YABANCIMI OLSUN YERLİMİ

Yaşadığımız kenttir hayat algımızı belirleyen. Nasıl bir kentte yaşıyorsak o kentin yerel yaşantısı kadar düşünür ve o kadar bir ufka sahip oluruz. Çünkü insanoğlu edilgen bir varlıktır. Her ne kadar gittiği yere kendi düşüncelerini, hayallerini, düşlerini, fikirlerini götürüyor olsa da son analizde yaşadığı yerdir onu biçimlendiren, hayatına yön veren.
Bunu nerden çıkarsıyorum?

Gümüşhane’ye dışarıdan gelenler bir zaman sonra tipik Gümüşhanelilik refleksleri gösterdiğini gözlemlediğim için. Siz hiç değişik bir ses, değişik bir fikir ya da farklı bir öngörü ile çıkan “yabancı bir yönetici sesi” duydunuz mu?

Toplumu canlı kılan şey, o topluma dışarıdan katılan insan unsurudur oysa. İnsan zenginliği… Ve toplumu harmanlayan şeyde budur. Yani yeni gelen her insan, geldiği yere ayak uydurmadan kendi ufkunu, fikirlerini o toplum yararına değerlendirebiliyorsa işte o toplum prangalarını kırma yolunda önemli bir aşamaya gelmiş demektir. Ancak bugün için böyle yabancı bir “ses” duyulmuyor.

Ben, Gümüşhane’nin kendi içinden özgüveni yüksek yöneticilerinin çıkıp, Gümüşhane’nin bu yerleşik yazgısını değiştireceğine pek ihtimal vermiyorum. Lakin önce bu şehir için özgün fikirlere sahip olmak gerekiyor. Özgün bir fikir yoksa ister yerli isterse yabancı olsun değişen bir olmaz. Dahası ben, yöneticilerin yerli veya yabancı olması ayrımına karşıyım. Zira önemli olan, yönetici denilen zatın bu şehir için özgün bir fikri ve o fikir muvacehesinde özgüven yeterliliği var mı, budur. Ancak dışarıdan gelenlerin bu yönde bir çabasını görmek mümkün olmuyor. Havasını koklayan, suyunu içen bizden biri gibi oluyor ve değişim başka bir bahara kalıyor.

Elbette dışarıdan gelenlerin üzerinde yürüyebileceği zemin zayıf, ama istenildiğinde çok şeyler başarılabilir. Sözgelimi Üniversite tipik bir Gümüşhanelilik havasın da. Üniversite sayısal bir zenginliği ifade etmekle beraber entelektüel açıdan bir sefaleti de gösteriyor. Ne demek istediğimi daha sonraki yazılarımda belirteceğim.

Eğer, yönetici denilen kişilerin entelektüel sefaleti varsa o yöneticilerden Gümüşhane yararına iyi şeylerin sadır olacağını beklemek beyhude bir beklentidir. Tıpkı yerli yöneticilerin entelektüel sefaleti gibi.