Ziraat Mekteb-i Ali'sinin Gençleri

Ben İstanbul Halkalı Ziraat Meslek Lisesinde okudum. Ortaokul üzerine 4 yıl olan lise eğitimimiz tam zamanlı yatılı bir okuldu. Okula girdiğimiz andan itibaren, tüm hayatımız okula dönüşmüştü. Yeme içme yatma,dersler,uygulama,temizlik hepsi okulun içindeydi.

Halkalı Ziraat Meslek Lisesi cennet mekan Sultan 2.Abdülhamid tarafından Ziraat Mekteb-i Ali’si adıyla yaptırılıp, tarım öğretimi amacıyla ülkemize kazandırılmış bir okuldur. Bu okuldan başta İstiklal Şairimiz Mehmet Akif ERSOY olmak üzere bir çok önemli değer yetişmiştir.

Tarihi bir hizmet binasına sahip okulu aslında tüm ülke vatandaşları da ekranlardan bilmektedir. İlyas Salman’ın “Kızlar Sınıfı” filmi yine daha sonradan çekilen ve oldukça iyi izlenme rakamlarına ulaşan televizyon dizisi “Emret Komutanım” okulumuzda çekilen geniş izleyici kitlesine ulaşmış çalışmalardır.

Bir çok okul birbirine benzeyebilir. Burada okul güzellemesi yapmak istemiyorum. Nitekim “Hababam Sınıfı”nı izleyen tüm öğrenciler kendi sınıflarının “Hababam Sınıfı” olduğunu iddia ederler. Okul hayatı gerçekten eğlenceli,farklı olabilir. Herkes kendi okuluna ve sınıfına özel önem verebilir. Film senaryolarına konu olabilecek nitelikte okulda yaptığımız şakaları,eğlenceli uzun eşek oynamalarımızı, hocalarla ilişkilerimizi, türlü maceralarımızı anlatmayacağım.

Bizim okulumuzu bana göre en benzersiz kılan daha okula girdiğimiz andan itibaren “öteki”ni tanımaya başlamamızdı. Sinop’un Durağan ilçesinde dar bir çevrede yaşarken, tüm dünyayı kendimizden ibaret sanırken şiirlerde,oratoryolarda söylenen o meşhur sözlerin gerçek olduğuna şahit olurduk.

“Edirne’den Ardahan’a kadar bir toprak uzanır

Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar

Edirne’den Ardahan’a

Ardahan’dan Edirne’ye kadar…”

Halkalı Ziraat Meslek Lisesinde okumak Edirne’den Beytüşşebap’a, Artvin Şavşat’tan Denizli’ye kadar farklı coğrafyalardan arkadaşlarınız olması demek. Hatta bir adım ötesine geçip Bulgaristan’dan, Özbekistan’a, Türkmenistan’a okul arkadaşlarınız olması demek. Türk, Kürt, Zaza, Alevi, Gürcü, Pomak,Muhacir,Çerkez, Özbek,Türkmen ne demek bizzat tanıyarak öğrenmek ve sevmek demek. Hem yurdun her köşesini tanımak, hem de kardeş coğrafyaları tanımak demek.  Çok farklılık addeddiklerinizin aslında birbirinden çok farklı olmadığını, farklı coğrafyaların birbirinin zıttı değil öz kardeşi olduğunu anlamak demek.

Okuldan mezun olduysanız aradan 20 yıl geçtikten sonra gördüğünüz bir arkadaşınızla aynı okul yıllarında ki gibi samimi olabilmektir Halkalılı olmak. Farklılıkların zenginlik olduğunu, herkesin özde iyi insan olmasının gerekliliğini öğretir Halkalı.

Koğuş sistemli yatakhanelerde, tabldot usulü yemekhanelerde, demir bardakta içilen şekerli çay, az peynir, az zeytin, elde sıyırgı padok temizlemek, daldan kiraz toplamak,  bir köy gibi hem arkadaşlara,hem hocalara lakap takmak ve gülebilmektir buna.

Halkalılı olmanın en önemli özelliklerden birisi tüm öğrencilerin politik olmasıdır aynı zamanda. Apolitik kimse yoktur okulumuzda. Herkes politik olmasına politiktir ama dışarıdaki okullarda siyasi kavgalar nedeniyle herkes birbirini yerken Halkalı’da hem siyasi kavga olmaz hem de karşıt görüşlü öğrenciler birbirinin en samimi arkadaşı olabilmekteydi.

Ülkemizin ve bölgemizin tüm renklerini tanıma fırsatını liseyi yatılı okuduğum Halkalı Ziraat Meslek Lisesinde edindim. Kardeşlik hukukunun tesis edilememesinin altında en önemli sebep karşımızdakini tanımamaktır. Karşısındakini anlayamayan çözüm için irade gösteremez.

Okulumuz şimdi maalesef elden çıktı ve  Sebahattin Zaim Üniversitesine dönüştürüldü. Türkiye’de kardeşlik hukukunun gelişmesine en büyük hizmeti eden bu kurumun sırf bu özelliği nedeniyle bile olduğu gibi yaşatılması gerekiyordu.

İlk çağlardaki vahşi yaşamlarda ki gibi insanların artık birbirini boğazlamaktan vazgeçtiği, her şeyin konuşularak ve siyaset yoluyla çözüldüğü, milli gelirini arttırmış, demokrasisini ve gelir düzeyini ileri ülkeler seviyesine çıkarmış, herkesin birbirini geçmişin Halkalı Ziraat Meslek Lisesinde olduğu gibi sevdiği bir ülke diliyorum.