Türk Milletinden Ortadoğu Halklarına Cesaret Dopingi
Barındırdığı etnik gruplar ve sahne olduğu kültürler Türkiye'yi her zaman farklı yapmıştır. Bu yüzden yıllarca düşmanı, haini, provokatörü, fırsatçısı ve en nihayetinde darbecisi hiç eksik olmamıştır. Hatta Osmanlı İmparatorluğu yabancılarla mücadele ettiği kadar, var olduğu sürece hep iç isyan çıkaranlarla mücadele etmiştir. Nitekim Karamanoğulları en büyük örneği olmuştur bu isyanların. Emir komuta zinciri dışında 37 düşük rütbeli subayın yaptığı 27 Mayıs 1960 Darbesi, dönemin hükümetini zorla istifa ettiren 12 Mart 1971 Muhtırası, emir komuta zinciri dahilinde gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 post modern darbesi ve benzerleri yeni bir sendrom olmayıp, bilakis Osmanlı'dan beri devam eden ve Türk siyasal tarihinde birer kronikleşmiş hastalıklardır. Dolayısıyla bu hastalığın en son tezahürü olan 15 Temmuz darbe girişimi de öyle sanıldığı gibi 3-5 yılın kelek bir girişimi değildi. 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişimi devletin bünyesinde yaşayan mikropların sıradaki çıban eylemiydi.
Şahsen ben, olaya bir doktor gibi yaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Nitekim devletimizin sırtında kronikleşmiş bu çıbanların temelli tedavisi üzerine konuşmayıp sadece pansuman yapmakla bu sorun asla çözülemez. Bugün FETÖ var, yarın bir başkası çıkar. Alfabede harf çok, Türkiye'de malzeme bol. Nedir öyleyse en doğru tedavi yöntemi? Eğitimdir, arkadaşlar, eğitim! En doğru ve en kalıcı çözüm Türk Eğitim sisteminin yeniden milli ve özgün formatta düzenlenmesinden geçiyor.
Meşhur ifadede söylendiği gibi, tarih tekerrürden ibarettir. Bu yüzden, geçmişini bilmeyen geleceğini tayin edemez denilmekte. Yani koskoca Türk tarihi silinip sıfırlanarak okullarda sadece boğaziçi tarihi okutulursa, İstiklal Savaşı öncesi şartlar nasıl adım adım gelişti? Osmanlı nasıl oldu çöktü? İttihat ve Terakki nasıl ortaya çıktı? Sultan 2. Abdülhamid Han hangi koşullarda nasıl bir darbe ile tahttan indirildi? Dünya devi 5.200.000km2 büyüklüğündeki (1683) Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak büyüklüğü parçalanarak 1914'lü yıllarda 1.800.000km2'ye ve bugünkü 783.000km2'lik misak-i milli sınırlarımızda kaldık... Bu gibi milli tarihimizi okutulmayıp 1000 yıllık tarihin sadece son 70-80 senesi okutulursa bu ülke daha çok darbelere sahne olur. Ya da tam zıttı, bahsettiğim kötü örnekler tarih dersliklerinde sürekli hatırlatılarak okutulursa milletin bilinçi darbe ve ihanetlere karşı hep teyakkuzda olmaz mı?
Eğitimde mesele sadece tarih okutmakla bitmiyor. Son darbenin elebaşısı FETÖ nasıl ortaya çıktı sanırsınız? Bu gün herkesin beddua ettiği hain FETÖ bu milletin kanına nasıl girdi bir hatırlayalım. Para mı dağıttı millete? Fakiri zengin mi etti? Evsize ev mi verdi? Bir müslümanı gavurun elinden mi kurtardı? Başörtülüyü savunarak milletin gönlünü mü aldı? Hak sahibi mazlumuların hakkını zalimden alıp sahibine mi verdi? Hayır, hayır, hayır! Bütün bunların hepsini sadece ve sadece bugün darbe ile devrilmek istenen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan gördü bu millet...
Ama gel görelim ki, FETÖ her ne yaptıysa, kimin aklını gönlünü çeldiyse, kime kendini sevdirdiyse yurt içinde ve yurt dışında açtığı okullarla yaptı. Doğruya doğru, kaliteli eğitim verilen okullar açarak eğitim sistemindeki açıkları kullanarak ulaştı tüm emellerine. Şayet devletin okulları onun okullarından daha kaliteli eğitimi bedava verseydi, devletin okulları taktir teşekkürle evde dedeye, amcaya el öptürüp bahşiş aldıran karnelerle görevini bitmiş saymayıp öğrencilerini uluslararası platformlarda da yükseltmesini, tanıtmasını bilseydi hangi anne baba evladını yıllığı bir servet karşılığında FETÖ okullarına gönderirdi? Ya da devletin okullarındaki eğitim yeterli olsaydı, hangi anne baba borç harç, çocuğunu onun dershanelerine gönderirdi? Ya da devlet kendisini dış ülkelerde tekstil, mobilya, dönerle tanıtıp markalaşacağına kaliteli Türkiye Okullarıyla, Türk Eğitim sistemiyle tanıtıp markalaşsaydı bu gün devletin kesesinden çıkan, kaçırılan milyarlarca dolar paranın sonu kuru bir hiç olmayıp yıkılması imkansız uluslararası bir Türk gücü olmaz mıydı?
FETÖ yıllarca himmet, kurban, burs adıyla okullar üzerinden toplamadı mı o paraları. İş adamlarından parayı öğrencilere burs adıyla almıyor muydu? Yine aynı öğrencileri okul ücreti, beytülmal diye sıkıştırıp soymuyorlar mıydı? Bugün hala onun bir asi, bir terörist olduğuna inanmayan, George Soros'tan daha büyük ve daha etkili ABD ajanı, taşeronu olduğuna ikna olmayan yurt içinde ve yurt dışındaki insanların hepsinin bir zamanlar onun açtığı okullardan, dershanelerden dünyaya açıldığını bilmiyor muyuz? Yıllarca yurt içindekileri yurt dışında okul açıyoruz, işte ispatı Türkçe olimpiyatları, haydi sıra şimdi Türki cumhuriyetlerde kardeşlerimize okul açalım diyerek milyarlarca dolar toplayıp hep yurtdışına kaçırmadılar mı? Yurt içindekileri böyle kandırıyor iken aynı elebaşının elemanları Azerbaycan, Kazakistan, Endonezya, Çin, Hong Kong ves. ülkelerdeki kandırılmışlarını da aynı yöntemle kadırdılar hep. Size burda yurtdışı derken, yurtdışındakilere de Afrika'da okul açıyoruz deyip paralarını topluyorlardı. Herkes bir yerlerde okul açıldığını sanıyordu ama o okulların açıldığı söylenen ülkelerin insanlarından bile hep başka bir ülkeler için para toplanıyordu. Ve yine ilk soruyu soruyorum, tüm bu para toplamalar kıblesi Pensilvanya olan bir devlet için yapılıyor iken paravan şirketler olarak okullar kullanılmıyor muydu? Eğitimi böyle kullandılar işte.
Anlaşılan şu ki, kaliteli ve bedava eğitim sadece Türkiye'nin değil Türkiye gibi kullanılan tüm ülkelerin sorunu olmuştur. Bazı ülkeler zamanında bu sorunu farkederek, FETÖ'nün gerçek amacının aslında desteklendiği ülke - ABD tarafından birer kara para aklama ve hedef ülkeden döviz kaçırma operasyonu olduğunu deşifre ederek faaliyetine son vermişlerdi, Rusya gibi. Bu yüzden AB ve diğer ülkelerden farklı olarak bugün, Rus yetkililer 15 Temmuz'a tiyatro, kurgu demiyorlar. Hatta Rusya Dış İşleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova ''NATO ve ABD darbeden haberdardı. Eğer ısrarla hala haberimiz yoktur diyorlarsa bu ya NATO'nun üye ülkesindeki rejim değişikliğini bilmeyecek kadar aptallaştığını ya da kurumun sonunun geldiğini gösterir'' diyebiliyor. Darbenin olduğu, başımızın üstünde bombalar patlayıp sivillerin tarandığı gece, Rus basınında darbenin planlanan saatten önce erken başlatıldığı yazılıp konuşulmaktaydı.
Sonuç olarak her şeyden önce çok şükür ki bu terörist eylem başarısız oldu.
O gece milletimiz tüm dünyaya, özellikle asker postalı ve dış mihraklarla desteklenen politikalar altında ezilen orta doğu halklarına bir cesaret dopingi niteliğinde milli iradeye sahip çıkma destanı yazdı. Tanka, uçağa, mermiye, bombaya en nihayetinde ölüme meydan okuyarak seçilmiş liderinin yanında durmayı öğretti tüm dünyaya. Bırakın seçilmiş liderleri, vatani milli haysiyet sahibi olan tüm milletleri; Rusları son Çar Nikola'nın yanında durmayıp bolşeviklere, İranlıları Şah Reza Pehleviyi Şii devrimcilere, Mısırlıları seçilmiş cumhurbaşkanı Mursiyi isyancı Sisi'nin askerlerlerine teslim ettikleri için utandırmışızdır. 15 Temmuz'a kadar PKK'lıların bir ırkçılık söylemi olarak algıladıkları ifade vardır, bilirsiniz. Şimdi bu saatten sonra en az bir 100 yıl daha söylenecektir bu söz. NE MUTLU, TÜRKÜM DİYENE! NE MUTLU KENDİSİNİ TÜRK MİLLETİNİN, TÜRK HALKININ BİR FERDİ SAYANA! Metin Uçar
İmsak | 05:43 | ||
Güneş | 07:12 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:29 |