Anne - Babalar Endişeli!

Birkaç gün önce oğlu İstanbul’da üniversiteyi kazanan arkadaşımla sohbet ediyoruz.

Sınavda üstün başarı gösteren evladı tam burslu İstanbul’da istediği üniversiteye girmesinin rahatlığı vardı üzerinde.

Diğerlerine göre şanslı velilerdendi!

Barınmayla ilgili bir sorunu yoktu.

Tam burslu kazandığı üniversitesi o imkanı sağlıyor.

Ya bu durumda olmayan anne babalar! İşte onların durumu gerçekten zor.

Öğrencilerin ve ailelerinin en önemli gündemi “barınma!”

İstisnalar hariç oğlunun yada kızının üniversiteye yerleştiğine doya doya sevinen veli bulmak zor bu zamanda!

Arkadaşım sohbetimizin bir yerinde öfkeli ses tonuyla “Hüseyin Bey! Bizim ki burslu kazandı sorun yok.Ancak İstanbul’da yurt çıkmayan aileler ne yapacaklar. Kiralar almış başını gitmiş. Onları düşünüyorum, işleri gerçekten zor…” diye cümleler döküldü dudaklarından!

Haksız değildi.

Bir başkası…

Bildiğim tanıdığım bir arkadaş… Oğlu Aydın’da bir bölüm kazandı.

İçindeki sıkıntı ses tonuna yansımış biçimde: “Devlet yurdu çıkmasa gidip ev arayacağız. Nasıl yapacağız nasıl bir düzen kuracağız bilemiyorum!” Diyerek baba hassasiyetinde endişelerini paylaştı.

Yine geçen gün sosyal medya hesabından bir baba evladına Anadolu’da kazandığı bir ilçede ev aradığını duyurdu.

Daha pek çok örnekler var çevremizde…

Geldiğimiz noktada ekonomik kriz ve derin yoksulluk koşullarında, özel yurt ücretlerinin ve ev kiralarının astronomik rakamlara ulaşması nedeniyle başta dar gelirli ailelerin çocukları olmak üzere pek çok öğrenci okullarını bırakıp belki de evlerine dönmek zorunda kalabilir.

Dahası geçtiğimiz yıl üniversiteyi kazandığı halde kayıt bile yaptıramayan öğrencilerin olduğunu biliyoruz.

Büyük şehirlerde 1+1 Apart kirası 15 bin liradan başlıyor. Sadece kira!

Bunun elektriği, doğalgazı var.

Bitmedi…

Öğrencinin beslenmesi, ulaşım giderleri, okul masrafları tüm bunları alt alta toplarsak rakam neredeyse bir memur maaşını geçiyor!

Durum gerçekten kritik!

Dar gelirli ailelere üniversitede okuyan çocukları için devletimizin acilen destek olması gerekiyor.

Başka çare yok!

Buna kira desteği deyin, okul harçlığı deyin ne derseniz deyin.

Bu yükü ailelerin taşıması zor belki de imkânsız!

Neticede devlet yurtları yetersiz!

Özel yurtlar el yakıyor!

Büyükşehirlerde özel yurt ücretleri yıllık 150 bin TL’ye ulaştı.

Bu şartlarda anne babalar ne yapsın?

Kara kara düşünüp endişeleniyorlar en kıymetli varlıkları için!

Kim ne derse desin destek olmadan dar gelirli bir ailenin çoçuğunu büyükşehirlerde okutması çok zor.

Belki de imkansız.

Maalesef günümüz şartlarında sınavı kazanmak kolay da okuması zor.

Geçtiğimiz yıl verilerine baktığımızda Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtların kapasitesi 750 bin kişi civarında.

YÖK açıklamasına göre bu sene üniversiteye yerleşen öğrenci sayısında rekor olmuş.

Üniversiteye yerleşenlerin toplam sayısı geçen yıla göre 47 bin 393 kişi artarak 898 bin 24 olduğu belirtildi.

Örgün yükseköğretim programlarında bulunan toplam öğrenci sayısı ise 4 milyon.

Rakamlara baktığımıza bu yıl yerleşen öğrenci sayısı bile Kredi Yurtlar Kurumu (KYK)  kapasitesinden çok fazla. Geçen sürede KYK yurtlarındaki odalara yatak eklenmesi ve ranza sistemine geçilmesinin ötesinde bir adım atıldı mı? Bilmiyoruz!

KYK yurtlarındaki kapasitenin yetersiz olması nedeniyle öğrenciler ya ev kiralamak ya da özel yurda kayıt yaptırmak zorunda kalıyor.

Bazı Büyükşehir Belediyelerinin aldığı pansuman tedbirler var ama çok yetersiz.

Tepebaşı Belediyesi 33 kişilik şehit-gazi yakınları için kız öğrenci misafirhanesini hizmete alıyor.

Hiç yoktan iyi!

Geçen yıl bir kız öğrenci:“KYK yurt ücretini ödeyemediğim için yurt hakkımı kaybettim. Ne kalacak bir ev ne de yurt bulabildim. Elimde bavullarımla bir oraya, bir buraya sürükleniyorum. Cebimde son 45 liram kaldı.”

Edirne Trakya Üniversitesi’nde tarih okuyan Gamze, okulunun açılmasına çok kısa bir süre kalmasına rağmen henüz kalacak bir yer bulamadığını ve geçici olarak sürekli bir başka arkadaşının evinde konakladığını anlatıyor.

Türkiye’de pek çok öğrenci, artan ev kiraları ve özel yurt ücretlerinin yanı sıra, öğrenci sayısına göre yetersiz kalan devlet yurtları sebebiyle barınma problemi yaşıyor.

Üniversite öğrencilerinin hepsi, giderek derinleşen ekonomik krizin gölgesinde geçim mücadelesi veriyor.

Neticede…

Üniversiteyi kazanan pırıl pırıl ülkemizin aydınlık geleceği olan gençlerin önünde zorlu bir süreç var. Hem derslerle hem de ekonomik zorluklarla baş etmek zorundalar.

Eğitim; Anayasal bir haktır ve ulaşım, barınma ve beslenme de onun ayrılmaz bir parçasıdır.

Yetkililerin ve etkililerin bu hakları görmezden gelmesinin bedelini öğrencilerimiz ödememelidir!