Nasıl Bir Rektör, Nasıl Bir Üniversite (2. Kısım)
Dünkü yazımda üniversitelerin öğrenci, öğretim üyesi ve altyapıdan ibaret bir birliktelik olduğunu ifade etmiş, öğrenci ve öğretim üyesi özelinde GÜ’ni kısaca değerlendirmiş, emsalleri ile kıyaslayarak özetle ifade etmeye çalışmıştım.
Gelelim altyapı hususuna;
Üniversitelerin altyapısı kurumun yerleşke (kampüs), bina, sosyal tesisler, derslik, atölye/laboratuvar, teçhizat vb…. kapasitesi ile ilgilidir ve ciddi bir parasal kaynağa ve bu kaynağı yönlendirecek iradeye ihtiyaç duyar. GÜ kurulduğu yıldan bu güne kadar devletten kendi web sitesinde de belirtildiği gibi en yüksek bütçeyi alan üniversitedir. Hatta 2008 yılında kendi ile birlikte kurulan 8 üniversite ve 2007’de kurulan 15 üniversite de dahil olmak üzere en yüksek yıllık bütçeler GÜ’ne verilmiştir. 2013 yılı bütçelerine göz attığımızda yıllık olarak Gümüşhane Üniversitesi 67 milyon TL, Tunceli Üniversitesi 56 milyon Hakkari Üniversitesi 51 milyon TL, Yalova Üniversitesi 56 milyon TL, Artvin Çoruh Üniversitesi 49 milyon TL, Bayburt Üniversitesi 39 milyon TL.
2013 yılı Gümüşhane İl Özel İdaresinin bütçesinin de 20 milyon civarı olduğunu hatırlatmamız GÜ’nin kullandığı yıllık bütçenin büyüklüğünü anlamamızda faydalı olacaktır.
GÜ geçen süreç içerisinde binalarını, lojmanlarını, sosyal tesislerini yenilemiş, laboratuvar altyapılarını önemli ölçüde tamamlamış ve tamamını dar bir yerleşke alanına sıkıştırmıştır.
2008 yılındaki mevcut kampus alanımızı hepimiz iyi hatırlıyoruz, sanayi sitesi ile Toki evleri arasındaki dar alana yerleştirilmiş birkaç bina. Bu gün ise karayollarının da alanının katılması ile büyüyen yerleşke alanı içerisinde dağa yukarı dikine bir büyüme gerçekleştirmiştir. Bütçe itibariyle GÜ’nin yarısından biraz fazla bütçe alabilen Bayburt Üniversitesi bu anlamda ne yapmıştır; mevcut kurulduğundaki yerleşkesini tezyin edip asıl yatırımlarını şehrin dışında bakir bir alanda “yeni bir yerleşke alanı” kurmak için harcamıştır. Ya Erzincan Üniversitesi, Sivas yolunda devasa bir yerleşke alanını –gelecek 100 yıla hitap edecek şekilde- planlamış ve inşaasına başlamıştır. Diyebilirsiniz Gümüşhane’de yer yok… Erzincan yerleşkesinin şehre mesafesi 15 km civarı. GÜ kurulduğu günlerde Tekke belde belediye başkanının o günlerde üniversiteye yer vermek için nasıl çabaladığını şehirde bilmeyen yoktur. Tekke-Meyhazer köylerinin şehre mesafesi 15 km civarıdır (!). En önemlisi ise şu anki yerleşkemizde olduğu gibi dünyanın parasını dağı/taşı oyup yer üretmeye gerek olmamasıdır.
2008 yılında rektör beyin “dikey büyüme” önceliği vardı. Sosyal bilimci rektörün bu hedefi ile ne planladığı açıktı. Ancak halk geçen 8 yılda bu dikey büyüme tabiri ile Bağlarbaşı’ndaki mevcut kampüste dağa dikey büyümenin mi kastedildiğini sorgulamakta haksız değildir.
Yine konu gelip yerel dinamiklerle olan istişare eksikliğinde bitiyor. Tek bir proje olarak Gümüş otelin yerine yapılacak yeni vizyon projede bile sayın valinin bu güne kadar kaç tane istişare toplantısı yaptığı, kaç kişinin görüşüne başvurduğu açıktır. Düşünsenize şehrin kadim zamanlarından beri yerleşik halkı şehrinin lokomotifi olacak bir kurumun, üniversitenin kuruluş yerinde bile söz sahibi olamamış… Üniversite hakkında yazı yazan fikir beyan eden gazeteler/gazeteciler, sivil toplum kuruluşları ya müfteri ilan edilmiş yada web sayfası dolusu basın açıklamalarına maruz kalmıştır.
Hâsılı, GÜ’nin yeni gelecek rektörü “ceviz kabuğuna sıkışmayacağımız” yeni bir yerleşke alanı hedefi ile yola çıkacak olsa bile geçen 8 yıllık kuruluş dönemi bütçelerini çoktan kaçırmış olacağından, bu tren de kaçmış olacaktır.
Diğer bir husus ise Gümüşhane gibi küçük şehirler için Amerikanvari kampüs sistemlerinin yerine şehirle fiziki olarak entegre olmuş, şehrin değişik bölgelerine dağılmış bir yapı. Yani kent üniversitesi, ya da üniversite kent…
Hülasa, öğrenci, öğretim üyesi ve altyapı olarak “kendimce” bir özetleme yapmaya çalıştım.
Arzumuz Gümüşhane Üniversitesinin yeni rektörünün kim olursa olsun,
-Kuruma yeni bir ufuk açacak, kurumla şehri ileri taşıyacak, İlim ve fenni tek hakiki mürşit kabul edecek ve atamalarında/akademik yükselmelerde liyakatı esas alan, bölen değil kucaklayan, bölücüyü ayıklayan, gereğini yapan, şehri seven/bu şehirliye değer veren, yerelle entegre olurken uluslararasılaşan, üniversiteyi ve şehri dünyaya açan ve istişareye açık olan biri olmasıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza Gümüşhaneliler olarak güvenimiz tamdır, vesselam…
Sevgi, saygı ve bilgiyle…
Doç. Dr. Oktay YILDIZ
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |