20.10.2012, 02:06

IRAK KÜRT YEREL YÖNETİMİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YERİ

Kadir Gülçin

Irak Kürt Yerel Yönetimi (KYY) son zamanlarda masada kendine yer bulmaya başladı. Ayrıca devletler arasında söz sahibi olarak bağımsız tavır sergilemesi ise federal yönetimi görmezlikten geldi.

O zaman bu görmezliğin ya bir bedeli olmalı ya da bir ödülü.

Bedel ortada;
Sürekli bedel ödemek ve masumlara da ödettirmek.

Pekala ödülü nedir?

Açık kanallardan ve yasal yollardan dünya kamu önünde bedel ödemek mi? Yoksa.
Bedeli artık başka yerde değil evinizde ve oturduğunuz yerde ödeyin demek…

Sanırım öylede olacak. Bilgi çağı dedik, teknoloji dedik, sosyal etkileşim dedik, diyalog dedik, dedik dedik dedik vs.

Bunları demekle olmadı yapmaya geldik. Güçlü bir yönetim için güçlü bir ekonomi gerekti veya gerekecek.

Aslında sözümü getireceğim nokta Irak KYY varlığını isteyen belli. Fakat bu varlığı kimin abiliğinde ve finansörlüğünde yürütülecek olan daha önemli.

Irak KYY ekonomisinin %80’i petrol kaynaklarına dayanıyor. Dünya ülkeleri ise üretim, imalat vb. bir çok alanda da petrole ihtiyaç duyuyor. Bu durum ise yüksek meblağları ve büyük çaplı ekonomileri oluşturuyor. Doğalgaz ve petrol pazarı, üretim sahaları ise düşünülemez çapta mücadelere tanıklık ediyor. Bu kapışmalar muazzam bir ressamlık hüneriyle en sonunda mezhep çatışması diye tablolaştırılıyor.

Her ne ise; Türkiye enerji ithalatı sebebiyle cari açık sıkıntısı içerisinde ve çözümü ise kısıtlı.

Bu durum, Bütçe açıklarına sebep oluyor. Bu sefer enflasyon ve faizlere yansıyor derken her şey sarpa sarmaya başlıyor.

Çözüm ise arkadaşını iyi seç ve arkadaşlık bağını sağlam tut.

Ekonomide – İç işlerinde - Dış ilişkilerinde “karalı olma politikanı belirle”, çözümün odak noktasını koyuyor.

O zaman Ekonomide;

*Irak KYY ‘den ucuz petrol alarak! hem enerji maliyetini düşür, hem de Irak KYY ekonomisini gayri resmi geliştir.

*Iran ve Rus gaz bağlılığından kurtulmak için Ortadoğu da karışıklığa devam ve Pers Boru hattı projesini engelle.

( Bu ve buna benzer dış nedenler ile Suriye ile 3 Milyar dolarlık ticaret hacmi yok oldu. 2012 hedefi ise 5 Milyar Dolardı. Buna ek olarak Irak KYY ile Irak Merkez yönetimi arasında gerginlik çıkarmak, Irak baskınından sonra arda kalan tek piyon. )

*Azerbaycan ile Şah Deniz II projesi ile doğal gazı Avrupa’ya ulaştır ve kendi enerji maliyetini azalt.

(Rus gazını devreden çıkarmak için hazırlanan bir proje diye anılır. Resmi kaynaklara göre bu projenin hayata geçmesi Türkiye’nin Rus ve İran gaz bağımlılığını ortadan kaldıracak mahiyete sahip değildir. Ayrıca ortada Azeri-Türk-Ermeni diyaloğu ise istenildiği zaman gündemde yer alabilecek hassasiyetini sürdürmektedir.)

*Nükleer enerji ile enerji açığını kapat.

(Akkuyu nükleer santrali yapım kararı alınmıştır. Bu santralin bitimi enerji açısından Türkiye’ye katkısı olacağı kesindir. Sosyal yaşama etkisi tartışmaya her zaman açıktır. Esas olan konu ise bu projenin ana finansör ortağının Rusya olmasıdır. Nasıl Rus bağlılığından kopma eğiliminde kararlar almaktır. Bu durumda tartışılır. Bu da şunu göstermektedir ki enerjide Rus ve İran kaynağının alternatifi yok gibi.)

Sonuç olarak gayri resmi yollarla cari açık maliyetini yok etme yolları aramaktansa, bu maliyeti karşılayacak geliri elde etme çabası Türkiye için daha tutarlıdır.