Kaybolan Değerlerimiz…!
Toplumun ruh halini yansıtan başta televizyonların ana haber bültenlerine yetmedi sosyal medyadaki paylaşımlara bakınca “bizi biz yapan değerlerimiz kayboldu” diyorum.
Eskişehir’de geçtiğimiz günlerde satırla eşini yaralama olayından sonra dünde haber sitelerine düşen bir habere çok üzüldüm.
Bu haberi okuduğum günün ilk saatlerinde Eskişehirden dostlarla birlikte Düzcede düzenlenen İcmal Gençlik Derneğinin “Kaybolan Değerlerimiz” adlı programına katılmak için yoldaydık.
Ülkemizin dört bir yanına dalga dalga yayılan bu program ile milletimizin gönül dünyasına girilerek kaybolan değerlerimiz tek tek konuşmacılar tarafından gündem edilmektedir.
Bu anlamda Düzce ilimizde yapılan programda aynı nitelikte idi. Eskişehir’den kadim dostum Av.Fahri Gürgenburan beyin de konuşmacı olarak katıldığı bu tarihi programa katılan misafirler memnun bir şekilde ayrıldı salondan.. Hepsinin yüzlerindeki mutlu ifadeleri görmeliydiniz.
Düzce’den Eskişehir’e gecenin ilerleyen vaktinde döndüğümde bir haber dikkatimi çekti.
Haberin içeriğini okuyunca “eyvah” dedim. Gaziantep’te sokak ortasında hem de küçük evladının gözleri önünde eşine acımasızca şiddet uygulayan bir babanın vidosuydu izlediğim.
Video bitince bu içimde fırtınalar koparan ruh halimle bu satırları yazmaya karar verdim.”Kaybolan Değerlerimiz” programının tam zamanında çok isabetli bir dönemde yapıldığını bir kez daha düşündüm.
İzleyeniniz var mı? Bilmiyorum. Bu videoda “savunmasız” yıllardır evine hizmet etmiş, aş pişirmiş cefakar bir anneye şiddet uygulayabiliyor eşi. Hem de dakikalarca.
Bizim inancımızda aile kutsaldır. Anne kıymetlidir. Eş baş tacıdır. Ahlak namus çok önemlidir.
Ama öyle bir duruma geldi ki toplum bu tatsız hadiseleri görünce insanlığımızdan utanır hale geldik.
Bunlara insan demek te yanlış aslında.
Peki ya Eskişehir’de eşine satırla saldıran gözü dönmüş caniye ne demeli…
44 günlük yaşam mücadelesi kaybeden Ayşe Tuğba Aslan’nın daha genç yaşta eşi tarafından öldürülmesi yüreğimizi yangın yerine çeviriyor. Allah aşkına ne oluyor bizlere?
Daha onlarcası var …
Toplum bozuluyor. Ahlak bozuluyor. Geçim zorlaşıyor. Aile dağılıyor. Büyük bir savrulma içerisindeyiz. Buna dur dememiz lazım. Burada devletin hükümetin görevi çok büyüktür. Ama bu görevin tam manasıyla yapılmadığını hep beraber görüyoruz.
Bizde örf, adet, gelenek toplumumuzda çok önemlidir.
Tüm bu olumsuz örnekleri yaşayan bir toplum haline geldik. Değerlerimiz ölçülerimiz kayboldu.
Ancak yaşananların hiçbir haklı gerekçesi olamaz/olmamalı.
Evet ekonomik şartlar aileleri derinden sarsıyor. Yuvalar yıkılıyor.
İnsanların yaşam koşulları zorlaştı. Hatta oğluna istediği bir pantolonu alamayan bir babanın intihar ettiğini yakın zamanda gördük.
Dinleyenler bilir, İbrahim Sadri'de “paramız yoktu ama haysiyetimiz onurumuz, şerefimiz vardı” demişti yıllar önce. Şimdi…
Cebinde evladına bir pantolon alamayacak kadar parası olmayan onurlu bir babanın içine düştüğü psikolojiyi düşünebiliyor musunuz? dostlarım. O baba çareyi ölmekte buluyor.
İşte yaşanan bu travmaların, kaybolan değerlerimizin ana sebeplerinden birisi belki de en önemlisi ekonomidir.
Modern çağ ve kapitalizm, değirmen gibi değerlerimizi öğütüyor.
Oysa ki İnsanı yücelten ve koruyan değerleridir!
Değerlerimiz ve inancımız, bizi iyi ve faydalı insan olma yönünde teşvik eder. Zararlı davranışlarımızı engeller. İnsana varlık hikmetini hatırlatır.
Şeyh Edebali ne güzel öğütlemiş;
“Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.”
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.”
Kaybolan Değerlerin Topluma Yansımaları!
2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre;
Türkiye'de tanımadığı kişilere güvenmediğini belirtenlerin oranı (%73).
Tanınmadığı apartman komşularıyla karşılaşınca selam vermemeyi normal görenlerin oranı (%32,7).
Kısa yoldan zengin olmak kabul edilebilir bir davranıştır diyenlerin oranı (%29,1).
Boşanma oranları, çocuk suçlular, madde kullanım oranları ve daha pek çok olumsuz sonuç var “değersizleşmesinin” boyutunu gösteren.
Nereden başlamalı!
Hiçbir zaman geç kalınmış değildir, iyi başlangıçlar için.
Hepimizi rahatsız eden bu problemlerin çözümü de yine bizim elimizde.
Bozulma ve düzelme, bireyden başlar ve topluma yansır. Bu yüzden hepimiz kendi öz muhasebemizi yaparak nerelerde hata ettiğimizin farkına vararak başlayabiliriz. Göre ne…. Köre ne?
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |