20.08.2012, 12:50
KAYIP KENTİN ÇOCUKLARI
Çocuklarıyız; o kayıp kentin.Elimizdekiyle hayatın tüm alanlarının hakkından gelmesini de biliriz biz. Elimizdekiyle yetinmek zorunda kalmanın sorun çözmedeki pratikliğimizi, yaratıcılığımızı ne denli geliştirdiğinin “püf noktası”dır bu; iyi biline.Haberin başlığı, “Lütfen Çözüm üretin yollar kafe oldu.” Gümüşhane’de iftardan sonra kaldırımda oturan cadde esnafının yüzünden insanlar yürüyemez, gelip geçemez olmuş. Bir tarafta insanlar kendini sokağa atarken diğer tarafta başka insanların alanı sınırlandı.
Haberi okuyunca içinde yeni bir düşüncenin hayata geçmesini barındırdığı için sevindim. Gümüşhane’de caddedeki kaldırım işgali kent merkezinin çehresini değiştirecek farklı bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Belediye başkanlığı seçim öncesinde bazı adaylar bu projeden söz edince gülenler olmuş ama aslında ne denli ihtiyaç olduğunu yaşayarak görüyoruz. Lafı bir sonraki tümceye getirmek için bir önceki bilgiye yer vermiş olduk. Konumuz kent merkezi daha keyifle yaşanabilir, göz estetiğine daha uygun hale nasıl getirilebilir. İster bunu yapar ister yapmazsınız ama nereye giderseniz gidin, yaşamı zevkli kılan koşullar bellidir. Cumhuriyet (mecburiyet) Caddesi’ni olduğu gibi trafiğe kapatıp sadece yaya geçidine açarak, zemine Arnavut kaldırımı döşenir ve birde tramvay yolu yapılırsa hem cadde çok eğlenceli bir görünüme kavuşur hem de kent için yeni bir çehre olur.
O güzel vadinin vadi olmaktan gelen özelliği alan sorununu hazır beraberinde getirmişken şehrin idarecilerine de bir fikir veriyor olması lazım gerekir. Ayrıca diğer bütün kentlerde alan sorunu yokken bile kaldırımlarda, caddede, sokakta benzer “salaş” ortamları görürüz. Bizde ise ortamın doğal yollardan oluşmuş olması avantajdır. Gümüşhane’de Cumhuriyet ve Atatürk Caddesi’nde ara sokaktan bol ne var? Her iki caddeyi de trafiğe kapatıp içinden “çın” “çın” sesiyle geçen tramvay hattı boyunca, saksı ağaçlarla ayrılı, beyaz örtülü masaların konduğu upuzun bir cadde pek ala kurulabilir. Tahta sandalye ya da oturma yeri ottan taburelerin atıldığı açık alanda; çay, kahve gibi keyif içeceklerinin yanında fincanın kenarına bırakılan küçük kurabiyelerle sunulan hizmet her şeyden önce Gümüşhane’nin en temel kültürel ihtiyacını karşılar. Şehir merkezinde gazetenizi okuyup, çay içmek için konakların dışında farklı sosyal ortamlar yok denecek kadar az. Tramvay yanı açık alan mekanları için bu kaldırım kuşatma sorunu özellikle gençlere iş fırsatı sunuyor. Sunmuyor mu? Bu kadar dil döktükten sonra sıra iş başına geldi.İnce belli bardaklar Paşabahçe’den. Çay tabakları porselen olacak. Hani içlerinde kırmızı şeritler olanından. Türk kahvesinin yanına bir adet kuş lokumu bırakıyoruz. Yanında su olmadan Türk kahvesi vermeye kalkışmayın büyük kavga ederiz. Fincanın altına üçgen katlanmış kağıt peçete yerleştiriyoruz. Sade ya da fındıklı kuş lokumu için bir ucu küçük mavi nazar boncuklu kürdan koymayı ihmal etmiyoruz. Çay tabağını da hazır dantel desenli kağıt altlıklarla tamamlıyoruz. Su bardaklarını öyle türlü çeşit değil mümkünse sade ve düz seçiyoruz. Masalara mutlaka ama mutlaka beyaz örtüler seriyoruz. Bırakın her gün içecek lekesi olsun önemli değil yıkayıp, ütüleyip siz her sabah yenisini serin; serin göreceksiniz. Çaya birkaç karanfil atmayı unutmuyoruz. Sadece bu işi yapın; yapın göreceksiniz. Yapın gelip göreceğim. “Kaldırım Kafe”, “Kafe Sokak”, “Kafe Ara”, “Ora” “Bura” ya da başka isim de koyabilirsiniz. Yapabilirsiniz. Deneyin göreceksiniz. Sonra bir gün batımı yorgunluğuyla ilişip yarına, o kayıp kentin gökyüzünde martıların kanat çırptığı ufukları göreceksiniz.
Sevim DABAĞ
[email protected]
Haberi okuyunca içinde yeni bir düşüncenin hayata geçmesini barındırdığı için sevindim. Gümüşhane’de caddedeki kaldırım işgali kent merkezinin çehresini değiştirecek farklı bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Belediye başkanlığı seçim öncesinde bazı adaylar bu projeden söz edince gülenler olmuş ama aslında ne denli ihtiyaç olduğunu yaşayarak görüyoruz. Lafı bir sonraki tümceye getirmek için bir önceki bilgiye yer vermiş olduk. Konumuz kent merkezi daha keyifle yaşanabilir, göz estetiğine daha uygun hale nasıl getirilebilir. İster bunu yapar ister yapmazsınız ama nereye giderseniz gidin, yaşamı zevkli kılan koşullar bellidir. Cumhuriyet (mecburiyet) Caddesi’ni olduğu gibi trafiğe kapatıp sadece yaya geçidine açarak, zemine Arnavut kaldırımı döşenir ve birde tramvay yolu yapılırsa hem cadde çok eğlenceli bir görünüme kavuşur hem de kent için yeni bir çehre olur.
O güzel vadinin vadi olmaktan gelen özelliği alan sorununu hazır beraberinde getirmişken şehrin idarecilerine de bir fikir veriyor olması lazım gerekir. Ayrıca diğer bütün kentlerde alan sorunu yokken bile kaldırımlarda, caddede, sokakta benzer “salaş” ortamları görürüz. Bizde ise ortamın doğal yollardan oluşmuş olması avantajdır. Gümüşhane’de Cumhuriyet ve Atatürk Caddesi’nde ara sokaktan bol ne var? Her iki caddeyi de trafiğe kapatıp içinden “çın” “çın” sesiyle geçen tramvay hattı boyunca, saksı ağaçlarla ayrılı, beyaz örtülü masaların konduğu upuzun bir cadde pek ala kurulabilir. Tahta sandalye ya da oturma yeri ottan taburelerin atıldığı açık alanda; çay, kahve gibi keyif içeceklerinin yanında fincanın kenarına bırakılan küçük kurabiyelerle sunulan hizmet her şeyden önce Gümüşhane’nin en temel kültürel ihtiyacını karşılar. Şehir merkezinde gazetenizi okuyup, çay içmek için konakların dışında farklı sosyal ortamlar yok denecek kadar az. Tramvay yanı açık alan mekanları için bu kaldırım kuşatma sorunu özellikle gençlere iş fırsatı sunuyor. Sunmuyor mu? Bu kadar dil döktükten sonra sıra iş başına geldi.İnce belli bardaklar Paşabahçe’den. Çay tabakları porselen olacak. Hani içlerinde kırmızı şeritler olanından. Türk kahvesinin yanına bir adet kuş lokumu bırakıyoruz. Yanında su olmadan Türk kahvesi vermeye kalkışmayın büyük kavga ederiz. Fincanın altına üçgen katlanmış kağıt peçete yerleştiriyoruz. Sade ya da fındıklı kuş lokumu için bir ucu küçük mavi nazar boncuklu kürdan koymayı ihmal etmiyoruz. Çay tabağını da hazır dantel desenli kağıt altlıklarla tamamlıyoruz. Su bardaklarını öyle türlü çeşit değil mümkünse sade ve düz seçiyoruz. Masalara mutlaka ama mutlaka beyaz örtüler seriyoruz. Bırakın her gün içecek lekesi olsun önemli değil yıkayıp, ütüleyip siz her sabah yenisini serin; serin göreceksiniz. Çaya birkaç karanfil atmayı unutmuyoruz. Sadece bu işi yapın; yapın göreceksiniz. Yapın gelip göreceğim. “Kaldırım Kafe”, “Kafe Sokak”, “Kafe Ara”, “Ora” “Bura” ya da başka isim de koyabilirsiniz. Yapabilirsiniz. Deneyin göreceksiniz. Sonra bir gün batımı yorgunluğuyla ilişip yarına, o kayıp kentin gökyüzünde martıların kanat çırptığı ufukları göreceksiniz.
Sevim DABAĞ
[email protected]
Aydın Yalçın
12 yıl önce
Aslında her ne kadar yazının başlığı "kayıp şehrin çocukları" olsada, yazıyı okuyorken "yitik şehrin düşleri'ni" okur gibi okudum. Hayal gücü yüksek öneriler bunlar. Ne ki, bu öneriler, bu düşler, hayaller ne kadar dikkate alınır, bu tam bir muamma. Ama düşleniyor olması bile, Gümüşhane adına zihinsel bir çaba.
Cevapla
Beğendim (0)
Beğenmedim (0)
Ömer İslamoğlu
12 yıl önce
Yazıyı okurken ta yüreğimizin bizi götürdüğü eski günlere doğru yol aldık.Eski mezbahanenin aşağısına iner dereboyu saatlerce balık tutar kumhavuzu ve baraja ulaştığımızda mutlaka yüzerek serinler,arasıra abdinin bahçeden armut aşırır çocukluğumuzu yaşardık.O güzelim elma bahçeleri yerinde yeller esiyor.Dut ağaçları,armutu,elması,nerede kaldı. hepsi plansız yapılaşmanın getirdiği bahçeleri imara açanların vijdanları ile beton yığınlarına dönüştü çok yazık. Öldü Yitik şehrimizin güzellikleri başımız sağolsun.
Cevapla
Beğendim (0)
Beğenmedim (0)
Eyüp Demirel
12 yıl önce
makaleni takdir ettim.İyi makale oldu.10 numara bir görüş tebrikler.
Cevapla
Beğendim (0)
Beğenmedim (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti
23 Kasım 2024
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |