Osmanlı Devleti’nde Madencilik
Bu ay ki yazım biraz akademik derlemeler içerse de Soma ‘ da hayatını kaybetmiş olan kardeşlerimiz adına tarihte madencilik konusunu ele almaya çalışacağım. Osmanlı Devleti’nde İlk kez Osman Bey döneminde, Bilecik'te demir madenlerinde, maden işletmeciliği başlamıştı.
Maden işçiliği süs eşyası, gündelik eşyalar ve silahlar alanlarında gelişmişti. Osmanlı'da madenler iltizam usulü ile yönetilir(ihale,açık arttırma ); madenleri işletenler çıkardıkları madenin beşte birini devlete verirdi. Çıkarılan madenler genellikle ülke içinde işlenmezdi. Bu yüzden dışarıya satılırdı. Özellikle 19. yüzyıl sonlarında çıkarılan madenler genelde İngiltere'ye, madenlerin bir kısmı da Almanya'ya ihraç ediliyordu. Başlıca ihraç edilen madenler; linyit, krom, zımpara, manganez, kurşun, altın, arsenik, boraks gibi madenlerdi.
Osmanlı fermanlarına göre en kaliteli gümüş, bakır, demir ocakları; Keban, Ergani, İnegöl, Bilecik, Kiğı, Gümüşhane, Espiye'deydi. Güherçile (potasyum nitrat) ocakları ise; Maraş, Kayseri, Malatya, Akdağ, Van, Niğde, Erciş, İçel, Karaman gibi yerlerdeydi.
Eğer bir bölgede maden bulunursa hemen devlete haber verilir, madenin cevherinden numune götürülürdü. Darphanede incelenen cevher, işletilmeye müsaitse işletme açılması emredilirdi Madenler genelde çıkarıldıkları yerlerde değerlendirilirdi. Gümüşün çıktığı yerlerin çoğunda darphane açılırdı. Kalıp para kesen hilekarlara karşı önlem alınır; kadılar uyarılırdı. Özellikle paranın lazım olduğu savaş zamanlarında darphanede büyük bir faaliyet görülürdü. Darphaneler genelde ulaşım ağı düzgün yerlere yapılırdı.
Osmanlı'da özellikle Tanzimat Dönemi'nden itibaren maden işletmeciliği hız kazandı. İlk ''Osmanlı Maden Kanunu'' (Maadin Nizamnamesi)bu dönemde, 1861'de çıkarıldı. Böylece Osmanlı'nın son dönemlerinde madencilik gelişmeye başladı. Ancak Osmanlılar madenciliğin sanayi için önemini geç kavraması ayrıca içerde ve dışarıda yaşanan bir çok olumsuz gelişmeler , büyük payı yine yabancıların almasın sağladı. Yabancı şirketler ile Osmanlı'da yaşayan azınlıklar bu madenlere sahip olmaya başladılar.s
Osmanlı madencilik sektörünün asıl unsurları olan maden ocaklarının tamamına yakını Rumeli ve Anadolu’daki miri arazi içinde bulunmaktaydı. Madenlerde çalışanların sayıları binleri bulabilirken, bu işçilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışan kesimin sayısı ise yüz binlerle ifade edilmektedir. Geniş bir işkoluna sahip madencilik sektörü, bulunduğu bölgede istihdamı arttırmanın yanında sosyal atılımların oluşmasını da sağlamaktaydı; ancak bölgeye yüksek standartlı bir yaşam vaat etmemekle birlikte bazen tehlikeleri de beraberinde getirmekteydi. Öyle ki madenlerin giderek artan önemi ve çevresinde kurulan darphanelerin seri üretime geçmesi eşkıyaların iştahını kabartmıştır. Bunun üzerine askeri bir kesim de bu sayede bölgeye istihdam edilmiş, böylelikle madenin çıkarılma ve işletilme safhalarının sekteye uğratılmaması sağlanmıştır. Büyük ve emperyalist politikaları olan devletlerin de faaliyete geçmelerini sağlayan Anadolu madenleri, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine doğru adeta sömürülmüş,devletin içinde bulunduğu zor koşullar kullanılarak ülke madenciliğinde oldukça büyük yaralar açılmıştır.
Özetle Osmanlı devletinin son dönemlerinde sömürülmesinin nedeni zengin maden yatakları olup maalesef Osmanlı Madenlerden istediği verimliliği elde edememiştir.
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |