Belgesel Sinemacılar Birliği'ne Gümüşhaneli Kadın Başkan
Kurulduğu 1997 yılından itibaren belgesel sinemanın en önemli kurumlarından biri olan Belgesel Sinemacılar Birliği(BSB)’nin Yeni Başkanı Torul İlçesi Zigana Köyü nüfusuna kayıtlı Belgesel Yönetmeni Bahriye Kabadayı Dal oldu.
Kurulduğu 1997 yılından itibaren belgesel sinemanın en önemli kurumlarından biri olan Belgesel Sinemacılar Birliği(BSB)’nin Yeni Başkanı Torul İlçesi Zigana Köyü nüfusuna kayıtlı Belgesel Yönetmeni Bahriye Kabadayı Dal oldu.
BSB’nin kuruluşundan itibaren değişik kademelerde görev alan Bahriye Kabadayı Dal, yönetim kurulu tarafından alınan kararı sosyal medya hesabı üzerinden duyurdu.
Dal yaptığı paylaşımda duygularını; “1997'den bugüne acı tatlı neler yaşadık neler. O günlerde henüz mezun olmamış bir öğrenciydim. 2023 yılında ise BSB’nin düzenlediği 100. yıl kutlamalarından bir gün önce meslek birliğimizin yönetim kurulunu başkanlığına getirildim. Her şeye rağmen ben hâlâ o heyecanlı ve meraklı sivil ruhun peşindeyim. Yollarımızın kesiştiği ve kesişeceği herkese selam ve sevgiler” ifadeleri ile dile getirdi.
Gümüşhaneli anne ve babanın ilk çocuğu olarak 1977 yılında İstanbul’da doğan Bahriye Kabadayı Dal Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema bölümünden mezun oldu. Mezun olduktan sonra 1997'de Mustafa Varlık ile gerçekleştirdiği "Son Eller" adlı belgesel film yurt içi ve yurt dışı festivallerde gösterildi. 1998 yılında Yönetmen Enis Rıza Sakızlı’nın sahibi olduğu VTR ekibine katılarak belgesel sinema alanında çalışmaya başladı. VTR tarafından gerçekleştirilen Osmanlılardan Günümüze Azınlık Eğitimi ve Kurumları / Rum Okulları, Beni Yürekten Dinleyin, Cumhuriyet Türküsü, Yargıda Kalite, Cumhuriyetin Hayalleri, Ah Gözyaşım Ülke, Halatı Bırakmak, Kültür Varlıklarımız adlı belgesel projelerinde yönetmen yardımcısı olarak görev aldı.
İlk uzun metraj belgeseli olan 2007 yapımı Devrimci Gençlik Köprüsü’nde bir 68 kuşağı öyküsü anlatan Dal’ın toplumsal tarih, arkeoloji, şehir ve deniz temalı filmleri arasında; Boğaziçi Balıkları (2013), Hakkâri’nin Gizemli Taşları (2014), Ütopyadan Gerçeğe (2016) ve Denizlerin Koruyucuları(2022) yer alıyor. Dal, şu anda farklı formlardan oluşacak Bir Karadeniz Hikâyesi üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Bahriye Kabadayı Dal, belgesel yapımcısı Burak Dal ile evli olup iki çocuk annesidir.
Son Eller
Bahriye Kabadayı Dal, ilk yönetmenlik deneyimi olan filmde Mustafa Varlık ile birlikte çalıştı. 17 dakikalık belgesel film, Gramafon ve ustası Mehmet Öztekin’in ilişkisini anlatıyor. Belgeselin hikayesi; “Gramofon, geçmişte kalan evrensel bir kültürün simgesi artık. Mehmet Öztekin ise, kendisini "her susmuş gramofonu konuşturmaya" adamış bir usta. Hatta son ustalardan biri. Usta’nın hayata bakışı ekseninde, değerlere - tarihe sahip çıkma - hayata insandan yana bakma üzerine bir belgesel film çalışması olarak anlatılıyor.
Devrimci Gençlik Köprüsü
Yönetmenliğini Bahriye Kabadayı Dal’ın gerçekleştirdiği “Devrimci Gençlik Köprüsü” belgeseli bizi Boğaz Köprüsü yapım tartışmalarının yaşandığı yıllara götürüyor ve köprünün yapım tartışmaları üzerinden bir ülke panoraması çiziyor. Film, 68 kuşağının ruhunu, hayal etme ve hayalleri gerçekleştirme gücünü, farklılıklarımıza rağmen hep bir arada yaşayabileceğimiz bir dünyanın kapılarını aralayan, geçmişe ve geleceğe dair bir köprü efsanesini anlatıyor. Belgesel, 1969’da İstanbul’a köprü yapım çalışmaları alevlenmişken 68 kuşağı öğrencilerinin Boğaz Köprüsü yapımına karşı çıkış hikayeleri ile başlıyor. Gençler, İstanbul’a yapılan bu yatırımın ülkenin geri kalanında yatırım ve yardım bekleyen yerlere haksızlık olduğunu öne sürerek, Hakkari’de Zap Nehri üzerine bir asma köprü inşa etmek için Milliyet Gazetesi’nin de desteği ile bir kampanya başlatırlar. Üç ayda tamamlanan ve Boğaz Köprüsü’nün bir minyatürü olan bu köprünün adı ise “Devrimci Gençlik Köprüsü” olur. Belgesel, anlatım üslubu ile sinema çevreleri tarafından ilgi ile karşıladı. Siyad (Sinema Yazarları Derneği) tarafından 2008 yılında “en iyi belgesel” seçilen film, Ankara Uluslararası Film Festivali ve Bursa İpekyolu Film Festivalleri tarafından da “juri özel ödülü” ile ödüllendirildi.
Boğaziçi Balıkları
ilm, İstanbul Balıkhanesi Müdürü Karekin Deveciyan’ın 1915’te Osmanlıca yayımladığı “Balık ve Balıkçılık” eserinden yola çıkarak şehir, deniz, insan ve balığa dair değişimleri aktarırken; zengin bir denizden –kültüründen- bugüne; ‘İstanbul lüfere hasret kalmasın’, ‘küçük balık yoksa büyük balık da yok’ gibi kampanyalar noktasına nasıl geldiğimizi yansıtmaktadır. “Boğaziçi Balıkları” İstanbul’un ve insanlarının değişimi denizden bakılarak gözlemlenmeye çalışılıyor. Belgesel film, Karekin Deveciyan’ın yapıtından yola çıkarak geçmişin zenginliğinden bugünün yoksunluğuna nasıl geldiğimizi göstermeyi ve gelecek için alınması gereken tedbirlere dair ortak ve yaygın bir bilinç oluşturmayı hedefliyor..
Hakkâri’nin Gizemli Taşları
Yönetmenliğini Bahriye Kabadayı Dal’ın üstlendiği Hakkâri’nin Gizemli Taşları belgeselinde 1998 yılında Hakkâri’de tesadüfen ortaya çıkan 13 stelin öyküsü anlatılıyor. Söz konusu 13 stelin, bu coğrafyadan hangi tarihte, ne sebeple geçmiş insanlardan kaldıkları sorusundan hareketle yola çıkıyor ve üzerlerindeki figürler bazı ipuçları sunsa da gizemlerini hâlâ koruyan bu taşlar aracılığıyla “geçmişe nasıl bakılır, ipuçları nasıl yorumlanır, yeni bulunan bir eser tarihte neyi değiştirir?” gibi soruların yanıtlarını arıyor. Dengbêjlerin anlatılarına konu olan Hakkâri Beyleri, Nasturi kültürünün kalıntıları, Cilo Dağı’nda milattan önceye tarihlenen Kaya resimleri bu arayış sürecinde tanıklık edilen diğer izlerden bazıları
BAKSI: Ütopyadan Gerçeğe
Yerel değerlerinden, geleneksel mirasından kopmuş modern insanın, sırtında dev bir müze ile köye dönüşünün öyküsü... Karadeniz’in Doğu Anadolu ile buluştuğu geçit vermez dağların coğrafyasında Bayburt’a ve dünyaya ışık saçan sıra dışı bir müze... Sanatçı Hüsamettin Koçan tarafından “Baksı” Bayburt’un Bayraktar köyünde kurulan “Baksı” Müzesi, dünyaca ünlü rakiplerini geride bırakarak 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü kazandı. Belgesel, kurduğu düşü gerçekleştiren bir sanatçı ile sanatın merkez dışında var olma biçimine dair kolektif bir çabayı konu alıyor.
Denizlerin Koruyucuları
Denizlerin karşı karşıya olduğu tehditlere dikkat çekmek üzere hazırlanan belgesel film, İzmir Mordoğan’daki balıkçıların mücadelesine şahitlik ediyor. Mordoğan Balıkçı Kooperatifi’nin kuruluş süreci, küçük ölçekli balıkçıların günlük yaşamları, deniz ile ilişkileri, mücadeleleri ve hayata geçirdikleri örnek ortak yönetim modelinin anlatıldığı belgeselde ayrıca küçük ölçekli balıkçıların sürdürülebilir balıkçılık açısından önemini vurgulanıyor. Küçük ölçekli balıkçılar, Türkiye’deki balıkçı filosunun yaklaşık yüzde 90’ını oluşturmalarına karşın toplam avın sadece yüzde 10’undan faydalanabiliyor. Denizlerimizin doğal koruyucuları olan küçük ölçekli balıkçılar, iklim ile ilgili sorunları doğrudan yaşıyor. Her gün denizlerimizdeki değişimi gözlemliyor ve bu değişimden en çok onlar etkileniyor. Belgesel “Denizlerin Koruyucuları”, küçük ölçekli balıkçıların karşı karşıya bulundukları zorluklara ve balıkçılığın sürdürülebilirliğinde üstlendikleri role dikkat çekmeyi amaçlıyor.
İmsak | 05:42 | ||
Güneş | 07:11 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:30 |