06.09.2011, 14:58
MANZARA-İ GÜMÜŞHANE
MANZARA-İ GÜMÜŞHANE
Gümüşhane ve Gümüşhaneli kimliğimize zarar vermeden hemen her ilimizde yaşanılan bizde de cüzi de olsa bazı nahoş davranışlarımız var ki anlatılır gibi değil. Kimi bürokrasiden, kimi klasikleşen hantal yapıdan, kimi eğitimsizlikten ve bilgisizlikten kaynaklanan bu nahoş hareketleri bertaraf etmek ve şehrin makûs kaderini çevirmek elbette ki yine bizim elimizdedir. Peki, nedir bu olumsuzluklar.
Şehrin en büyük handikabı; yurt ve barınma meselesi ki yıllardır yazıyoruz çiziyoruz ancak hala bu konuda bir arpa boyu yol alamamışız. Öte yandan şehirde çok az sayıda olan evler fahiş fiyatlara tırmanmışken öğrencilere bakış açısı da hakeza içler acısı durumdadır. Giyim ve gıda fiyatları da yurt ortalamasının epey üstünde seyrederken öğrencilerimizi doğal olarak Trabzon’a kaptırmaktayız.
Şehrin sosyal ve kültürel yapısı da hakeza öyle ve ilimizin sinema ve tiyatro yokluğu bu konuda en büyük eksiklik olarak görülmektedir. Atatürk Kültür Merkezi diğer kültürel etkinliklerde yetersiz kalmakta, halkımızın temizlik ve eğlence anlayışında da noksanlıklar göze batmaktadır.
Bilhassa düğün sezonunda eğlencenin dozajını iyi ayarlayamayanlar gecenin geç vakitlerine kadar meydana getirdikleri gürültü ile halkı adeta behüzar etmektedirler.
Şehirde ne altyapı ne üstyapı Allah hak getire seviyesindedir. Sokaklar ve caddeler doğalgaz için kazılmakta ancak sonrasında yapılan iyileştirme çalışmaları halkı canından bezdirmektedir.
Harşit Çayı bugünlerde adeta lağım kokusundan muradını almakta ve biz hadi alıştık dışarıdan gelen öğrenciler burunlarını tutarak geçmektedirler. Yol boyunca çekirdek yiyip kabuklarını gelişigüzel savuranları zaten yaza yaza biz usandık.
En işlek caddede yolun sağında ve solunda yer alan araçların arasından, adeta işgal edilen kaldırımlardan, lokanta ve kahvehanelerin yollara kurduğu masa barikatlarından bırakın aileleri kendimiz dahi geçemez durumdayız.
Ramazan ve bayram süresince bizzat yaşadığım bu nahoş manzaralardan birkaçını bilgi ve ilgilerinize ve de insaflarınıza sunuyorum;
Tarih 5 Eylül 2011. Yer Cumhuriyet Caddesi. Halkbank’ın önünde başlayan uzun çift kuyruk Pestilla dönemecinden BİM’e kadar uzanmış. Gümüşhane Üniversitesi’ni kazanan ve bu şehre gelen öğrencilerimizi bu uzun harç kuyruğuyla tanıştırarak adeta Gümüşhane olarak maça eksiyle başlıyoruz.
Tarih 6 Eylül 2011. Yer Salı Pazarı. Demirörenli bir hacıyı dışarıdan gelen iki yankesici kalabalıkta sıkıştırarak cebinden 1200 TL’yi cebellezi ediyor. Daha önce Sarıçiçekli yumurtacıyı da çarptılar ancak bu duruma hala bir çözüm bulunamadı.
Yine aynı tarih bu sefer yer Kemaliye Camii’nin şadırvanları. Şadırvanda kalabalık abdest kuyruğunda ve kesif bir koku burun deliklerimizi sızlatıyor. Abdest alacağız ancak yerlere atılan sümük ve balgamlardan midemiz dışarıya gelmek üzere. Daha da önemlisi emicemin biri tuvaletten çıktı elinde teşkilatı. Şadırvandaki çeşmede epeyce okşadıktan sonra taharet almasın mı inanın koptum.
Ve namazdayız. Sanki telefonlar Sıddık Hoca’nın Allahuekber demesini bekliyor. İlahiler, kemençe, davul zurna, su sesi, kapı zili, bebek viyaklaması, horoz sesi, it sesi ne varsa yüklemişler telefonlara. Gel Allah’ın huzuruna dur durabilirsen.
Ve nihayetinde kendisini Çorumlu diye tanıtan bir muhterem (beyaz saç ve sakallı aksıyor) Ramazan boyunca ve her ne hikmetse bayram sonrasında da dini suistimal ederek epey golotu çorap arasına, şapka altına ve daha bilmem neresine stok yaptı. Camii önünde balgamı mermerlere yapıştırıp üzerini ayakkabısıyla sıvazlayan bu meçhul şahıs; Kemaliye Camii Müezzini Mehmet Karabulut’un uyarısıyla ilimizi terk etmiş durumda.
Manzara-i Gümüşhane işte bu. Yaşanabilir il miyiz, değil miyiz sizin insaflarınıza sunuyorum.
2
az bulutlu
Namaz Vakti
22 Kasım 2024
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |
Ben size o şehri teslim edip çıkarken, aynını isterim demiştim.Bu yaptığınız kul hakkıdır ve hesabı büyüktür..
Gözümün önüne anneciğimin bahçesi geldi, yanda medeniyetten uzak yaşayanların, bahçeyi her gelip, görüşümde geçirdiğim cinneti hatırlattı ve Deli Hamdi(SÖZÜM ONA GÜMÜŞHANE RENKLİ SİMASI)aldığım bir duyumla, anneciğimin bahçesi ve evini tuvalet gibi kullanması çıldırttı beni!
Bir önlem alın ve uyanın.Kovun Çorum'lu gibi onları ve yakınlarınıda...