Yazmak
''Söz kulağa yazı uzağa gider.'' der atalarımız. Fikir adamımız ve dâhi şairimiz Necip Fazıl Kısakürek'te '' Zaman vurmadan silgiyi/ Yazıya bağlayın bilgiyi'' diye seslenir gelecek kuşaklara.
İnsanoğlu hayatını idame ettirirken, edinmiş olduğu bilgiyi tecrübeyi ve kültürü, yaşaması ve yaşatması için gelecek nesillere aktarması gerekir. Vuku bulmuş bu mirası aktarabilmenin yolu ''yazı'' dan yani yazmaktan geçer. Bu düşünceler ışığında ve kapsamında naçizane yazmaya ve siz değerli okurlarla buluşmaya karar verdim.
Amacım günün yanında değil hakikatin yanında olarak, toplumumuzu alev topuna dönüştüren cehalet ateşini söndürebilmenin mucadelesini vermektir. Biz hakikati konuşturursak bâtıl doğduğu güne pişman olacaktır.
Hz. İbrahim ateşe atıldığında o ateşi söndürebilmek için su taşıyan karınca misali, yangını söndüremesekte tarafımız belli olur. Yüce dinimiz İslam cehaletin karşısında olurken ilmin, tefekkürün yanında olarak ilk emri ''oku'' olmuştur. Ne yazık ki yüzde doksan dokuzu müslüman dediğimiz bir ülkenin geleceği olan gençler öyle bir girdaba düşmüş ki ; aklı, fikri midesiyle cinselliği arasında mekik dokuyan, saygısız,sevgisiz, kültürsüz, fikirsiz bir yığın haline dönüşmüştür. Şimdi bir düşünelim üretmeyen tüketen , icat etmeyen taklit eden , okumayan yazmayan, icratı çarpık, yaşantısı samimiyetsiz, zamanını internete hapsetmiş bir nesil ile geleceğe ne kadar güvenle bakabiliriz. Peki bu ayıp sadece gençlerin midir? Elbette hayır bu ayıp yekvücut hepimizin ayıbıdır. Toplumun kanayan yarası olan gençliği özüne döndürebilmek içinde şöyle bir gençlik hayal ediyoruz. Ulu Türkçü H. Nihal Atsızın dediği gibi '' Bize bir gençlik lâzımdır. temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.''.
Bugünkü yazar çizer durumumuz istisnalar hariç , haksızlık karşında dimdik durmak yerine, menfaatin eteğinden tutunarak gücün ve muktedirin borazanlığını yapmak. Hayatın gerçekleri karşısında doğruya doğru yanlışa yanlış diyemeyen objektif ilkelere sahip olamayan bu subjektif tüfeyli insanlar, hem etkileri altına aldıkları toplumu hemde kendi şahsiyetlerini kemirirler bir kemirgen gibi. Yezit'in zifir akan nehirlerinde kirden çeşmeler olmak kolay, zor olan hakikat olan Kerbelada Hz.Hüseyin'in yanında bir damla ab-ı hayat suyu olabilmektir. Hak'ka hukuka adalete hizmet eden, milletin milli iradenin kalemleri susmuşsa, o milletin pınarları kurumuş, yeşiline sam vurmuş, mevsimleri hazan mevsimine dönmüştür.
Yazmak; hiç bir zümreye, kuruma, kişiye, boyun eğmeden şahsi menfaat gözetmeden yazabilmektir. Yazarken '' bir koyundan iki post'' çıkarmamaktır. ''Yazmak ölümün elinden hayatı kurtarmaktır.'' Yazmak okuyucuya bilgi aktarılan yolda mihenk taşı olabilmektir.
Ve yazmak her şartta vatanın bölünmez bütünlüğünü, milli birlik ve bağımsızlığını savunurken, hangi bayrağa selam verdiği belli olmayan değil, şehitler kanıyla mana bulan, Al Bayrağa selam durabilmektir.
Yazmak; Kültür Emperyalizmine çanak tutmadan, toplumu girmiş olduğu çıkmazlardan nasıl kurtarabilirizin mucadelesini vererek, milli ve mukaddes değerlere geri dönüş yolunda adres olabilmektir. Millet olarak , zifiri karanlıkta el yordamıyla yol bulmaya çalışan düşünceden, özentiden vazgeçimeli ve süratla özümüze dönmeliyiz. Allah Resûlü Şanlı Peygamberimiz; '' Hangi kavme benzerseniz ondan olursunuz'' buyurmuşlardır. Mukaddesatımızda yaşanan bu olumsuz gelişmeleri bertaraf edebilmenin tek yolu, milli birlikteliği sağlayarak içte ve dışta emperyalizme hizmet eden yazar çizer silahşörlerin, sahte din adamlarının, mayasına hainlik karışmış vatan, millet ve din düşmanlarının maskesini düşürerek onları ve savunmuş oldukları ideolojileri tarihin çöplüğüne atmaktır.
Allah Rasûlü kıyamet alametlerinden bahsederken şöyle buyurur..'' İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, alimleri ve hakimleri fitne olur. Mescitler ve Kur'an okuyanlar çoğalır, ancak tek tük ülemâ kalır.'' Görünen o ki o zaman tamda bu zaman, öyle ise gelin fert fert düşmüş olduğumuz dipsiz karanlık kuyudan kurtulalım. İbadetlerimizde riya, dostluklarımızda samimiyetsizlik, işlerimizde sahtekarlık ve kula kulluk olmasın. Gelin hep beraber samimiyeti, dürüstlüğü, sahte olmayan dostlukları, riyasız ibadetleri sımsıcak bir yorgan gibi örtelim üstümüze...
Allahın selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Saygılarımla
Erkan Çİl
İmsak | 05:40 | ||
Güneş | 07:08 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:45 | ||
Akşam | 17:08 | ||
Yatsı | 18:31 |