Başer’den ‘Kara Propagandalara’ Cevap

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gümüşhane Belediye Başkan Adayı Vedat Soner Başer, kendisine yönelik sürdürülen karalama söylemlerine karşı tepki gösterdi.

31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan Mahalli İdareler Seçimleri için geri sayım başladı. Seçime sayılı günler kalırken kentte ısınan siyasi hava giderek kara propaganda çalışmasına dönüşüyor.
MHP Gümüşhane Belediye Başkan Adayı Vedat Soner Başer, bugüne dek mevcut belediye yönetimi ile ilgili kötü sözler söylememek için direndiğini ancak haksız rekabet oluşturduğunu iddia ettiği rakibinin bu pozitif seçim havasını ‘FETÖ taktiği’ ile bozduğunu belirtti.

“Eskiden bu tarz işlere FETÖ taktiği derlerdi”

Bazı can sıkıcı olaylar oluyor. Bunlar ne Gümüşhane’ye ne de Gümüşhanelilere yakışır işler değil diyerek mevcut belediye yönetiminin seçim sürecinin siyaset ve etik değerlere layık ilerlemesine engel olduğunu ifade eden MHP Adayı Vedat Soner Başer, “Önümüzde bir yerel seçim var ve bu seçimde şehrimizi önümüzdeki beş yılda kimin yöneteceğini seçeceğiz. Ülkemize ve şehrimize şimdiden hayırlar diliyorum. O gün kazanacak arkadaşların elini kaldıracağım ve tebrik edeceğim. Yaklaşık 60  gündür ağır bir seçim kampanyası yürütüyoruz. Elimizde devlet gücü ya da belediyenin imkanları yok. Kendi arkadaşlarımız ve gönüllü arkadaşlarımız ile yürütüyoruz bu süreci. Ancak bazıları farklı imkanları kullanıyor mu kullanmıyor mu onu sizin takdirinize bırakıyorum. Bazı can sıkıcı olaylar oluyor. Bunlar ne Gümüşhane’ye ne de Gümüşhanelilere yakışır işler değil. Eskiden bu tarz işlere FETÖ taktiği derlerdi. Konuşmanın başını sonunu kırp ya da bazı yerleri ekle çıkart başka manalara götür ve neticede ‘algı yarat’ taktiğidir bu. Ancak bu tarz işler bize yakışmaz. Bu Şehremini olacağını iddia eden insanlara da yakışmaz. Bunun üzerinden bir takım algılar yaratmaya çalışmak hiç kimseye yakışmaz. Ancak maalesef bunlar daha önce de oldu ve halen daha söylüyorlar, itiraf ediyorlar. 2014’te köylerden getirilip sokaklara köpekleri salıp ‘bakın sokaklar köpek kaynıyor’ imajı yaratıyorlardı. Çöpleri yere döküp sonra da fotoğraf çekip ‘çöpler toplanmıyor’ dediler. Bu tarz birçok algı ve karalama yapıldı şimdi de aynı taktiği yine devreye koymuşlar. İnsanları kandırıyorlar sağa sola video atıyorlar. Bunları yapan kişileri Allah’a havale ediyorum. 10 yıldır bu şehri yönetiyorlar gerek var mıydı bu kadar pankart veya afiş asmaya? Baştan konuştuk yapmayalım afiş veya pankart asmayalım diye ama anlaşmayı bozdular. Biz de ağır tahrik altındayız ama elimizden geldiğince karara uymaya çalışıyoruz. Kaynaklardan, birlik ve beraberlikten, altyapımızdan bahsedeceğim ama maalesef daha seçim bitmeden bu kavramların hepsi ters yüz oldu” dedi.

“Şehrimizin yönetime talibiz bu çocuk oyuncağı değil”

Kendini yetiştirmiş insanın olaya el koymadığı, akil adamların görüşünün alınmadığı ve fikir alışverişinin olmadığı hiçbir organizasyon veya devlet, istenilen hedefe ulaşamaz vurgusu ile ortak aklın önemine değinen Belediye Başkan Adayı Başer, “Bu evrensel bir kuraldır ve doğanın gereği budur. Afrika ülkelerine bakın toprağından altın fışkırıyor ama fikir alışverişi ve ortak akıl olmadığı için sefalet çekiyorlar. Bir de dönüp bazı Kuzey Afrika ülkelerine bakın. Yılın çoğu kış ve neredeyse sadece balık ile besleniyordu ataları. Ancak şimdi akıllı insanlar yetiştirmişler ve dünyanın en zengin şehirlerini ortaya koymuşlar. Bir tane şirketleri neredeyse Türkiye’yi satın alır güce gelmiş durumda. Bakın insan neler yapabiliyor ama dünyanın en zor şeyi de insan yetiştirmektir. Maalesef ülkemiz ve şehrimiz insan yetiştirme konusunda dünya ile rekabet edebilmek için biraz geç kaldı. Örneğin, Eski Gümüşhane Mahallesinde bir Rum Okulu var. O okul 1700’lü yıllarda yapılmış eski Rum yatılı kız lisesiydi. O insanlar 1700’lü yıllarda kız çocuklarını okutmak için yatılı okul yapmışlar ama biz hala kız çocuklarını okutsak mı, okutmasak mı diye tartışıyorduk çok yakın tarihlere kadar. Rumlar eğitime bizden çok önce başladıkları için aradaki farkı kapatmamız zorlaştı. Bugün geldiğimiz noktada ise Gümüşhane’nin de kaybedecek vakti yok. Zamanın gerisinde kalıyoruz. Hiçbir kendini yetiştirmiş insanımız kaybedemeyiz. Bütün kaynaklarımızı şehrimiz için sıfır hata ile kullanmak zorundayız. Şehrimizin yönetime talibiz bu çocuk oyuncağı değil. Ben de elimi taşın altına koyacağım diyen herkesle ve her STK ile yan yana olacağım, beraber yürüyeceğim. Şehreminilik orkestra şefi gibidir. Yöneten yön gösterir ve koordinasyon sağlar her işe burnunu sokmaz. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerine bakın orada da böyledir. STK’lar, dernekler ve özel sektör ile anlaşmalı yürütüyor işlerini. Böylelikle daha az kaynak harcayıp daha çok iş yapıyorlar” diye konuştu.

“Gıdaya muhtaç, yeterli beslenemeyen birçok insan var”

Biz çok zengin bir şehir miyiz? sorusunu yönelterek kentteki kaynakların iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Adayı Başer, “Bana göre bir kuş burnumuz var ve onu da doğru kullanmamız lazım. Zamanı, parayı ve iş gücünü doğru kullanmamız lazım. Bunu da istişare ve beraber hareket etme ile başaracağız. Belediyenin malını saçıp özel sektörün rekabetini bitirmek doğru değil. Biz bu kadar zengin miyiz? Ben bu seçim sürecinde ev ziyaretleri yapıyorum ve görüyorum ki gıdaya muhtaç, yeterli beslenemeyen birçok insan var. Saçına makas değmemiş kişisel bakımlarına bütçesi yetmeyen kadınlarımıza Kuaförler Derneği ile anlaşıp hizmet vereceğiz. Sınava hazırlanan öğrenci kardeşlerimiz için kurslar ile anlaşıp etüd imkanı sağlayacağız. Bir tane özel okul belediyemizin kiracısı şu anda. Sordum kiraları 70 bin TL imiş. Ben onlardan kira almak yerine 10 tane öğrenciyi sen okut diyeceğim. Bunları yapamaz mıyız? Bunları her birinin bütçesi geliyor belediyeye ama başka yere harcarsan bu hizmetleri de yapamazsın. Belediyeye sosyal organizasyonlar adı altında bir bütçe geliyor. Ancak bu bütçeyi sosyal organizasyon hizmetlerine ayırıp ayırmamak belediye başkanı ve Belediye Meclis üyelerinin çoğunluk oyuna bağlıdır. Bu kaynaklar bizim milli kaynaklarımız. Ben geçmişi deşmek yerine yeni şeyler söylemenin peşindeyim ama buna izin vermiyorlar. Ben Cumhur İttifakı ve kendi kimliğimin gerektirdiği Gümüşhaneli olmanın yanı sıra Şehreminiliğe talip olmanın getirdiği ağır yük ile beraber nezaketli bir seçim geçirelim istiyordum ama olmuyor” dedi.