Sürdürülebilirlik her geçen gün Dünya’da daha ön plana çıkmaktadır. Global faktörler bugün, dünyanın sonunu getirebilecek kadar tehlikeli bir imaj yaratmaktadırlar.
Sürdürülebilirlik haberleri bir çok mecrada paylaşılmaktadır. Günden güne artan küresel ısınma sorunu, çeşitli ve beklenmeyen iklim değişiklikleri, bu sebeplerden dolayı bazı hayvan türlerinin yok olması, hiç de sağlıklı olmayan, her geçen gün sayısını arttıran beşerî yapılar ve doğada insan elinin değdiği her yeri kirletmesi, insanların buna kayıtsız kalması gibi bir dizi problem ile karşı karşıya kalmaktayız. Şehirleşme oranı fazlalaştıkça doğal yaşam alanları, varlığını sürdürebilmek adına adeta bir savaş vermektedir. Gelişmiş ve gelişmeye devam eden ülkelerin sayısı her geçen gün bir adım daha artarken, bu sorunların da önüne geçilmesi artık güçleşmeye başlamıştır.
Alışılagelmiş yaşam biçimleri ve tüketim bağımlılıkları değişmedikçe ne yazık ki doğa ile iç içe olunan ve sağlıklı yarınlara merhaba diyebileceğimiz ortamların oluşması, gelecek nesillere yapacağımız yaşamsal yatırımlar imkânsız gibi görünmektedir. Sürdürülebilirlik kavramı akıllara geldiğinde pek çoğumuzun kafasında yalnızca doğanın, çevresel faktörlere karşı korunması gelmektedir. Elbette ki bu kavram temelinde doğayı korumak gibi kutsal bir görevi barındırır, ancak bütünüyle ele alındığında bununla sınırlı değildir. Tüm çevre koruma çalışmalarının yalnızca bir amacı vardır; Doğayı, insanoğlunun elinden olabildiğince kurtararak, yeryüzünün bir nebze olsun ferahlatmak ve kirlilikleri en aza indirgemektedir. Ancak sürdürülebilirliğin amacında yapılmış olan bu durumları gelecek nesillere de aktarabilmek ve bugünün ihtiyaçlarını da arka plana atmamak vardır.
Sürdürülebilirlik kavramı yalnızca çevresel değil, ekonomik, toplumsal ve sosyal ortamları da bünyesinde barındırmaktadır. Doğal kaynakların israf edilmemesi ve yok edilmemesi işin yalnızca ekolojik olan kısımlarındandır. Sürdürülebilirlik için hiç şüphesiz bireysellik olduğu kadar sivil toplum kuruluşlarının ve devletlerinde üstlerine düşen her şeyi yapması da büyük bir önem arz eder. Bireylerin tüketim bağımlılıklarını değiştirmeye başladıkça, sürdürülebilirlik kavramı daha bir anlam kazanacaktır. Bu standart, benimsendiği takdirde gelecek nesillerin de bizim faydalandığımız olanaklardan faydalanmasının kapıları aralanacaktır. Örnek olarak vermek gerekirse, bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinesi kullanımı, düşük enerjili ampul kullanımı ve geri dönüşüm faaliyetlerinin içinde yer almak, bunlardan yalnızca birkaçıdır.
İmsak | 05:45 | ||
Güneş | 07:14 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:43 | ||
Akşam | 17:05 | ||
Yatsı | 18:29 |