Gözyaşıyla Yıkanan Şehitler !
Şehitler... Şehitler....
Hepimiz, kandil gecesinin manevi ikliminde gönül dünyamızı aydınlatmaya çalışırken gelen acı haberle karanlığa gömüldük.
İdlibte yapılan alçakça saldırıda 33 Mehmetçiğin şehadet haberini son dakika haberi olarak veriyordu haber kanalları.
Kabuslu gecenin sabahında otuzüç ana kuzusu kara toprağa düşmüştü.
Acının tarifi yok. Günlerdir yürekler yangın yeri.
Dün musallada boylu boyunca uzanan bedenlerin ebedileşen ruhları vardı yurdun dört bir yanında.
Ekranlarda cenaze törenlerini izledikçe kelimeler boğazımda düğümleniyor.
Cami avlularında yürek yakan anaların, eşlerin, evlatların feryatları. Aman yarabbi.
Ellerinde henüz solmamış kınaların kızıllığı, vatanına meftun yiğitler...
Al kanlarını kara toprağa harç eden şehitler…
83 Milyonun gözlerinden akan yaşlarla yıkanan şehitler…
Binlerce cemaatin tekbir sesleri altında al bayrağa sarılı tabutların içinde kara toprağın bağrına düşen ana kuzuları.
İmam efendinin hakkınızı helal ediyor musunuz? Telkinine gözü yaşlı cemaatin semaya delen sözleri “helal olsun” dediğimiz Koçyiğitler…
“Asıl siz bize hakkınızı helal edin” bizim sizde ne hakkımız olabilir ki dediğimiz gözü yaşlı anaların kınalı kuzuları.
Yüzlerce, binlerce cemaatin saf tutup dört tekbir ile kıldığı cenaze namazının sonunda ruhlarının ufukların ötesine yürüdüğü, cennetle müjdelenen askerler…
Ardında bıraktıkları yetim yavrular, mahzun hayatlar, kırık hayaller, yarım kalmış öyküler….
Uğruna öldükleri vatan toprağı, bağrını açmış bekliyor onları; ana gibi, yar gibi.
Yazmanın ıztırap olduğu kelimelerin boğazımda düğümlendiği vakitte bu satırlar dökülüyor kalemimden.
Keşke her şey bir rüya olsaydı !
Yine böyle bir şehit cenazesi komşu ilimiz Kütahya’dan kalktı.
Kütahya’nın 1400 yıllık tarihinin canlı şahidi Ulu Camii, uzun süre görmediği binlerce sayıdaki cemaatle doldu taştı Pazar günü.
Camiye çıkan tüm caddeler sokaklar insan seli…
Kütahya bir yiğit evladını daha sonsuzluğa uğurlamak için adata sel oldu aktı Ulu Camiye.
Ellerinde şehidimizin uğruna canını verdiği ay yıldızlı bayraklar, dillerine “Şehitler ölmez vatan bölünmez” nidaları inletiyor yeri göğü.
Şehit Uzman Çavuş Muhammed Yılmaz binlerce kişinin katıldığı cenaze namazıyla sonsuzluğa uğurlandı.
Kütahya’da aynı gün Eskişehirdeki Gümüşhaneliler Derneği yönetim kurulu olarak bulunmamız sonucu şahit olduğumuz şehidimizin cenazesinde acıyla kavrulan yüreklerde öfke gözlerde ise yaş vardı.
Ayakta güçlükle durabilen şehidin annesi Hatice Hanım, oğlunun Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılıp gözyaşı dökmesi, söylediği ağıtlar cemaatin de göz pınarlarını yeşertti.
Şehit Muhammed, Dualar ve arşa yükselen tekbirler eşliğinde Kütahya Hava Şehitliğine defnedildi.
Bu vesileyle kahraman şehitlerimizin ruhları bir kez daha şaad olsun. Allah aileleri başta olmak üzere milletimize sabır versin.
Ülkemiz zor ve tehlikeli bir dönemden geçiyor.
Aldığımız şehit haberleri ile içimiz parçalanıyor.
Bugün eleştiri yapma günü değil. Gün bir ve beraber olma günü. Politika/siyaset yapma günü hiç değil.
Kahraman askerlerimize İdlib’de yapılan hain saldırı dost (!) ve müttefik (!) kavramlarının bir kez daha gözden geçirilmesini aklımızı başımıza alıp düşünmemiz gerektiğini gösterdi bize.
Soçiymiş/Astanaymış/mutabakatmış hepsi hikaye…Ülkeler arasında dostluk çıkar ve menfaate dayalı.
Suriye’yi Irak’ı, Libya’yı kan gölüne çevirip bölen küresel güçlerin tek amacı var, yer altı kaynaklarını ve özellikle petrol ve doğal gazı ele geçirmek.
Birde İsrail’in geleceği ve güvenliği. Dolayısıyla Ortadoğuyu kendi emellerine göre yeniden şekillendirme gayreti içinde sözde dostlarımız ve müttefiklerimiz.(!)
Eğer yaşanılanları doğru okumazsak daha büyük felaketlerle karşılaşırız ki Allah bizi ve ülkemizi böyle bir akıbetten korusun.
Bakıyorum da bu coğrafyada her alanda tek başımıza kaldık. Bir tane dostumuz yok. Güvendiğimiz dağlara kar yağdı. Bunu görmemiz gerekiyor.
Yapılması gereken tam bağımsız bir dış politika anlayışı ve doğru bir stratejiyle bu girdaptan bir an önce kurtulmak.
Tüm şehitlerimize rahmet gazilerimize acil şifalar diliyorum. Allah ordumuzu muzaffer eylesin.
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |