YANLIŞ VE ADALETSİZ POLİTİKALAR !

YANLIŞ  VE  ADALETSİZ  POLİTİKALAR  !
    ABD nin Irak'ı işgalini hatırlayınız.Başına çuval geçirilen askerlerimizi hatırlayınız.  Sınır karakollarında imha edilen askerlerimizi hatırlayınız. Irak işgal edilirken ,yüzlerce Müslüman öldürülüp ,işkencelerden geçerken,yüzlerce Müslüman kadın ,kızın ırzı namusu lekelenirken BOP un eş başkanlığı ne yapıyordu?Hiçmi  istihbarat almadılar,bu kadar müslümanın katledileceği açıkça görülürken  neden kayıtsız kalındı ?Türkiye'yi kimler yönetiyordu? Dış politikayı kimler planlıyordu? Habur  rezaleti sizi hiç etkilemedi mi? Bu rezaleti içinize sindirebildiniz mi? Sınırda bir kısmıda pkk lı olan kaçakçıların öldürülmesinde (Kaçakçılık meşruymuş gibi )izlenen politika ,bu adamlara verilen onca paralar doğru bir politika mı? Şehit ve gazilerimizin aileleri ile bu kaçakçılara verilen değeri karşılaştırılınca ne düşünürsünüz acaba? Tüm bu yanlışlar yapılırken bu devleti kimler yönetiyordu?Bu mu  doğru ve etkin dış ve iç politika???


Bugün yandaş olmayan hiç bir müteahhit  ihale alamamaktadır. Sabah evden çıkıp akşama kadar  kahvelerde zaman geçirmektedirler. Ancak hiç ilgisi olmayan yandaş olarak nitelenen şahıslar  yıllardır iş almakta ,yandaşlığı paraya çevirmektedirler. Bumudur adaletli politika?



Şimdi PKK silahlarıyla sözde çekiliyor ,çekilirken asker diyor ki herhangi bir kaydımız ve görüntü yok .Bu nasıl oluyor? Milyarlarca paralar harcanarak alınan insansız uçaklar ,diğer alet,edevatlar ne işe yarıyor? Bu silik tavır ve tutum nasıl oluyor?Anlamış değiliz...PKK lıların ,binlerce insanımızı öldüren katillerin yolunun açılarak, serbestçe sınırı geçmelerine sebep olanlar kimlerdir?Bu adamlar sınırı yolgeçen hanına çevirdiler,yurt dışına kaç kişi çıktı? Yada bir kısmı şehirlere mi dağıldı?Binlerce şehit anası şimdi hiç bir ceza almayan bu hainler için ne düşünüyor acaba? Hani ANALAR AĞLAMAYACAKTI ? Bırakınız palavrayı Allah aşkına ; bu duruma kafalarını birbiri arkasına sokulan koyunlar bile güler... PKK nın Türkiye içindeki şehir yapılanması,ilçe ve köylerdeki yapılanması,devlet dairelerindeki yapılanması,belediyelerdeki yapılanması sanki bitmiş gibi gösteriliyor. Bazı akilsız adamlarda sanki birşey biliyormuş gibi Türk Milletinin karşısında acizliklerini sergiliyorlar. Tüm bu hatalı uygulamalar,yanlış politikalar muhalefetin mi ki,muhalefete yağıp gürleniliyor, özellikle Devlet Bahçeli aşağılanmaya çalışılıyor!!! Tüm suç ABD ,bazı örgütler ve İsraille el altından işbirliği yapan ,teslimiyetçi politikalar izleyenlerde değil midir?


Bakın neler diyor Suriye baş müftüsü:
“Erdoğan’a şunu hatırlatmak istiyorum. Kendisiyle iki defa toplantıya katıldım. İlk olarak İstanbul Belediye Başkanı iken Hz. Muhammed’in kabri başında. Daha sonra da bundan 3 yıl önce başbakanken Ankara’daki Kocatepe Camisi’nde birlikte namaz kıldık. O zaman çok uzun bir süre de görüşme imkânı olmuştu. Kendisi Beşar Esad ve ailesiyle ilgili birçok iltifatta bulunmuştu. Ve bana dönerek şunu söylemişti:

“Arap Baharı denilen bu dalgalar nedeniyle Suriye için çok korkuyorum.”

Bu uyarısı için kendisine teşekkür ettim. Özellikle Suriye’ye gösterdiği ilgi ve ziyaretler için tekrar kendisine şükranlarımı sundum. Suriye’ye döndükten sonra Erdoğan ile gerçekleştirdiğimiz konuşmayı Beşar Esad’a da ilettim. Bugün Türkiye Başbakanı Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na şunu söylüyorum:

“Kıyamet günü Allah’ın huzuruna hep birlikte çıkacağız. Orada ben şunu söyleyeceğim. “Senin ülkenden gelen teröristler benim çocuğumu ve kırk bin masum Suriye vatandaşını katlederek senin yanına döndüler. Neden tüm bu olaylara izin verdiniz? Biliyorsunuz ki Peygamberimiz “komşunuza iyi davranın” diye buyurdu.
Suriye’de bu ateşi yakanlar bilsin ki bu ateşin korları onları da yakacaktır.”

Müftü Hassun daha sonra gözyaşları içinde konuşmasına şöyle devam etti:

“Benim çocuğumu neden katlettiklerini de açıklayayım. Benden Suriye’den ayrılmam istendi. Ülkemden ayrılıp mevcut siyasi sisteme karşı olduğumu beyan etmemi istediler. Özellikle Ürdün ve Suudi Arabistan’dan bazı isimler beni arayıp bir an önce ülkeyi terk etmem gerektiğini söylediler. Ben de onlara ülkeyi terk etmek yerine yöneticilerle muhalifler arasında köprü görevi görmem konusunda yardımcı olmayı önerdim. Fakat onlar benim bu tavrımı sistem yanlısı olmak şeklinde ilan ettiler. Ve buna cevap olarak da çocuğumu katlettiler. Ardından insanlara çocuğumu Suriye Devleti'nin katlettiğini anlattılar. Bütün bunlar olurken çocuğumun katili olan iki kişi yakalandı. Ve ben bir toplantıda onlarla birlikte oldum. Sadece benim çocuğumu değil o saldırıda 15 insanımızı da katlettiler. Onlara “neden yaptınız bu işi?” diye sordum. “Bize dışardan böyle bir emir geldi” dediler. Ben kendi adıma onları affettim. Türkiye’deki kardeşlerime lütfen anlatın;

Bu sözler bizim değil Suriye baş müftüsü'nün sözleridir.
Suriye’de işte bunlar yaşanıyor.” Olan kime oluyor,kesinlikle Müslümanlara ,hatanın büyüğü kimlerde? Kimler uyguluyorsa,Türkiye'de uygulanan teslimiyetçi dış ve iç  politikalarda değil midir?

Gelelim Reyhanlıya : Oktay Vural Bey şöyle diyor:Ortaya çıkan belgelerle, Suriye’deki çatışmanın tarafları olanların ve Türkiye’nin de onları desteklediği dikkate alınarak birtakım bombalı araçların Türkiye’de bir eylem yapmak üzere hazırlandığına ilişkin girişimler vardıysa ,Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu tuzağa düşmemelidir. Bu gelişmelerin, bu istihbarat zafiyetinin hükümet tarafından giderilemeyeceğini, bu çerçevede TBMM’nin konuya el atması gerektiğini ifade ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunun takipçisi olacağız” dedi.
Vural, Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşın tarafı haline gelmemesi gerektiğini belirterek, "Dolayısıyla hem Türkiye’de açılım adı altında terör örgütü PKK’nın siyasal amaçlarını meşrulaştırılmasına yönelik süreç hem de dış politikada Suriye’deki çatışmanın taraflarının birini destekliyor pozisyonuna düşmek, Türkiye’nin menfaatlerine ve manevi değerlerine aykırıdır" diye konuştu.


Doğru söylemiyor mu sayın Vural? Tüm bu hatalar ,yanlışlar Türkiye'de uygulanan politikalardan kaynaklanıyor. Çünkü Türkiye'nin MİLLİ BİR DIŞ POLİTİKASI YOK.Diğer alanlarda olduğu gibi...Oysa Suriye'de  o kadar müslüman kanı akmaması için Türkiye taraflar arasında aracı olmalıydı.Yıllar önce Moskova Ünüversitesi Azeri Profösörlerinden birine,İzmit Türk Ocaklarındaki konferansında şu soruyu sormuştum :Kominizm yıkıldı ,siz şimdi Azerbaycan'da ,Türkiye'de uygulanan Milli Eğitim sistemini mi uygulayacaksınız? Cevabı net bir biçimde şöyle oldu:'' Türkiye'nin yüzü ABD ye,Avrupaya dönük, TÜRKİYE'NİN  MİLLİ  BİR POLİTİKASI YOK ,BİR MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ YOK Kİ, biz burdaki(Türkiyedeki) sistemi uygularsak BİZİM BALALARIN HALİ NİCOLUR !!! Bugün maalesef  ülkemizde TÜRKİYELİLİK üzerine oturtulmaya çalışılan ,millisiz bir politika daha ileri safhalara taşınmış durumdadır. Ne zaman AB,İsrail ve ABD ,emperyal güdümlü politikalardan kurtulursak ülkemiz nefes alacaktır,inancındayız.
Saygılarımla...
Cevat Nas