banner333

banner309

19.04.2012, 02:47

Geleceğin Zenginleri Ve Türkiye



Bir önceki yazımızda yer altı kaynakları ve petrolün ekonomik ve sosyal etkilerinden bahsetmiştik.
Bu yazımızda yerüstü kaynakları ve coğrafi zenginliklerin Dünya ülkeleri arasındaki yarışından bahsedeceğiz. 

20. yy  dan  21. yy ‘a geçişi, yani bir asrın devrine şahit oluyoruz. Ayrıca bu süreç içerisinde çok hızlı değişim ve dönüşümü de yaşamaktayız. Değişim ve dönüşüm iki ayrı kavram.
Değişimden dönüşüme

Değişim, gelişen teknolojik değişim ve çeşitliliklerini anımsatmak isterken, dönüşüm ile vurgulamak isteğimiz ise geçmişe yeniden dönüştür.

Tarihteki su kanallarından altına, toprak işçiliğinden hayvancılığa verilen önemin günümüzde yeniden değer kazanmasıdır. En kıymetli hazinemiz olan altın tasarruflarımızı toprağa, hayvancılığa yatırırken, şimdilerde alışveriş merkezlerinde marka elbiselere veya kendi paramızla hizmet dahi göremediğimiz
self-servist diye bilinen yani kendin al-kendin ye/iç mekanlarına harcıyoruz.

Üretmenin kıymetini bilmediğimizden tüketmenin de derecesini bilmez hale geldik.
Toprak ve hayvancılık bırakılmış, bağ, bahçe ve köyler terk edilmiş buna bağlı olarak da şehirler dolmuştur. Tabi bu durum işsizlik, güvenlik gibi bir çok olumsuzluklara neden olmuştur. 

Üretim için devlet elinden geleni yapmaya çalışıyor diyebilirsiniz. Teşvikler, yatırım alanları, krediler, tohum gibi birçok destek sağlanmaktadır. Ancak sağlanan teşvik veya verilen tohumun karşılığı aranmıyor.


"Yani hasat zamanı verilen tohum geri alınmıyor. O zaman teşvikin veya tohum vermenin ne anlamı kaldı?" 

Verilen tohumdaki amaç, ülkenin tahıl ihtiyacını karşılamakken aynı zamanda gelecek dönem içinde çiftçi kendi tohumunu da üretmesini sağlamaktır. Fakat her sene tohum veya tohum parası gibi karşılıksız yardımlar verimliliğin olmadığını gösteriyor. Hayvancılığa bakarsak, Kurban Bayramlarında bir fiil şahit oluyoruz. Hayvan ithal etmeye kadar gelinmiş bir durumdayız. 

Dünya ülkelerine bir göz atmak gerekirse, son on yıl içerisinde Dünya’nın en zengin aileleri ve ülkeleri tasarruflarını, tarım arazilerini satın alarak veya seksen-doksan yıllığına kiralayarak yatırıma çevirmeye başladıklarını görüyoruz. Özellikle Ekvator bölgesi ve Mezopotamya ülkeleri en cazip görülen topraklar arasında yer alıyor. Günümüzde istenmeyen olayların yaşandığı Ortadoğu bölgesindeki petrol yarışı, aslında temelinde su kaynakları ve tarım arazilerinin en verimli sahalarının mücadelesini de  içinde barındırıyor.  
 
Dünya ülkelerinin zenginlik düzeylerine bakıldığında aynı seviyeye ulaşılmaya başlandığı görülmektedir.  Artık ABD dolarının Euro karşısında büyük etki gösteremediği buna bir örnektir. Zamanla efektif banknotların tamamının birbirine eşit değerler taşıyacağı kırılma noktasına ulaşacaktır. Bu noktada ise sinyallerini vermeye başlayan altın piyasası oluşacağına benziyor. Hatta petrolün altının ons’u ile değerlemesi, altın mevduatları, altın senetleri vb. birçok türevsel faktörlerin oluşacağı görünüyor. Merkez Bankalarının yüklü miktarda altın rezervlerine ağırlık vermesi geleceğin en önemli yatırım kanallarından birinin altın olacağı teminatıdır. 

Söylenecek durum şudur ki;

Kendi ürettiğimizi tüketmezsek yine başkalarına bağlı kalacağız. Bu bağımlılık ne Türkiye ekonomisine nede halkın ihtiyaçlarına özgürlük sağlayacaktır.
Dünya yuvarlak ve başladığımız yere tekrar dönüyoruz. Teknolojik ilerlemeye kendimizi kaptırırken, yemeden içmeden olmayalım. Bizlere bağışlanan ve her bir köşesinde ayrı bir zenginlik yatan bu toprakları işlememek önce atalarımıza sonrada gelecek nesillere büyük haksızlık yapmış oluruz. 



Yorumlar (1)
erdal metintaş 13 yıl önce
tebrikler çok süper olmuş
2
az bulutlu
Namaz Vakti 21 Kasım 2024
İmsak 05:40
Güneş 07:08
Öğle 12:13
İkindi 14:45
Akşam 17:08
Yatsı 18:31