim. Genç ve iktidar partisine geçen Sayın Belediye başkanımızdan beklentilerimi göremedim. Şehir imarı açısından daha önce dile getirdiğim meselelerin daha da çetrefilleştiği de aşikârdır.
Şiran’ın birçok meselesi varken siyasetin öne çıkarılmasıyla yapılması gerekli çalışmaların ötelenmeye çalışması belediye açısından bir handikap yaratacağını düşünmekteyim. Hatta bu seçim arifesinde başkanlığın kaybedilme riskini artırmaktadır. Sanırım Sayın Başkanımız bu durumu görmüş olmalı ki, başkanlığı askıya almış ve şimdiden birebir markajlı çalışmalara başlamış olduğunu görülmektedir.
            Diğer taraftan MHP Şiran Belediye Başkan Adayını bir iftar yemeği ile açıklanması manevi duyguların yoğunluğu ile coşkuya dönüşmüş ve başkan adayı olarak takdim edilen Sayın Ömer Yeniçeri, adaylığını belediye başkanlığına taşıma arzusunun ne kadar güçlü olduğunu gördük. Allah Celle Celaluhu yardımcısı olsun. Bu arzunun öne çıkışı kendi özgüveninden kaynaklanmaktadır. Buda Sayın Ömer Yeniçeri’ye artı puan kazandırmaktadır.
Belki “pişmiş aşa şu katmak” gibi görülebilir ama? Ben yinede bu konudaki düşüncemi ifade etmek istiyorum. Aynı hareketin mensubu olmanın dışında yaşanmış tecrübelerin ışığında bana göre adaylık açıklamasının biraz erken olduğu düşüncemi (naçizane) ifade etmek istiyorum.  
Bu düşüncemin nedenlerini de şöyle dile getirebilirim;
Birkere bu günkü seçim ortamı, geçen seçim ortamlarından daha farklı. Sanırım herkes bunun farkında ve bende detaya girmeyeceğim. Ayrıca şartların biraz daha olgunlaşmasının yanında diğer aday adaylarının veya bu seçimde bende varım diyenlerin duruşlarını görmek ve ona göre bir strateji geliştirmek. Sayın Ömer Yeniçeri lehine oluşana kamuoyuyla daha da güçlenmesi ve diğerlerinin yanında yer alacaklarını düşündüğüm içindir. Bununla beraber (beklide) çoklu başkanlık sürecinden tek rakipli bir başkanlık sürecine girilecektir.
Bunun sonucunda rakip başkan adayının mevcut belediye başkanı olmasının ve iktidar partisinden olmasının avantajını, dezavantaja döndürülmesi dışında karşısında güçlü bir adayı görmesiyle de hata yapma oranının artmasına dolayısıyla da daha çok açık verecek olmasının göz ardı edilmemesi gerekirdi şeklinde düşünmekle birlikte, edindiğim kanıya göre de mevcut Belediye Başkanımızın bu konuya yatkın bir yapıya sahip durumu vardır.
Umarım “pişmiş aşa su katmadık.” Sadece ve halisane düşüncelerimi dile getirdim.
Tüm bunların dışında yukarda da belirttiğim gibi Sayın Ömer Yeniçeri’deki o öz güveni ve kazanma arzusunu sonuna kadar görüyorum. Ve kazanacağına da en yürekten inanıyor ve göstermiş olduğu medeni cesaretinden dolayı kendisini canı gönülden tebrik ediyor ve Cenab-ı Allah Celle Celaluhu’ dan dan rahmetini bereketini niyaz ediyorum.
Bu anlamda meydana çıkmış tüm yiğit yüreklere en içten sevgi, selam ve muhabbetlerimi sunarım.
Son söz olarak;
Şiran geçen Ramazandan bu Ramazana, İne Mahallesi yolu dışında bir değişiklik göstermemiş.
Ama olsun.
Her şeye rağmen Şiran’da olmak çok ayrı ve çok güzeldi.
Ve ben Şiran’ı her şeyiyle seviyorum. 
Yorumlar (3)
bir dost 11 yıl önce
sayın yılmaz önceki dönem MHP den aday oldunuz.anneniz karaköylü olmasına rağmen karaköyden oy vermedi akrabalarınız.ömer dediğin şahıs o gün gitti hüseyin koyunoğlunun ak partisine verdi.üç ay sonra beklediği rantı göremeyince onu bıraktı yavuza gitti.şimdi MHP limi oldu.ayıptır yazıktır günahtır.şirandan bu kadar dalga geçilmez ki.
Bahattin UÇAK 11 yıl önce
İzlemlerin ve takipliliğinle gurur duyuyorum.
DEVLET BAHÇELİ 11 yıl önce
YAZARIN AKLINA DEVLET DEYİNCE DEVLET BAHÇELİ GELİYOR GALİBA.AMA ŞİRAN DEVLET BAHÇELİDEN VE ONUN VEKİLİNDEN HİÇBİR ŞEY GÖRMEDİ Kİ.BEDRİ YAŞAR KIRIKLI KELKİT ARASINDAKİ YOLA HARCADIĞI EMEĞİ İKİSU ŞİRAN YOLUNA VERSEYDİ VEKİLLİĞİNDE BU YOL ELLİ SEFER BİTMİŞTİ.ŞİMDİ KALKMIŞ POLİTİKA YAPIYORSUNUZ .ŞİRAN NE GÖRDÜYSE AK PARTİDEN GÖRDÜ.NANKÖR OLMAYIN
2
az bulutlu
Namaz Vakti 22 Kasım 2024
İmsak 05:41
Güneş 07:09
Öğle 12:13
İkindi 14:44
Akşam 17:07
Yatsı 18:30