GÜLŞEN VE İMAM HATİPLER MESELESİ
İmam-Hatipliler meselesi ülkemizde dönem–dönem gündeme getirilir ve doğru bilgilere sahip olan veya olmayan kişiler, ileri–geri laflar ederek toplumun sinir uçlarıyla oynamayı marifet sayarlar.
En son şarkıcı Gülşen’in dört ay önce söylediği akıl dışı sözleri bugün tartışılıyorsa düşünmek lazım!
Bazıları bu tartışma üzerinden siyasi rant elde etmek isteyebilir.
Eğer siyasi malzeme yapılmayacaksa neden dört ay beklenildi?
İlginç bir ülkeyiz!
En başta Gülşen’in saçma sapan sözlerini bu satırların yazarı bir imam hatipli olarak kınıyorum.
Gülşen, boyunu aşan sözlerinden dolayı özür dilemiştir.
Ama özrü onu cezaevine girmekten kurtaramamıştır.
Tutuklanması ayrı bir hukuki tartışma konusu.
Şahsi kanaatim “tutuksuz yargılanmalı” yönünde.
Geçmişte dinimizle alay edip cuma mesajları üzerinden kutsal değerlerimize hakaret edenlerde tutuklanmalıydı!
Adalet herkese eşit uygulanmalı.
Hiçbir gereği yokken geçmişten günümüze imam hatipler üzerinden toplumu geren, kutuplaştıran ve ayrıştıran açıklamalar sözler söylenip duruyor.
Bu zehirli dilin kime ne faydası var?
Kimin sözcülüğünü yapıyor bunlar?
Soruları çoğaltabiliriz.
Bu çağda ne anlamsız bir tartışma. Dünya ileri düzey yapay zekayı tartışırken bizim gündemimize bakın!
Yazık…
İmam hatiplilere olan hazımsızlık, kin ve öfke nedir yahu?
Haaa şunu da söyleyelim. İmam Hatipler üzerinden siyasi rant elde etmek isteyen zihniyette en az onlara laf söyleyenler kadar tehlikelidir.
Bu okullar kimsenin ön ya da arka bahçesi değildir.
Bugüne kadar imam hatip üzerine yapılan konuşma ve tartışmalar da fikir beyan edenler hep taraftılar. Yani bir tarafı temsil ediyorlar. Böyle olunca da kişiler olaya ve olaylara tarafsız bakma becerisini gösteremez, dolayısıyla sadece tarafının sözcülüğünü veya bağlı olduğu yerlerden aldığı görevleri ifa ederek saldırıyorlar.
Bu çok net!
Tartışmalar öyle bir noktaya geliyor ki bir taraf İmam-Hatiplerin ne kadar gerekli ve ihtiyaç olduğunu anlatırken, diğer taraf gereksiz olduğunu daha da ileri giderek İmam-Hatiplerin bu ülkeye yakışmadığını, ağır yük olduğunu ve tüm geri kalmışlığımızın sebebi olduğunu göstermeye çalıştıklarını söylüyorlar!
Halbuki olaylara mümkün olduğu kadar tarafsız bir gözle bakabilseler ve tarihi gelişmeleri göz önünde bulundurarak değerlendirmeler yapabilseler daha doğru sonuçlara ulaşabilecekler.
Maalesef yıllardır ülkemizde böyle olmadı/olmuyor.
Bendenizde ortaokul ve lisesi dahil yedi yılını bu okullarda geçirmiş bir kardeşiniz olarak meseleye mümkün olduğu kadar tarafsız gözle bakmaya çalışıyorum.
Şunu belirtmek gerekir ki, ülkemizde İmam-Hatipler zorunlu ihtiyaçlardan doğmuş, halkımızın yoğun teveccühüyle de gelişmiştir. Çünkü, din (İslam Dini) ve o dinin doğru öğrenilmesi ve öğretilmesi bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın farkında olan duyarlı insanlarımızın gayret ve çalışmalarıyla konu Devletimizin yetkili kurumlarına taşınmış ve buralarda alınan kararlarla bu okullar açılmıştır.
İmam Hatip Okulları ile alakalı tarihsel sürece baktığımızda ülkemizde eğitim ve öğretim alanında en fazla değişikliğe ve mağduriyetlere uğrayan kurum İmam Hatip Okulları ve onun öğrencileri olduğu görülecektir.
Peki Neden?
Bu konu ile alakalı birçok neden sayılabilir. Bize göre bunlardan bazıları şunlardır;
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri, bazı kişi ve çevrelerin bu okullara ve mezunlarına maalesef düşmanca bakış açısı değişmemiştir,
Bu okul mezunlarının sadece İmam ve Hatip (kendi tabirlerince ölü yıkayıcı) olmaları istenmiş.
Bu okul mezunlarının iyi üniversiteleri kazanmaları, başarılı bir şekilde mezun olup yönetici kademelerine gelmeleri hep kıskanılmış ve çeşitli entrikalarla önleri kesilmeye çalışılmıştır.
Birileri bu okulları hep arka bahçesi olarak görmüştür.
Soruyu tersinden soralım. İmam Hatiplilerin hiç hatası olmamış mıdır? Elbette olmuştur. Çünkü İmam Hatiplilerde insandır. Bilerek veya bilmeyerek bazı hataları olmuş olabilir. Ancak bu hataların topluma yansıtılışı ve medyaya servis ediliş şekilleri maksatlıdır.
Bazı haberler kökten yalan-yanlış ve kötü niyetlidir. Mesela, yıllar önce İzmir’de bir Müftünün keçisi çalınır ve bu konu Müftü keçi çaldı diye haberleştirilir.
Netice olarak…
Şu konu kesinlikle unutulmamalıdır ki, İmam Hatipler ülkemizin vazgeçilemez bir gerçeğidir ve ihtiyacıdır. Bize düşen bu kurumları nitelik (içerik ve kalite) açısından daha da geliştirmek, kaliteli insanlar yetiştirmelerine yardımcı olmak ve bu kaliteli insanların topluma da kaliteli hizmetler sunabilmesinin önünü açabilmektir.
İmam Hatipliler hakkında ön yargı olanlara şunu söyleyelim. Doğduğunuzda kulağınıza ezan okuyacak, evladınız askere giderken uğurlama duanızı yapacak, yine evladınız evleniyorsa nikah duanızı yapacak ve öldüğünüzde cenazenizi yıkayıp defin edilmesine öncülük edecek din görevlilerine ihtiyacınız olacaktır.
Bu ihtiyacınızı İmam Hatipliler karşılayacak.
Onun içindir ki, aklınızı başınıza alın bindiğiniz dalı kesmeyin!
NOT: 100.Yılını onurla kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun…
İmsak | 05:40 | ||
Güneş | 07:08 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:45 | ||
Akşam | 17:08 | ||
Yatsı | 18:31 |