banner333

banner309

23.12.2014, 15:49

BOZULMAYA YOSUN TUTMUŞ TÜMCELER

BOZULMAYA YOSUN TUTMUŞ TÜMCELER (Deneme yazısı)

Sözümüzün akışını bozup güzel kelimeler aramaktansa naif kelimeleri bozup, sözümün akışına göre uydurmayı daha doğru buluyorum diyenler çok. Ancak ben bu fikrin çok uzağında kalmış bir dizeyim. Sözün akışı bozulursa her bir insan, her bir yöre kendine göre bir anlam, bir kılıf yükleyerek tümcenin bütün korunurluğunu elinden alacaktır. Sadece almakla kalmayacak farklı anlamlar yükleyerek, giderek kaybolmasını hatta yok olmasını sağlayacaktır. 

Oysa ne güzel tümcelerimiz ne güzel anlamlarımız vardır. Her birine ayrı bir duygu ayrı bir güzellik katarız. Mesela; Gül çehre’nin anlamını birçok kişi bilmez. Birçok kişi anlamını bilmemekle kalmaz çok farklı anlamlar yükler tümcenin kökünü tamamen değiştirler. Lakin doğru kelimeler,  o duygular ile bütünleşir, lezzetlenir ve en doğru zamanda en doğru yerde vurgulanarak basit olmadığını bir kez daha kanıtlar. Dinleyen her insan, söyleyen her bir beden yediği her bir lokmayı tadarak yesin. Değiştirmeden, bozmadan, incitmeden… 

Söylev sanatı, insanı söyleyeceğinden uzaklaştırarak kendi yoluna çeker. Gösteriş için herkesten başka türlü giyinmek, gülünç kılıklara girmek nasıl kötüyse, asimile olmak konuşmada bilinmedik kelimeler, duyulmadık tümceler kurmak farklı anlamlar yüklemekte o kadar çocukçadır. Güzel Türkçemiz de bilindik bilinmedik birçok kelime vardır. Ancak doğru olan kelimelere farklı anlamlar yüklemek yerine olduğu gibi kabul etmek daha doğrudur. 

Bozulmaya yosun tutmuş kelimeler vardır. Herkes tarafından unutulan, bir türlü gün yüzüne çıkmayan kelimeler. İşte tek yapmamız gereken onları kapalı kutulara mahkûm etmek yerine, gün yüzüne çıkararak kelimeyi değiştirmeden aktif hale getirmektir. Türkçemizde birçok yabancı kelime olduğu kadar lügat sayfalarını da büyüleyen mucizelerimiz vardır. 

Yukarıda da söylediğim gibi her harfin kelimenin bir duygusu mucizesi vardır. Her ülkenin kendi dili alfabesi, kelimeleri olduğu gibi unutulmuş dilek kutuları da vardır. Her insanın bir dileği olduğu gibi kelimelerin de dili, anlamı, görevi ve isteği vardır. Peki, ne midir? Onların da istedikleri tek şey unutulmamaları, anlamları değiştirilmemeli ve kaybolmamalarıdır. Düşünsenize hiç bir değişikliğe uğramadan, kaybolmadan, farklı anlamlar yüklemeden dünyanın her yerinde kullanılması nasıl mucizevî, büyüleyici, gurur verici, ders verici bir durumdur. Biz de bu durum karşısında boş durmayalım ve güzel Türkçemizin, alfabemizin, kelimelerimiz anlamlarını bozmayarak bütün dünyaya yayarak gün be gün gelişerek küçülen, kaybolan dünya yerine ışık tutanlardan ve daima örnek olan milletlerden olalım. Bunu söylerken şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, ben kelimenin kökünün değiştirilmemesi gerektiğini söylüyorum yoksa birçok kelimenin hem gerçek hem mecaz anlamı vardır. Ancak o anlamlardan farklı bir şey söylemek kelimeyi basitleştirir, yorgunlaştırır ve bozulmasına engel olamaz. Türkçede birçok kalıbın olduğu gibi özellikleri de vardır. Bu özellikler hiç bir zaman kelimenin kökünü değiştirmez aksine zenginleştirir ve farklı kalıklara sokar. Birçok kelimeye anlam, duygu, heyecan yükleyerek anlatımın güzelliğine dikkat çeker. Kimi kelimeyi kişileştirir, anlamını değiştirir ve bir o kadar da kuvvetlendirir. Örneğin;

Erbabı teşaür çoğalıp şair azaldı                                                                                                    
Yok, öyle değil, şairin ancak adı kaldı.
                                                Muallim Naci
Ona siz insan mı dediniz?
Hayır, hayır, o insan olamaz, o melektir.
Bunun gibi birçok örnek verebiliriz. Dumanlar nasıl birikirse, bu kelimeler de öyle birikir ve anlam kazanır. Sırf farklı anlamlar yüklemek için kelimelerinin anlamını değiştirmek sonu olmaz bir yol gibi olur. Gidişi olurken geri dönüşü yoktur.
Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 23 Kasım 2024
İmsak 05:42
Güneş 07:11
Öğle 12:14
İkindi 14:44
Akşam 17:06
Yatsı 18:30