SÜT KIRI
O ölüler ki “bizim ebedi yaşayanlarımız” hayatta olsalardı bu topraklar süt kırı berraklıkta kalmaya devam ederdi.Hukuk bizi terk edeli alt üst olduk. Sadece bizi değil toprağın altındakileri de üstüne çıkardı. Hukuksuz ortamda dirilerin yapabileceği tüm hukuksuz işlemlerle baş etmek zorunda bırakıldık.Toplumu düzenleyen, devletin toplum adına yaptırımını belirleyen yasaların bütünü diye tanımlanan; hukuku Gümüşhane’nin Mastra Köyü’ne davet ediyoruz. Hukuku, Mastra’daki köy tüzel kişiliğine ait mezarlıkların üst kısmındaki boşluk alana yerleştirip, hukukun üstünlüğünü tam karşı çapraza çevireceğiz.
Avukat Abdulhalim Tarhan Mısırlıoğlu, Gümüşhane’de yerel bir gazetede, “Koza Altın Madeni, “Mastra’daki “kadim mezarlıkları” yasaya aykırı söktürtüyor” diye yazıp suç duyurusunda bulundu. Mısırlıoğlu, Koza Altın Madeni’nin avukatlığını yapmış bir hukukçu; ama o bile bu vahşete daha fazla seyirci kalamadı. Hukuksuz işlemlerle mezarlıklar sökülürken dünya seyretti. Mezarlıktan sökülen ölülerin kemiklerini yeni yerine koyarlarken üzerine gittik. Jandarmayı aradık. Jandarma geldiğinde mezarcılar oradan uzaklaşmıştı. Yakalanamadılar. Yaptığımız ihbar üzerine savcı önce, “Orayla ilgili soruşturma zaten devam ediyor” diyerek jandarmanın gelmesine lüzum görmedi. Ne zaman tamamlanacak soruşturma, mezarlıklar söküldükten sonra mı? Sesimiz dağlarda yankılandı. Yargının gıkı çıkmadı. Mezarlıklar söküldü.
Altın madeni hukuksuz işlemle mezarlıkları el değdirmemeye çalışarak mezarcılara kazdırırken, diğer yandan da taşınan kemiklerin ait olduğu kimselerin isim listesini resmi ellerle valiliğe bildirdi. Resmi elden; ama el altından. Nasıl yani? Sorusunu duyar gibiyiz. Yazdığımız gibi resmi elden ama; el altından.
Her mezar taşındığında listeye bir ölü ismi daha eklendi. Kimsesiz mezarlıkların kimi olarak şikayetimizi yineledik; ama kimse dinlemedi. Gri bir doblo aracın arkasına, kimi zamanda ticari bir taksinin bagajına doldurulan ölü kemikleri herkesin gözü önünde; gece-gündüz, kar- kış demeden taşındı. Sizlerin bu satırları okuduğunuz şu an da bile sökülen mezarlıkta çalışan Koza Altın Madeni’ne ait iş makinelerinin dişlilerine takılan kafatası, kol, bacak kemikleri şirketin işçileri tarafından alelacele toprağa karılıyor. Kadim mezarlıkların taşınmasına köylülerce izin verilmemesine rağmen altın madeni geri planda durarak, yasaya rağmen mezarlıkları söktürdü. Yasaların temsil yetkisini elinde bulunduran yetkililerse yetkilerini kullanmak yerine elinde tuttu. Deliller ortada, failler ortada… Temsil yetkisini elinde bulunduran yasayı uygulayacağına yasayı elinde tuttu. Hatta avucunu yumdu. Sıktı.
Mezarlığın taşeronluğunu yapan mezarı taşıyanın kendisi, valilik bu insana benzeyen şeye mezarlıkları taşıyabilirsin diye resmi izin verdi. İzni veren bir doktor hem de. Karşılaştıkça gördüğümüz bazı başka kurumlarda aynı sermayenin dümen suyuna öylesine kaptırmış ki yurttaşın anayasal haklarını çiğnemekte sakınca görmüyor, sermayenin buyruğundan başkasını duymuyor, adeta o göz kamaştıran cevhere çalışanların merkezinden yönetiliyorlar. Ya körler ya da sağır. Şirketin avukatı bile dile gelmişken, hizmet etmek için koltuğa oturtulmuş kurum görevlisinin tavrı yasadan, haklıdan değil de güçlüden yana. Atladığımız hendeklerden yürütüldüğümüz dolambaçlı yollardan, sonra anladık ki Mastra’nın mezarlıkları sökülsün diye bu yetkili ellerle o yerler hukuksuz bırakılmış. Mezarlıkların sökülmesine karşı duranlara; saldırmalar, sataşmalar bilerek sürdürülüp, önleri kesilip, suç bulamayınca, suç üretilmeye; topraklarını işgal edenlerle bir tutulmaya zorlanıp, işgalci durumuna düşürülmeye çalışılıyor. Askeri de yargıyı da kontrolüne alan, kamu kurumlarında istediği gibi at oynatan altıncıların basıncıyla yaşamsal haklar; temel hak ve özgürlükler ayaklar altına alınıyor. Daha nelerle karşılaşacağımızı bilemiyoruz. Toprağı bize süt kırı berraklıkta bırakan, “ölülerimiz bizim ebedi yaşayanlarımızdır. “Kadim-ebedi yaşayanlarımız” korunma tehdidi altında kaldı. Üstüne laf gelmeden davetimizi yineliyoruz. Hukuk Mastra’ya…
Sevim Dabağ
P.K. 171 Şişli /İstanbul
İmsak | 05:44 | ||
Güneş | 07:13 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:43 | ||
Akşam | 17:05 | ||
Yatsı | 18:29 |