Abdullah Demirci ile yeni kitabını konuştuk
Antalya’da ikamet eden eğitimci yazar hemşerimiz Abdullah Demirci ile yeni çıkan kitabı “Yöresel Kelimelerin Tarihsel Yolculuğu” adlı kitabına dair bir röportaj gerçekleştirdik.
Kitabın yazarı kimdir?
Ben Abdullah DEMİRCİ,Gümüşhane ili Karaca(Şiran ) ilçesinde doğdum. Ortaokul ve lise tahsilimi Gümüşhane ve Bayburt’ta yaptım.Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi,Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. 1997 yılında Erzurum Fen Lisesinde staj eğitimi gördüm.
Yurdumuzun farklı bölge ve illerinde(Kayseri,Mardin,Alanya) Türk Dili ve Edebiyatı ve Türkçe öğretmeni olarak görev yaptım.Vatani vazifemi-askerlik görevimi- 263.dönem yedek subay öğretmen olarak Tekirdağ ve Mardin illerimizde yaptım. Şu anda Antalya merkezinde bir okulda Türkçe öğretmeni olarak hizmet etmekteyim.
Evli ve iki çocuk babasıyım.
Bizim için Türkçemiz niçin önemlidir? Yöresel/Yerel ağızların dilin yaşamasında katkısı nedir?
Dilimiz bizim yaşam kaynağımızdır. Bu kaynak öz pınarlarımızdan olmalıdır.Türkçemiz bir çınar gibidir.Kollarıen ince dalına kadar kıymetlidir. Bu önemli dallar yöresel/yerel ağızlardır.Yöresel/Yerel ağızlar, çınar ağacının büyümesine ve yaşamasına katkı sağlayan kılcal damarlardır.Biz bunu büyük bir nehri besleyen küçük derelere de benzetebiliriz. Dilimiz beslendikçe,işlendikçe ve zenginleştikçe biz de toplum olarak gelişir,uygarlaşırız.Düşünce,duygu ve hayal dünyamız genişler.Hayata,doğaya,insanlara bakışımız çeşitlenir.Ufkumuza yeni kapılar,pencereleraçılır.Üretiriz,kalkınırız,özgüvenimiz artar.
Yöresel/Yerel ağızlar, dilimizde niçin yaşamalıdır?
Gümüşhane’de eskiden yetişen armut ve elma türlerinin tohumları şimdi neredeler? Oysa ki bunlar saklanmalı,korunmalı ve kayıt altına alınmalıydı.Günümüzde yerli tohumun önemi gün geçtikçe artmaktadır. Yöresel/Yerel ağızlardaki kelimeler yerli tohum gibidir ve bu toprakların öz varlığıdır,söz varlığıdır.Onları kaba ve taşralı diye küçümsemek,ötekileştirmek büyük bir hatadır. Bu yöredeki insanları birbirine bağlayan bir kültürel değerdir.Güngelecek ki yöresel/yerel ağızla konuşan kuşaklar , küreselleşen dünyada mumla aranacak ama bulunamayacaktır. “Daha birkaç yıl öncesine kadar dil konusunda ilkokul ya da ortaokul öğretmenlerimizden birinin söylediği gibi en güzel Türkçenin İstanbul Türkçesi olduğuna inanırdım.Ne zaman ki yerel tarihle dolayısı ile kelime kökenleri ile uğraşmaya başladığımda bunun bir yanılgıdan ibaret olduğunu fark ettim.” diyor Şebinkarahisarlı bir hemşehrimiz.
Yanlış anlaşılmasın ,güncel konuşulan standart Türkçeyi iyi bilmeliyiz ama kendi yöremizin ağzını da unutmamalıyız.
Yöresel Lügat/Sözlük derleme fikri nereden çıktı?
Yöremizdeki mevcut olan sözcükler saf ve doğallığıyla yaşamaktadır.Ama küreselleşen dünyada teknoloji ve internetin yaygınlaşmasıyla yeni kuşaklarca kullanılmamaktadır.Bu da yaşlı neslin gitmesiyle eski öz ve söz varlığının kaybolması demektir.Yüzlerce yıllık bir kültürün bir anda yitip gitmesi acıklı,kaygı verici bir durumdur.Bu endişelerden dolayı bu mütevazı eser üzerinde sabırla çalışıp yerel söz varlığını derledim. Kitapta yer alan kelime,deyim , atasözü vb. bizim yöremize/bölgemize özgü söz varlığıdır.
Lügati derleme fikrim 2006 yılında oluştu ve başladı.Busüreçte özveride bulunup adeta iğneyle kuyu kazıdım diyebilirim.Ceplerimdeki kağıt parçalarına tek tek yazarak,kelimeleri titizlikle derledim.Bilhassa yaşlılarımızın ağzından düşen kelimeleri sabırla birer birer topladım.
Neden Kelkit ve Çoruh Vadisi havzası vilayetleri?
Küreselleşen dünyada teknoloji ve internetin,sosyal medyanınyaygınlaşmasıyla yeni bir yaşam tarzı ortaya çıkmıştır.Kelkitve Çoruh Vadisi havzasında müşterek,güçlü bir kültürel miras mevcuttur. Bu mirasın yaşaması önemlidir. Birbirimizi kültürel olarak desteklersek,ortak yönlerimizi fark edersek sinerji oluşturmuş ve bu müşterek,güçlü kültürü geleceğe taşımış oluruz. Kelkit ve Çoruh Vadisi havzasında bulunan il,ilçe,köy vb.nin yöresel/yerel lügatlerinden-Sivas,Tokat,Amasya,Erzincan,Erzurum,Giresun,Trabzon,Artvin,Bayburt,Kars/Ardahan - istifade ettim.Karşılaştırmalaryaptım.Böylelikle bu mütevazı eser teşekkül etmiş oldu.Eserimi daha da geliştirmek için baskı yapıldıktan sonra bile araştırma ve incelemelere devam ediyorum.
Eserin adı nasıl belirlendi?
Araştırma eserin adını da YÖRESEL KELİMELERİN TARİHSEL YOLCULUĞU olarak belirledim. Zira yerel/yöresel kelimeler uydurma değildir.Herbir kelimenin çarpıcı bir tarihsel yolculuğu,yaşam öyküsü vardır.
Kelkit ve Çoruh havzası vilayetlerinde (bölgemizde/yöremizde) yaşam öyküsü yüzyıllık olan ”kartol,kartof,kartop,karduf,garduf” olarak bilinen ve sofralarımızdan hiç eksik etmediğimiz çok sevilip tüketilen patatesin ülkemizde çok eski bir besin olduğu zannedilir ancak öyle değildir.Öyküsü yüzyıllıktır. 19 ve 20.yüzyılda açlığın, kıtlığın ve yokluğun önlenmesinde,atlatılmasındamühim bir yeri vardır. Bizim yaşamımızda ve yemek öğünlerimizde baş köşede olan patatesin tarihsel hikayesi oldukça çarpıcıdır.Aynı şekilde Kelkit ve Çoruh havzası vilayetlerinde astarlı lastik ayakkabıya cızlavat/cislavatdenilmektedir. Cızlavat/cislavatın tarihsel hikayesi bizi ta Kuzey Avrupa’ya kadar götürecektir. Buna benzer serüveni ilginç,ufuk açıcı olan birçok kelime etimolojisi ,bizi geçmişe götürüp zaman tüneline girdirecektir.
Yöremizdeki konuşulan ağızda eylem/fiil çekimlerinin kökeni neresidir?
Yöremizdeki/bölgemizdeki ağız yapısıyla Kırım Tatar/Tataristan Türkçesi arasında ilişki,bağ,akrabalık olduğu akademik belgeler ışığında ezberleri bozacak ve bizlere farklı kapılar açacaktır. Kitapta yer alan Kırım TatarTürkçesinden birkaç örnek:
Nafile yerde meni o kadar aşşalaysın.
Sırtına tepkenni it de unutmay.
Kazak kazak kandalay,kapıcığını mandalay, “aç!” desemaçmay,”yap!” desem yapmay.
Türkçemizde fiiller dilimizin omurgasıdır.Fiillersayesinde dilimiz başka diller(Farsça-Arapça vb.) karşısında güçlü kalmış,direnmiş ve yaşayabilmiştir.Erzurum/Bayburt yörelerindeki fiil çekimleri Azerbaycan Türkçesiyle ; Trabzon /Gümüşhane yörelerindeki fiil çekimleri Kırım Tatar Türkçesiyle aynıdır.
Eserin hazırlanmasında ilham alınan kişiler kimler?
Eserin hazırlanmasında bana esin kaynağı olan,bizisevgiyle ve özveriyle büyüten ilk öğretmenim muhterem validemi;bizi bilgiyle eğiten,saygıdeğer ve eli öpülesi ikinci öğretmenim muhterem pederimi rahmetle ve minnetle anıyorum.Aynı şekilde bilgilerinden yararlandığım kıymetli büyüklerimi de hayırla yad ediyorum.
Ayrıca eserlerinden,çalışmalarından,makalelerindenyararlandığım ve ilham aldığım akademisyen,tarihçi, araştırmacı yazarlara katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Yazara göre kültür nedir?
Kültür,geçmişin güncellenerek geleceğe taşınmasıdır.
Referans eserler ,kaynakça bilgisi nasıl?
Bu eserde prensip olarak kesinlikle arşiv belgelerinde ve yazılı kaynaklarda yer alan bilgilere yer verilmiştir.Belge ve kaynaklarda hakkında fazla veri,bilgi,tutarlılık bulunmayan konulardan bahsedilmemiştir.
Son söz,dilek ve temenni ?
Faydalı ve hayırlı olması dileklerimle… Teşekkür ederim.
İmsak | 05:43 | ||
Güneş | 07:12 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:29 |