İKTİDARIN YALAN SÖYLEME HASTALIĞI

       Çok değerli bilim adamı Prof. Dr. Yümni Sezen, “İslam’ın Sosyolojik Yorumu” adlı eserinin  (249.sayfasında) “ İSLAM;  sosyal belaları çok iyi tespit ettiğini, bu belaları yasakladığını belirtmektedir.”…devamla,

        “İslam; yalan, hıyanet,nifak, adaletsizlik, zulüm rüşvet ve….vb. bozulmalar, sosyal çöküşün sebepleri olarak görmekte ve bunlara bireysel sorunlar olarak bakılmasının yanlış olduğunu”  belirterek, “Bu belaların siyasete ve ideolojiye bulaşması o topumu çürütür.”  demektedir.

                                    ***

        İslam adalet üzerine kurulmuştur. Hz. Ömer denilince akla “Adalet” gelir. İslam’da; yalan, rüşvet hırsızlık, hıyanet, zulüm ve intikam asla yoktur ve haramdır. Siz yolsuzlukları ve rüşveti mubah gösterenlere aldanmayın.

      Türkiye’nin bugünkü gidişatı, sosyal dengelerin ve dokuların bozulması, manevi çöküşün sinyallerini göstermektedir.

                                ***

       Bu meseleler, bireyseldir diyerek geçiştirmek de doğru değildir. Yapılan zulümler, söylenen yalanlar, hıyanet, rüşvet adaletsizlik gibi belalar ve intikam duyguları, ötekileştirmeler, günümüzde siyasete bulaşmış olup, toplumu çürütmektedir.

       Gerçekle ilgisi olmayan, yalanlar üretilerek, iftiralar ortaya atılarak, yandaş televizyon kanallarında naklen, sonra saat başı, daha sonra, havuz ve yandaş medya ile sonra onların yerel uzantıları ve internet sitelerinde, bu yalan haberler yapıla yapıla haksız yere insanlarımız sudan sebeplerle, suçlanarak hapishanelere çürütülmüştür ve çürütülmeye devam edilmektedir.

                            ***

      SOMUT BİR ÖRNEK, Kuddusi Okur diye bir vatandaşımız, günlerce yalan ve iftiralarla, televizyon ve gazetelerde, “Ergenekon’un Kasası” diye suçlu ilan edilerek,yargısız infazlar yaptılar.  Bu yalanlara halkı da inandırdılar. Bu vatandaşımız,13 ay sonra amansız bir hastalıktan cezaevinde öldü. Cenazesini kaldıracak ailesinin parası olmadığından, belediye tarafından kaldırılmıştır. Paralar, meğer ayakkabı kutularında, para sayma makineleri yandaşlardaymış.

                           ***

   Yine, Manisa’da, saat 14.00 sıralarına bir toplantıda olan, Bülent Arınç’a Ankara’da suikast yapıldı gerekçesi ile günlerce yalan haberler yapıldı. Bu durum bahane edilerek devletin gizli” “Kozmik Odaları “arandı. Haksız yere bazı görevliler tutuklandı. Aradan 4 sene geçti. Suikastın yalan olduğu anlaşıldı. Şimdi siz, zulme ve iftiraya uğrayanların yerine kendinizi koyun ve sorgulayın.

                          ***

 BÖLGEDE ÖZERKLİK ilan eden, vergi toplayan, polis ve askeri teşkilatını kuran, yol kontrolleri yapan, mahkemeler kuran ve devletin olmadığı, Cizre’de, iki gün boyunca uzun menzilli silahlarla çatışmalar olmuş, 3 vatandaşımız ölmüş, Sayın Davut Paşa, olayların, “abartıldığını” ve olayın provokatör olduğunu,” açıklamış. Uzun menzilli silahları kullanan, PKK’lılara talimat veren ve AKP ile pazarlıklar yapanlarda olayın “Provokatör” olduğunu söylemişler. Yani ne olmuş? Ardı önü 3 tane vatandaş ölmüş. Abartacak ne var?

      Bölgede PKK, uzun menzili silahlarla 2 gün boyunca çatışma yapmış, 3 tane vatandaşımız ölmüş, terör örgütü ÖZERKLİĞİNİ ilan etmiş, olayı üstlenmiş. Bizim Kemalettin Bey, “Ülkeyi bölme provokasyonlarına asla prim vermeyiz. Devlet her türlü tedbiri almaya muktedirdir” demiş..

       İyi de, elinizi tutan mı var? Bugüne kadar neden tedbir almadınız?  Efendim “devlet her türlü tedbiri almaya muktedirmiş” İki gün çatışma oldu ortada 3 ölü var. Hükümetin muktedir olduğu yerde, 2 gün silahlı çatışma olurda devletin haberi olmaz mı? Sizin istihbaratınız ne iş yapar?

       Cizre de meydana gelen olaylara, hükümetin seyirci kalması, halkı tedirgin etmektedir. Çözüm sürecinin altında, Öcalan’la yapılan pazarlık yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlamıştır. Bölgeye Apo düzeni gelmiştir.

      Yandaş televizyonlar ve havuz medyası saat başı verdikleri haberlerinde, “Çözüm sürecini” engellemek için provokatörler yapmış diye, aynen  Kuddusi Okur ve Bülent Arınç’a, suikast yapıldı palavrası gibi yalan üretmeye devam etmişlerdir.

       Uzun menzilli silahlarla ateş eden PKK’lılar ortada iken, daha ileri gidilerek, provokatörlüğün Paralelcilere bağlanması komik olmuştur. Zaten 4 tane bakan yüce divana giderse “paralel yapıda” Ergenekon gibi  er ve geç çökecektir.

                   ***

            Yalan, hıyanet, adaletsizlik zulüm, yolsuzluk ve rüşvet, bireysel meseleler olmayıp, bu belaların, siyasete bulaşması toplumu çürütmektedir.                           01.01.2015