Perşembenin Gelişi
“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” derler. Yıllardır kendini doğrulayan bu atasözü yine gündem oldu birlik seçimlerinde, yine yanıltmadı bizleri o meşhur çarşamba. İstanbul seçimlerinde perşembeyi öyle bir resmetti ki, bu gün bu sonuca şaşıran muhalefet çok değil beş ay öncesine yani delege sayısı bakımından odanın kaderini değiştiren İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası seçimlerine baksa hiç şaşırmayacak, hâlbuki. Görecek ve kabullenecek hatalarını.
İstanbul’da 11-12 grup seçime girdiklerinde Genel Kurulda bu kadar dağınık muhalefetin değil iktidarı yönlendirmek(!) sürekli eleştirdikleri sorunları “sakız” gibi çiğneyecek kıvama getirmekten ileriye gitmeyeceğinin farkına varılmasına dair konuşmuştuk kürsüde. İstanbul’da her grubun alacağı iddiasındaki “ikisi kesin üç yönetimin” toplamı 30 yönetime sirayet etmesi Ankara’da yaşanacakları çok net bir şekilde resmediyordu aslında. İsmmmo seçimlerinde dilimiz döndüğünce söylediklerimizin birebir aynısı yaşandı Ankara’da; İstanbul Çarşamba, Ankara Perşembeoldu adeta.
2019 seçimlerinde Meslekte Birlik grubunun dağınık yapısından faydalanarak yönetimde üç sandalye alan Masum Türker’in başında olduğu Türkiye Muhasebe Platformu bu dönem Türkiye Muhasebeciler Denetçiler Platformu ismiyle girdi yarışa. Ancak bu kez geçen dönem Meslekte Birlik grubuyla aynı akıbete uğramış ve kendilerinden ayrılan meslektaşların kurdukları Türkiye 3568 Platformunun kısa sürede göstermiş oldukları üstün başarılarıyla oyları neredeyse yarı yarıya bölünmüştü Masum Türker’in. Bu bölünmeyle her iki platform da bekledikleri başarıyı yakalayamadılar doğal olarak.
3568 yaklaşık bir aylık süre içerisinde neredeyse tüm Türkiye’yi dolaşmış ve yönetimde 190 oy alarak yılların siyasetçisi Masum Türker’in grubundan sadece 45 oy daha az almıştır. Denetimde bu fark 35’e ve disiplinde 18’e gerilemiştir. Bu kadar kısa sürede alınan oy hiçte küçümsenmemesi gereken oydur. Aslında bu eriyişiİstanbul oda seçimlerinde Masum Türker platformunu oluşturan gruplar arasında en büyüğü olan Bmmg’nin oy sayısındaki düşüşle izah etmek mümkün. Bu durumu izah edilebilecek istatistiki veriler seçim sonuçları olarak tarihe not düşülmüştür. Zira mesleğe katılımlara rağmen 2019 seçimlerinde o grubun almış olduğu 2355 oy 2022 seçimlerinde daha da eriyerek 1774 olmuş ve grup daha evvelki seçimlerde bir yönetim bir disiplin olan sandalyesini bir yönetim olarak ancak ellerinde tutabilmiştir.
İstanbul seçimlerinde olduğu gibi tutarlı ve katkı sağlayıcı muhalefet görevini layıkıyla yapan Türkiye Demokrat Muhasebeciler Platformu alt yapısı olan çalışılmış önergeleriyle camiayı ve delegeleri yine şaşırtmamıştır.
Gelelim liste savaşlarına! Yıllardır İstanbul, Ankara her seçim dikkatle takip ederim ben böyle strateji, böyle matematik görmedim.
Meslekte Birlik bir önceki seçimlerden dersini çıkarmış olacak ki bu sefer dağınık yapıya fırsat vermemiş ve toplamda alacağı oyu ve sandalye sayısını öyle doğru tahmin etmiş ki listenin birincisi ya da ikincisinin SMMM ya da YMM olmasına bakılmaksızın listesini hazırlamış. Hem beşten ve hem dörtten birer sandalye alacağından şüphesi yok. Aynı emin durum Masum Türker’in Türkiye Muhasebeciler Denetçiler Platformu için de geçerli olmakla beraber görünen o ki Yahya Arıkan faktörü ne yazık ki göz ardı edilmiş ve siyasi tecrübesizlik olarak çıkmıştır ortaya. Masum Türker benim de ilk defa şahit olduğum listenin başına dört Yeminli Mali Müşavir koyarak kendisini liste dışına iten Çağdaş Demokrat Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Platformuna karşı hiçbir şey yapamamıştır. Türker’in Platformunun neredeyse yarısının oyunu alan Türkiye 3568 Platformu Yahya Arıkan’a bu siyasi manevrayı yapma olanağı sağlamış ve rahatlıkla altı sandalyeyi alabilecek Çağdaşlara belki de 7. Sandalyeyi hediye etmiştir. Bu tezin karşı tezi olarak “Türkiye 3568 Platformunun iki ay kadar önce başlasa çalışmalara 7. Sandalyeyi Sayın Türker hediye etti” de diyebilirdik belki, bunu bilemeyiz. Masum Türker zaten kazanamayacağı yarışta kendi platformunun amiral gemisinin başında olan eski İSMMMO Yönetim Kurulu üyesini listenin birinci sırasına koymuş olsa bu matematikle kesin yönetime girebilecek olan Turgay Kanarya bu stratejik hata nedeniyle artık ne İstanbul’da ve ne de Ankara’da var.
Ankara seçimleri bir kez daha “Siyaset tek kişilik bir oyun değildir.” Sözünü doğrulamıştır. Onlarca tek kişiden oluşan muhalefet ne yazık ki dağınık ve güçsüz bir görüntü vermiştir. “Kendi kendilerine kendilerinde keşfettikleri liderlik ruhunu” aşıp egolarını yenemeyen irili ufaklı birçok Grup lideri kendini listenin beşinci sırasına koyarak hodri meydan diyen Yahya Arıkan ile girdikleri yarıştan bir kez daha yenik ayrılmışlardır. Sayın Arıkan bu hamlesiyle 2022 yılını kapatmış 2025 yılı hazırlıklarına girişmiştir adeta. Zira bu hamle bir siyaset bilimci gözüyle 2025 yılında da konuşulacak derin bir hamledir aslında. Az evvel de söylediğimiz gibi Sayın Türker kendini ikinci sıraya alsa hem rakibinin hamlesine cevap verebilir ve hem de platformunun SMMM adayının seçilmesini sağlayabilirdi.
Siyaset devamlılık ister sözü sadece siyasileri değil koşulları da ifade eder. Kürsüde de söylediğimiz gibi “Güçlü, üreten ve başarılı bir iktidarın temel koşulu yine aynı şekilde güçlü, üreten ve başarılı bir muhalefettir. Mesleğin sorunlarının 33 yıldır tek başına iktidarda olan grubu zorlayabilecek güçlü muhalefet ile çözülebileceğine inancım tamdır.
Çok çalıştığı iddiasında olan muhalefetin demek ki “çoktan daha çok çalışmak” gibi bir sürece girmesi, yenilgileri birilerinin üzerine atmak yerine aynaya bakıp “nerede hata yaptık demesi ve yine kusurlarını örtmek yerine vakit kaybetmeden kurullarında durumlarını değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ankara’nın en renkli delegesi unvanını elinde bulunduran Abdurrahman Filiz’in Mali Müşavirliğinin yanında Hukuk doktorasını Genel Kurul sohbetlerindeöğrenmiş olduk. Ancak İstanbul’daki hemen hemen tüm Genel Kurullarda kürsü konuşmaları sonrası adını sempatiyle duyduğumuz bu meslek aşığı insanın mesleğe katkı çabaları da birçok meslektaşta olduğu gibi görmezden gelinmiş ve bu ana kadar hiç delege yapılmamış siyaset yaptığı grupta. O da grubundan ayrılmış ve kendi grubunu kurmuş ve ilk kez delege seçilmiş. Siyaseti hukuk doktoru bir Mali Müşavir yapmayacak ise kim yapacak?
Dört gündür farklı gruplarda siyaset yapan, yazan, çizen,arayan, soran kıymetli meslektaşlarımın bir kısmı beni suçluyorlar. Tek oyu olan Hıdır Daştan bu yarışı etkileyebilecek güçte değil, öyleyse ve o gücü var ise neden grup içerisinde hak ettiği saygı gösterilmedi? Neden grubun temsili konusunda liyakate dikkat edilmedi? Değil ise yaratılmaya çalışılan “hain” algısı niye? Yazılanlara bakıyorum, maçın doksanıncı dakikasında gol atıp rakibi kümeye düşüren kötü adam olduk. Kaldı ki maç doksan dakika bile sürmedi, kırk beşinci dakikasında sonuç net bir şekilde görünüyordu. Görünen o ki meslek camiasının duayeni Celal Özgüroğlu’nun organize ettiği “Dostlar Meclisi” yemeği Büyük Millet Meclisi yemeklerinden daha çok ses getirmiş. Siyaset cahillerinin yazıp çizdiklerine bakılırsa seçimin kaderi belki de o yemekle değişti. Başarılı ya da başarısız Çağdaş Demokrat Gruba gönül vermiş bunca insanın emeklerini yok saymak olduğu gibi bu dedikodu ve söylentileri çıkaranları kendi gruplarında verdikleri mücadeleyi de yok saymak anlamına gelmiyor mu? Herkes çalıştığı, ürettiği kadar ve umut olarak inandırdığı seçmenin oyunu aldı. Kimse suçu kabahati başkasında bulup başarısızlıklarını emeğe saygısızlıkla örtmeye kalkmasın.
S.R. Smalley’in bir sözü gayet güzel izah ediyor aslındadurumumuzu. İktidarıyla muhalefetiyle hepimizin sorumluluğu olan bir durum yaşıyoruz. Hepimiz mesleğin içinde bulunduğu durumu; yerlerde sürünen saygınlığı, haksız rekabeti, düşen gelirleri, angaryaları, sadece adı olan mali tatili konuşuyor ancak tüm bu sorunların öznesinin yine bizler olduğunu görmezden geliyoruz. Bir meslektaşından onun verdiği fiyatın altında defter alan diğer meslektaşın bu durumdan dolayı sorumluluğu yoksa kimin var? Kendisine gelen defteri almadan evvel kendinden önceki meslektaşını arayıp müşterisiyle olası yaşamış olduğu sorunları ve alacağının var olup olmadığını sormayan meslektaşın haksız rekabette sorumluluğu yoksa kimin olabilir? Haksız rekabeti bilgisiyle rekabet edemediği için fiyat kırarak rekabet yolunu seçen meslektaş değilse kimdir? Durum bu olunca doğal olarak dağınıklığı nedeniyle cezalandırılan muhalefetin gözünde tek suçlu delege oluveriyor. Hani demokrasiye saygı, hani yüz yirmi beş bini aşkın meslektaşın temsiline ve onların demokratik yollarla seçtikleri delegenin özgür iradesi? Smalley, söylediği “Acısını hissetmediğimiz yaraları iyileştiremeyiz” sözü tam da bizleri anlatıyor. Sanırım hislerimizi kaybettik, gerçekten hissetmiş olsak, kesinlikle şimdiye dek sağaltırdık yıllanmış yaraları.
İmsak | 05:51 | ||
Güneş | 07:21 | ||
Öğle | 12:17 | ||
İkindi | 14:41 | ||
Akşam | 17:03 | ||
Yatsı | 18:27 |