SESSİZ ÇOĞUNLUK

Bazı işlerim nedeni ile 15 gündür il dışında bulunmaktaydım. Gittiğin illerde, bir seçim havası ve heyecanı göremedim. Geçmiş seçim dönemlerinde de il dışında bulunmuştum. Ama o dönemlerde çevrede ve siyasi partiler arsında bir seçim havası vardı. İlimizde de bazı istisnalar dışında seçim havası bir heyecan göremedim.

       Seçime 33 gün gibi bir zaman kalmış olmasına rağmen, toplumda seçim algısı havası henüz yok gibi. Tabii bu durgunluğun bir sebebi olmalıdır. Bir vatandaşımız, bu durgunluğun sebebine mizah yaparak; “İnsanların ekonomik nedenlerden dolayı konuşacak mecali kalmadı ki” dedi. 

        Evet, bu durgunluğa bakarak, toplumun nabzı tutulabilir. Hangi siyasi partiye oy vereceğine karar verdiğini söyleyebiliriz. Verdiği sözleri tutmayan, tepeden aşağı vatandaşına bakan, yol arkadaşlarını satan, seçim zamanı vatandaşı okşamaya çalışan, bugün söylediğinin ertesi günü tersini söyleyen politikacıların söylemlerini duyamazlıktan geliyorlar.

                                            ***

        Televizyonlarda mitinglerin izlenmesinde de, ilgiler azalmış durumda. Aynı sözleri insanlarımız dinleye dinleye, kendilerine bıkkınlık geldiğini söyleyenlerde azımsanmayacak kadar fazla. İnsanları en çok ilgilendiren ekonomik durum vatandaşımızı kara kara düşündürüyor. Hangi siyasi düşüncede kime sorarsanız sorun,  ülkenin geleceğini iyi görmüyorlar.

                                      ***

     Hani büyüdük büyüdük, milli geliri on bin dolara çıkardık dedikleri ekonomi var ya, vatandaşımızın belini büküyor. Sıfırdan gelip bugün en lüks arabalara binenlerin, akrabalarının ve yandaşların ekonomilerinin büyümesini, bazı gafiller halen vatandaşın ekonomik durumunun da büyüdüğünü zannediyorlar.

                                    ***

     Bilinçli vatandaşlarımız her şeyin farkındalar. Ekonomide büyüdük büyüdük diyen bir vatandaşımıza, kendisinin öğretmen olduğunu, üç dönemdir  %70 barajını geçtiği halde atamasının yapılmadığını belirterek, ilginç bir konuşma yaptı.

                                           ***

    “ Dünya’da petrol fiyatları düşerken, bizde neden mazota ve benzine her gün zam yapılıyor? Siz ensesi kalınların televizyonlarda ahkâm kesmesine aldanmayın. Üzülerek diyorum ki bende aldandım. Aynı nakaratları dinleye dinleye şartlandık. Samanı, eti ve canlı hayvana varana kadar, dışarıdan ithal eden bir ülkede ekonomi iyi olur mu?”

     “13 senedir tek başına bir iktidar var. Yine çıkmış, şunu yapacağız bunu yapacağız diyorlar, ayıptır ayıp. Adama sormazlar mı, 13 yıldır neden yapmadın? İki yıl milletvekilliği yapan bir vekil, emekli olsun diye, bir gecede kanun çıkardın ve bir gece de maaşlarına 1000 TL zam yaptın. sonrada çıkıp dinden imandan bahsedeceksin. Sizde emekli olmak için, 60 yaşına kadar çalışacaksınız. Bunun adalet neresinde?” değince, karşısındaki “demagoji yapma” dedi.

      Sesini yükselten konuşmacı,“demagoji yapıyorum, okula giden çocuğun  babasından istediği   parayı veremeyince, sabaha kadar uyumadığın günler oldu mu?” dedi ve duygulanması, dayanılacak gibi değildi

      İktidarın geçmişte halka verdikleri vaatleri gerçekleştiremediğinden, inandırıcılığı artık kalmadığı için karar vermiş olacak ki, suskun kalmaktadır. Bu suskunluk iktidar açısından sonun başlangıcı olabilir. 

       Bu seçimlerde, muhalefetin açıkladığı ekonomik vaatler, tüm kesimlerin beklentilerini karşıladığı görünmektedir. Bu nedenle, seçen kararını vermiş görünebilir. Yapılan anketlerde iktidar partisinin erimeye devam ettiğini göstermektedir. 

         Muhalefet partileri unutmasın ki, iktidar partisi ile değil, “devletle” seçime girmektedirler.