06.12.2011, 17:52

ZORLUKLARI KOLAY KILMAK…

Şeref Tok

Dünyada hangi işe girişirseniz girişin, mutlaka önünüze zorluklar çıkacaktır. Zorlukları kolay kılmak, dezavantajları avantaja dönüştürmek sizin elinizde. Her şehrin geleceğe dair kurduğu bir hayali, yaşamak zorunda kaldığı bir talihi, kaderi vardır elbette... Zorlukla karşılaştığında, programını korumak için disiplinli ol. Zihnini, bedenini, duygularını ve ruhunu işler tutmak için elinden geleni yap. Unutma, ne kadar büyük zorluklarla karşılaşırsan karşılaş, asla yalnız değilsin.

Hayatın bir dizi mevsimden oluştuğunu hatırla. Her insan en güzel yazlara ulaşmak için birkaç kış mevsiminin zorluğuna dayanmak zorundadır. Kışların uzun sürmediğini asla unutma. Rotanı bir yıldıza göre ayarlarsan her fırtınayı aşarsın. Benliğinin en iyi yönlerine hitap eden amaçlara yöneldiğinde, onlara ulaşma arzun, yolculuğunda zor zamanları aşman için seni yukarı çeker. Hiçbir zaman unutma, en çok büyüdüğümüz zamanlar, en büyük acıları çektiğimiz zamanlardır.

Önemli bir savaş sırasında Japon bir komutan askerlerinin sayısının düşmanlarınkine kıyasla çok daha az olmasına rağmen saldırıya geçmeye karar verir. Ordusunun kazanacağına olan güveni tamdır. Ancak, askerleri zafer konusunda oldukça kaygılıdır. KOMUTAN ZEKİCE BİR PLAN YAPAR? Savaş alanına doğru ilerlerken, yol kenarındaki bir tapınakta durup hep birlikte dua ederler. Daha sonra komutan cebinden bozuk para çıkararak? Şimdi yazı-tura atacağız. Eğer tura gelirse, biz kazanacağız, ama eğer yazı gelirse kaybedeceğiz, kaderimiz böylece ortaya çıkacak? der.

Bozuk parayı havaya atar ve herkes sabırsızca paranın yere düşmesini bekler. Tura gelmiştir. Askerler çok sevinirler; kendilerine olan güvenlerini toplamışlardır. Bu coşkuyla düşmana saldırır ve savaşı kazanırlar. Bir süre sonra yüzbaşı komutanının yanına gelerek onun kehanetini takdir edercesine, ?Kimse kaderi değiştiremez? der. Bunun üzerine, haklısın der komutan, iki tarafı da tura olan parayı göstererek!...

Hepimiz hikâyede bahsedildiği gibi zor durumlarla karşı karşıya kalmışızdır. Çoğu zaman karar vermek ve harekete geçmek için bazı yönlendirilmelere ihtiyaç duymuş ve sanki içimizde bizi biz yapan ve harekete geçmemize yardımcı olacak o gücü hissetmekte zorlanmışızdır. Burada asıl önemli olan o gücü ne zaman ve hangi koşullarda hissettiğimizdir.

Kaybedecek kadar büyük değilsen, kazanacak kadar da büyük değilsin. Senin daha iyi çalışanlara ihtiyacın yok. Çalışanların daha iyi bir lidere ihtiyacı var. Zorlukları karşılamanın iki yolu vardır; ya zorlukları değiştirirsiniz ya da zorlukları çözmek için kendinizi.

Cesaret, tehlike anında akıl ve zekânın kullanılmasıdır. Hiç kimse yumrukları sıkıyken net düşünemez. Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilmez.

Mehmet Akif’in dediği gibi:
“İki el bir baş içindir.
Davransana;
El de senin, baş da senin”

Sıra davranmada. Sonra bakın görün ne güzel gelişmeler olacak.