BİZİM ÇOCUKLARIMIZA BIRAKACAĞIMIZ GÜZEL HİKÂYELERİMİZ OLMALI

Yerel seçimlerin tarihi belli oldu, dengeler değişti.

Bakıyorum sağda solda kalmış en küçük belde bile stratejisini değiştirdi. Belde başkanı şunu yaptık, bunu yaptık diye ortaya fırlıyor. Sanki bu kadar zamandır uyuyan kendisi değilmiş gibi. Bu nazarla Gümüşhane’ye bakın, neler neler göreceksiniz!

Seçimler yaklaştıkça, tansiyon yükseliyor.

Halkın seçime ilgisinden çok, Türkiye’nin ağırlaşan sorunlarına karşı yavaş yavaş tepkisi yükseliyor.

Belirsizlik hat safhada.

Çok zamansız bir şekilde gündemimize girmiş bulunan seçim, öyle sanıyoruz ki birçok sürpriz sonucu da beraberinde getirecektir.

İbretle izliyoruz ki seçim görünür görünmez, “kurt sisli havaları sever misali” birilerine de “geçim” yolu açılmış oluyor. Seçimden seçime geçimin yolunu bulanlardan bahsediyoruz.

Meğerse bu karışıklık havasından medet uman, bu havayı koklayarak “yol bulmaya” çalışan ne kadar çok insan varmış memlekette.

Kamuoyunu etkilemeye dönük yayınlardan tutun da, sokaktaki simitçiye kadar hemen hemen herkes seçimden “ben ne kazanırım”ın peşine düşmüş gözüküyor.

Türkiye’nin sorunlarının iyice ağırlaşmış olması seçimi daha da cazip kılıyor.

Yerel medyanın gündeminde birilerinin ön plana çıkarılması yer alıyor.

Gazetecilik açısından baktığınızda etik değerlerin hiçbir dönemde böylesine geri plana itilmediği gerçeği yer alıyor.

Kimin aday kimin aday olmadığı belli bile değilken, isimler üzerinde polemik arayışları sütunlara sıçramış gözüküyor.

Bakıyorum birileri birilerinin kulaklarına isim fısıldıyor.

Çok zaman soruyorlar, aday mısın diye.

Seçim görünür görünmez bize bu soruyu soranların sayısı arttı.

Hatta daha da ileri giderek güya akıl verircesine “Adaylık düşünüyorsan, gel falancayla arayı iyi tut!” diye kendi yaşam felsefelerini çapsızca ortaya koyanlar bile var.

Biz kimsenin adamı olmadık ki , adaylık için birilerinden de icazet alalım. Birilerinin desteğinde bir yerlere gelenlerin (Onlar kendilerini çok iyi biliyor.) ONLARA DİYET BORÇLARINI ÖDEMEK İÇİN SEÇİLDİKTEN SONRA NE HERZELER YEDİKLERİNİ GÖRDÜK.

Birileri için böyle bir durum mutluluk vesilesi olabilir, ama bizim için kahırdır.

BİZİM ÇOCUKLARIMIZA BIRAKACAĞIMIZ GÜZEL HİKAYELERİMİZ OLMALI.

Allah’tan başka sahibi olmayan yalınkılıç yürekleriyle memleket hizmetine koşanlardan ve birilerinin gölgesinde sığıntı olarak yaşayıp onların direktifleriyle oturup kalkarak şahsiyetlerini kiralık olarak kullananlardan kimlerin aday olacağını hep birlikte göreceğiz.

Bakıyorsunuz ortalık yerde isimler havada uçuşuyor. Kıytırık site sahipleri bile kendilerine göre birilerin yüceltip birilerini yerin dibine batırıyorlar.

Bir insanı ortada aday olma yönünde kararı yokken, onu ismen kamuoyunun önüne atıp , bilgisi haricinde o insanı yıpratmak, (veya tam tersi o ismi göklere çıkarmak. Ama daha çok bu göklere çıkarmak işi para karşılığı danışıklı yapıldığından cümleyi bu şekilde kullandım) bir gazetecinin sorumluluk anlayışıyla bağdaşır bir durum değildir. Ne kadar çok isim yazılırsa o kadar çok sansasyonel olunacağı sanılıyor.

Bana öyle geliyor ki bir zaman daha böyle seçimle oyalanacağız. 2013 yılı da böyle geçecek. Her günümüz adaylar üzerinde görüş beyan etmekle geçip, derinliğine aday profillerini izleyip tartışacağız. Bunu yaptıktan sonra, aslında yanlış kişileri seçtiğimizde seçilmişleri değiştirmenin hiçbir şeyi değiştirmediğini görecek ve derin bir yeise kapılacağız. Ve sonrasında seçim bitecek, geçim derdi tekrar kapımızı çalacak.

Aslında bizi iyiden iyiye havaya sokmuş bulanan bu seçim, halkın gündeminde öncelikli bir konu olarak algılanmaması gerekir. Bence “geçim” çok daha önem taşıyor. Esnaf hiç satış yapmadan dükkân kapattığından, iş döndürmek için gayrimenkul satmaya başladığından yakınıyor. Gençler işsizlik ve gelecek kaygısıyla popstar olabilme umuduyla kuyruklarda. Enflasyon düşüyor diyen çok mutlu bir yönetim var. Halk olarak mutlu olmak istiyorsak, yetkili ağızların ifadesine göre üç yıl beklememiz gerekiyor.

Tabi bu arada seçimden geçim umanlar da var. Hangi zengin bir adayın reklamını yapar ve kaç kuruş kazanırız diye içinden geçenleri mi ararsınız… Maddi bir karşılık bekleyerek belirledikleri adaylar etrafında maharetlice mevzilenerek durumdan vaziyet çıkarmak isteyenleri mi ararsınız…

Her niyete uygun insan bulmak mümkün.

Kim ne kazanır bilemeyiz ama umut ederiz ki memleket kazanır!

MEMLEKET KAZANACAKSA BİZ KAYBETMEYE HAZIRIZ.
BİZİM ÇOCUKLARIMIZA BIRAKACAĞIMIZ GÜZEL HİKÂYELERİMİZ VAR.

O BİZE YETER!