Hasan Kulaksız: Hoşgörüyle Yaklaşan, Birleştiren, Bütünleştiren Bir Milletvekili Olacağım

AK Parti’de milletvekili seçimleriyle ilgili süreç büyük bir hızla devam ederken 2 milletvekili çıkaracak olan Gümüşhane’den 24 kişi milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu. Bu adaylardan en çok dikkat çeken ve yürüttüğü seçim kampanyasıyla rakiplerine fark atan İş Adamı Hasan Kulaksız ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen röportajımızda Sayın Kulaksız ile Aday Adaylığında yaşanan rekabet, milletvekili olması halinde gerçekleştirmeyi düşündüğü projeler ve ülke gündemi üzerine oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Biz sorduk, Hasan Kulaksız da cesur, kendinden emin ve kararlı bir şekilde sorularımızı içtenlikle cevapladı. İşte o röportaj:

Ben 1971 yılında Şiran ilçemize bağlı Yukarı Kulaca Köyü’nde doğdum. İlköğrenimimi burada tamamladım. Daha sonra ailemin yaşadığı geçim sıkıntısının bir sonucu olarak babamla beraber Ordu ilinin Ünye ilçesine taşındık. Burada bir taraftan eğitim hayatıma devam ederken diğer taraftan da baba mesleğimiz olan taş parke işinde çalışmaya başladım. 16 yaşında babamı kaybedince, rahmetli annemin kanatları altında abilerimle beraber taş parke işinde çalışmaya devam ettim. Daha sonra askere gittim. Askerden sonra evlendim ve vizyoner bir kararla önce Konya’nın Cihanbeyli ilçesine giderek ilk şirketimi burada kurdum. Ardından da Konya merkezdeki fabrikamı kurdum. Zaten ondan sonra devamı da geldi.

Uzun yıllar Konyaspor’da yöneticilik yaptım. Konyaspor’da Asbaşkanlık ve Başkan Yardımcılığı görevlerinde hizmet etmek de nasip oldu, Konyaspor’u Süper Lig’e taşıdık.

2014 yılı başlarında sevgili annemi kaybettim ve bunun üzerine annemin vasiyetini yerine getirmek için mimar ve mühendislerimden oluşan teknik ekibimle köyümüze gelerek Örnek Köy projesi yapımı için çalışmalarımı başlattım. Süreç içerisinden vatandaşlarımızın teveccühleri üzerine nasip oldu, AK Parti’den Gümüşhane Milletvekili aday adayı oldum. Şimdi şehrimizin geleceğini inşa etme yolunda mücadelemizi sürdürüyorum.

Ben her zaman çevresini iyi gözlemleyen bir insan oldum. Zengin iş adamlarına baktım. Başarılı insanları gözlemledim. Örneğin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Başbakanımız Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu'nu ele alalım. Her ikisinin de en önemli özelliklerinden birinin ekip çalışmasına verdikleri önem olduğunu görüyoruz. Hiçbir zaman “Ben bilirim. Ben yaparım” demiyorlar. Onlarca danışmanla çalışıyorlar. Hatta zaman zaman bu kadar danışmana ne gerek var yönünde eleştiriler de alıyorlar. Ancak onlar doğru bildikleri yoldan hiçbir zaman geri adım atmadan büyük bir özveriyle yollarına devam ediyorlar.

İşte fark ettim ki, başarılı olmak istiyorsan, başarılı insanlarla çalışacaksın. Çalıştığın insanlar kendi işlerinde en iyisi olacak ki, bir katkı sunabilsinler. Bende bunu yapıyorum. Örneğin bu seçim kampanyamda ortaya çıkan tüm çalışmalar ekibimin yaptığı çalışmalardan oluşuyor. Bu alanın en iyileri olduğuna inandığım insanların ziyaret ettim. Onlardan destek almak istediğimi belirttim ve onları ikna ederek iyi bir ekip oluşturdum. Şimdi onların önüme koydukları planı uygulamaya çalışıyorum. Tabii bunlar kolay işler değil.

Güzel bir sözümüz var. “Akıl akıldan üstündür.” Gerçekten de öyle, küçük hesaplar ve gündelik siyasetle hareket edenler her zaman kaybetmiştir. Bunun fazlasıyla bilincindeyim.

Bakın ben kısa vadeli stratejiler uygulayan bir insan değilim. Her zaman 5 yıl 10 yıl sonrasını düşünerek hareket ederim. Ticari hayattaki başarımda buradan geliyor. Benim şirketlerimde de danışmanlarım var. Onlar ne diyorlarsa, ona göre hareket ediyoruz. Onlar düşüncelerini, raporlarını sunarlar, bende kendi düşüncelerimi paylaşırım ve sonuçta hep birlikte ortak bir karar alarak, bu kararı uygulamaya başlarız.

Ben siyasi arenaya girmeye karar verdiğimde de kendime şunu sordum. “Sen neyi amaçlıyorsun? Amacın ne?” Bunun tek bir cevabı vardı. Ülkemiz için, şehrimiz için, insanımız için her zaman daha iyisini yapan olayım. Çünkü insanımızın çalışan, koşturan, mücadele eden, tuttuğunu koparan adama ihtiyacı var. Bir zamanlar, bu memleketi temsil edenler işin hakkını vermiş olsalardı; bizler bu şehirden, baba ocağından ayrılıp gurbet ellere düşmezdik. İstiyorum ki, bizim çektiğimiz hasretleri, çileleri çocuklarımız çekmesin. İşte bu nedenle, ben ekibimi oluştururken onlara “Gelin şehrimizi yatırım üssü haline gelecek bir şehir yapalım”, ”Çocuğunu gurbete yollayacağı için ağlayan annenin gözündeki yaşı dindirelim” dedim. Onlar da zaten buna inandıkları için yanımdalar ve bana destek veriyorlar. Seçimden sonra sen yoluna ben yoluma şeklinde bir tutum içerisinde olursam en büyük hatayı yapmış olurum. İnsanlara verdiğim sözleri gerçekleştiremem. İşte bu nedenle, ekibimle devam etme konusunda kararlıyım. Hatta nasip olur da milletvekili olursam ekibimi daha da genişletmeyi düşünüyorum.

 "HER BİR ADAY ADAYIMIZ HAKK'A TESLİM OLMUŞ, HALKA DAHA İYİ HİZMET ETMEK İÇİN MÜCADELE EDİYOR" 

Bu noktada bir rekabetten bahsetmeyi ben pek uygun görmüyorum. Herkes kendini anlatmaya çalışıyor. Her bir adayımız gerçekten kendisini kanıtlamış ve başarılı insanlar. Biz burada bir hizmet yarışı içerisindeyiz. Allah’ım kime nasip ederse o, vekilimiz olacak ve bizi temsil edecek. İstiyorum ki, gerçekten bu şehir için çalışan-terleyen bir milletvekilimiz olsun. Gerçekten bunun hakkını kim verecekse duam odur ki, o vekil olsun. Tabii ki her adayımız gibi ben de AK Parti’nin bir neferi olmanın, şehrimizin, insanımızın temsilcisi olmanın hakkını vermek için gece gündüz demeden çalışacağım, koşturacağım.

Bu anlamda, tüm adaylarımız birbirlerine karşı oldukça nezaketli ve hoş görülü bir şekilde yaklaşıyor. Birbirlerine yardımcı olmaya çalışıyorlar. Kimse kimseyi karalamadan herkes kendi çalışmalarına odaklanmış bir şekilde süreci götürüyoruz. Bu aslında AK Parti’mizin ne kadar nitelikli vekillere kavuşacağının da bir göstergesi. Bu durum AK Parti’li olmanın, o ruhu taşımanın bir yansıması…

İnşallah biz aday gösterilirsek, tüm insanlarımıza kucak açacak, küçük hesaplarla hareket etmeden, herkesi kuşatmaya çalışacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

İlla ki herkes kendi desteklediği kişinin aday gösterilmesini ister. Ancak “Neden aday gösterilmedim?” gibi olumsuz bir yaklaşımın hiçbir adayımız ve partilimiz için söz konusu olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bu bir bayrak yarışı, bu bir hizmet yarışıdır. Bizden öncekiler nasıl hizmet için çabalamışlar sa, her bir adayımız da Hakk’a sığınarak halkımıza hizmet için mücadele etmektedir. Böylesine kutsal bir mücadelede kırgınlıklar olmaz. Zaten aday gösterilen kişiler, aday adaylarını ve onların taraflarını bir araya toplayarak onların gönüllerini alacaktır. Süreç içerisinde herkes birilerini destekliyor. Ancak süreç bitince ve adaylar netleşince inanıyorum ki, bütün Gümüşhane o aday etrafında kenetlenecektir. 

Ben şehrimizin daha fazla kalkınması gerektiğine inanıyorum. AK Parti’mizin iktidarında şehrimize gerçekten önemli yatırımlar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Ancak şehrimiz özellikle özel sermayeyi çekme noktasında yeterince başarılı olamadı. Bugün tüm dünyada bölgelerin kalkınmasını sağlayan en önemli dinamik özel sektör yatırımlarıdır.

Ben hayatı boyunca tuttuğunu koparan, hedeflerini başarmak için mücadele eden bir insan oldum. Bu anlamda milletvekili olmam halinde özel yatırımcıları şehrimize çekmek için ilk yapacağım iş, STK’ları, kanaat önderlerini, alanındaki uzman kişileri ve üniversitelerimizdeki akademik personeli bir masa etrafında bir araya getirmek ve büyük bir çalıştay yapmaktır. Bu çalıştaydan çıkacak kararlara bağlı olarak, hükümetimizden ne bekleniyorsa Ankara’ya gidecek ve gece gündüz demeden mücadele edecek, bu konuda ısrarcı olacak ve gerekli yatırımların yapılması için çalınmadık kapı bırakmayacağım. Bir taraftan bunları yaparken diğer taraftan da büyük iş adamlarını şehrimize çağıracak onlara şehrimizin sunduğu fırsatları anlatacak ve onların yatırım yapmaları için gerekli ortamların hazırlanması için mücadele vereceğim. Tıpkı Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın ülke ülke gezip, iş adamlarını ülkemize yatırım yapmaya davet etmesi gibi…

Ben büyük bir engel olduğu kanısında değilim. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız olduğu müddetçe her sorunun kolayca aşılacağını düşünüyorum. Burada belki en büyük tehdit olarak paralel yapı görülebilirdi. Ancak o da artık deşifre oldu. Hem siyasi otorite hem de halkımız paralel yapının ne kadar sinsi planlar yaptığını gördü ve bu konudaki gerekli önlemler sıkı bir şekilde alınıyor. Ancak yine de bu hain yapıya karşı sürekli tetikte olmak ve çok dikkatli adımlar atmak gerekiyor. Çünkü bu insanların gözleri öylesine kararmış ki, ne zaman ne yapacaklarını tahmin etmek oldukça zor. Allah’a şükür ki, Sayın cumhurbaşkanımızın feraseti ile kurulan tuzaklar zamanında fark edildi de, erkenden gerekli önlemler alındı. Yoksa Allah korusun şimdi daha kötü durumlarda olabilirdik.

Ben teşekkür eder, sürecin başta İslam Alemi, Cennet vatan ülkemiz, şehrimiz ve insanımız adına hayırlar getirmesini dilerim. Tüm hemşerilerimize saygılar sunarım. 

Allah yar ve yardımcımız olsun.