4+4+4 - İLK- 4 : İLK OKUL

4+4+4

KADEMELİ  ZORUNLU 12 YILLIK EĞİTİM 
İLK- 4  :  İLK OKUL

 

     Eğitimdeki kademeli zorunlu eğitime geçişle ilgili olarak kanun teklifinin verildiği günden bu güne kadar geçen iki aylık süredir tartışmalar bitmiyor.”Bu 4+4+4 sistemi nedir, ne değildir” şeklinde bilenler, tahmin edenler, bilmeyenler, kısacası herkes fikir beyan ediyor. “Efendim çok iyi oldu” diyenler, “Bu da nedir ne gerek vardı? Neden 5+3 değil de 4+4” diyenler, hulasa “neden iyi oldu?” dediğinizde de ,”neden kötü oldu?” dediğinizde de bir  doyurucu açıklama  duymak zor. Bu zorluğun nedeni: İşe bilimsel yaklaşmaktan ziyade;  hissi yada ideolojik endişelerin öne çıkmış olması kafa karışıklığını artırıyor.

  Eğitimcilerin 8 yıllık kesintisiz eğitimle ilgili şikayetlerinin başında; minik yaştaki (6-7 yaş) çocuklarla 8 sınıftaki 13-14 yaşındaki çocukların aynı eğitim ortamındaki merdivenleri,Okul  bahçesini ve lavaboları ortak kullanmasının sakıncalarından bahsedilirdi. İlk beş sınıf ile ikinci kısım denilen 6,7,8 sınıfların( Orta Okul )kısmının ayrı olmasının iyi olacağı dile getirilirdi. Bende benzer görüşleri defalarca destekleyenlerdenim. Demem o ki; zorunlu  kademeli eğitim 5+3+ 4 şeklinde olsa biraz daha az tartışılacaktı.Çünkü 1997 yıllarından önceki alışık olduğumuz bir  sisteme dönülecekti. Yasa 4+4+4 şeklinde çıkınca hem telaffuzu zor, hem üç tane “dört”ü, iki tane “artı”yı arka arkaya söylemeniz gerekiyor ki, Türkçede tekrarlar zihni yorar ve itici gelir.Hem de İlkokulu bir sınıf azaltıp, Ortaokulu bir sınıf artırınca sorulacak müphem soru sayısında artış oldu. Bizimde makaleye 3 başlık atmamızın sebebi bu olsa gerek… Bütün değişimlerin bir dirençle karşılaşması doğaldır. Direnci azaltmak için evvela değişimin adını doğru koymak gerekir. Bu değişimin adı, “Kademeli Zorunlu 12 yıllık Eğitim” konsaydı daha az tartışma olurdu kanaatindeyiz. Çünkü bazen isim içeriğin önüne geçebiliyor.

   Bu kademeli zorunlu eğitimle ilgili  olarak,iki ayrı seminer vasıtasıyla bakanlığımızın en yetkili 3. kişisini ( müsteşar yardımcısı)  ve İlimizi ziyareti sırasında yasa teklifinin  görüşüldüğü Alt Komisyon Başkanı olan  Milletvekilini dinleme şansım oldu. İşte dinlediklerim , gözlemlerim, tahminlerim ve sentezlerim ışığında İLK-4: İLKOKUL

   İlk dörtte müfredat basitleştirilecek,okuma yazma üç yıla yayılacak, karmaşık denklemlerle matematik problemleri  çözülmeyecek, çocukların okumayı yazmayı sevmeleri sağlanacak  ,oyun ve etkinlilerle soyut olmayan basit matematiksel işlemler yaptırılarak  zihinsel hazır bulunuşluluk düzeyleri artırılacak, çevreyi tanımaları, çevre bilincine sahip olmaları sağlanacak,okul sevilerek koşa oynaya  gidilen  mekan olacak,test,sınav,quiz,vb ölçme araçlarına  yer verilmeyip  çeşitli etkinliklerle:drama,gözlem,inceleme gibi yaşayarak öğrenme ortamları oluşturulacaktır. Basit bir örnek verirsek:ilkokul öğrencisine cebindeki parayla pazardan kaç kilo domates alırsın sorusu yerine, çocuğun pazarın ne olduğunu bilmesi,insanların neden mallarını sattıkları, neden tarlasında değil de pazarda sattıkları,pazar yerinin nasıl olması gerektiği konusundaki düşünceleri ve  gözlemleri daha önemli olacak.

  Peki neden böyle olması gerekir?

  Çünkü uzmanların bütün gelişen  dünya devletlerinin eğitimlerine ilişkin ortak görüşü şu: “Bizde müfredat çok ağır,bizim İlkokulda öğretmeye çalıştıklarımızı onlar ortaokulda öğretiyorlar” şeklindedir. Olayı şöylece açıklığa kavuşturalım.Okula yeni başlayan çocukların Kasım- Aralık aylarında okumaya başlamaları konusunda öğretmenler ve veliler yarış halindedirler. Aralıkta  okudun okudun, okumaya geçemedinse Nisan ayı son şansın, o zamanda başaramazsan  vay haline…! İlkokul  ikinci sınıfta ritmik saymalarla beraber çarpım tablosunun yarısını, üçüncü sınıfta tamamını ezberlemek zorundasın. Dördüncü sınıfta  gelsin % yüzdelik hesaplar, kesirli sayılar, çok haneli dört işlemler, daha neler neler! Bunları başaramazda tembel yaftasını bir yerseniz ömür boyu iflah olamazsınız. Matematik deyince öcü görmüş gibi kaçmak istememizin sebebi budur.

  İşte şimdiki İlkokul, müfredatı daha basit, öğrenmeden ziyade eğitimin daha ön planda olduğu daha basit bilgileri içermekte,öğrencinin okuma alışkanlığı, temizlik alışkanlığı, çevre bilinci, ağaç sevgisi, orman sevgisi, insan sevgisi, ülke sevgisi,tarih sevgisi, aile sevgisi kazanabileceği ve güle oynaya gideceği bir okul ortamını olarak düşünülmektedir.Bütün bunlarla birlikte öğrenilecek temel bilgiler öğrenciyi zihinsel olarak Ortaokula hazır hale getirecektir.

İlkokullar bağımsız olacak ancak zorunlu hallerde kullanım alanları ayrılmış olacak şekilde Ortaokul  ile aynı hizmet binasında bulunabilecektir.

   Haftaya İKİNCİ DÖRT: ORTAOKUL’u anlatacağız görüşmek ümidi ile….