53 yıldır eşiyle birlikte külek yaparak geçimini sağlıyor
Kürtün ilçesine bağlı Kırgeriş köyünde yaşayan 73 yaşındaki Hayri Düzgün, eşiyle birlikte 53 yıldır tamamı el yordamıyla yapılan ve günde en fazla 5 tane yapılabilen külek üretimiyle geçimini sağlıyor.
Kürtün ilçesine bağlı Kırgeriş köyünde yaşayan 73 yaşındaki Hayri Düzgün, eşiyle birlikte 53 yıldır tamamı el yordamıyla yapılan ve günde en fazla 5 tane yapılabilen külek üretimiyle geçimini sağlıyor.
Köyün Orta Mahallesinde eşiyle birlikte yaşayan ve 11 çocuğundan 7’sini yıllar önce ‘yoksulluk’ nedeniyle kaybeden ve hayatı boyunca yaşadığı acıların yüzüne çizgi çizgi işlendiği Düzgün, yağ, yoğurt, bal koymaya yarayan ve genellikle kapaklı olan tahta kova olan ‘Külek’ yapımını yıllardan beri bıkmadan, usanmadan devam ettiriyor.
Nerdeyse tamamı el sanatıyla uğraşan köyün Orta Mahallesinde eşi Meryem Düzgün’le birlikte külek yapımını gerçekleştiren Düzgün, ilerleyen yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen geçinebilmek için babasından öğrendiği bu el sanatını devam ettiriyor.
Kesilen ladin ağacının boyuna göre çelik halinde biçilmesi, bıçakla yarılması, kenarının baltayla dökülmesi ve dışını doğru, içini eğri bıçakla silinip kurutulmasıyla başlayan süreç daha sonra fındıktan yapılan küleğin etrafına sarılan ve kuşak adı verilen parçayla devam ediyor.
Külek işini köydeki 70 hanede yaşayan herkesin yaptığını, kimi evlerde 3 usta bile olduğunu kaydeden Düzgün, tahtası hazır olursa günde en fazla 5 tane yapabildiklerini söyledi.
“En iyi yoğur külekte mayalanır”
Satışların iyi olduğunu, Türkiye’nin dört bir yanına ve Kıbrıs’a bile gönderdiklerini kaydeden Düzgün, “Bunları daha çok yoğurt mayalamak için ve tereyağı saklamak için kullanılıyor. Yoğurdu çok tatlı olur. Alüminyum, plastik kapta yapılan yoğurtlara benzemez çok tatlı olur, erken ekşimez. Bilenler alıyor, yoğurt mayalıyor” dedi.
“Eşime çıraklık yapıyorum”
Eşimle birlikte bu işi yapan Meryem Düzgün ise “Çubuk soyuyorum, çay demliyorum, ev işleriyle uğraşıyorum. Ona çıraklık yapıyorum. 53 yıldır birlikteyiz” diye konuştu.
“7 çocuğum fakirlikten öldü”
Hayatlarının zorluklar içerisinde geçtiğini anlatan Düzgün, “Çocuklarımızın 7’si öldü. Fakirlik, yoksulluk vardı bakamadık. Çocuklarımın ikisi de donarak öldü. Barakadaydık. Ne haller çektik. Birinin kefenini eteğimi, diğerininkini de şeker çuvalının bezinden yaptılar” ifadelerini kullandı.
Soğuktan ölen 2 çocuğun acılı hikayesi
Oğulları 1,5 yaşındaki Mehmet ve 3 yaşındaki Yaşar’ın hayatını nasıl kaybettiğini gözleri dolarak anlatan baba Hayri Düzgün, “Biz hastaneye gittik. Eşimi merkeze kadar omuzda salla götürdük. Oradan kamyona bindirdik. Kamyonla beraber Vakfıkebir’de hastaneye yetiştirdik. Oradan Trabzon Fakülteye sevk ettiler. Trabzon fakültede 56 gün yattı. Biz gelene kadar ben onu bırakamadım hastanede. Hiçkimse çocuklarla ilgilenmeyince sobasız barakada açlıktan donarak öldüler ve tahtaya yapıştılar. Şu dünyada benim çektiğimi kimse çekmez. Ancak Suriye’nin mültecileri çeker.”
İmsak | 05:43 | ||
Güneş | 07:12 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:29 |