KALBİMİN REÇETESİ
KALBİMİN REÇETESİ
Sabır, Şükür, Tövbe, Duâ
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ilede şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. (Enbiyâ Süresi, 35. Ayet cüz: 17)
Allah Celle Celalühu Sabredenleri sever.
Âl-i İmrân Suresi - 146 . Ayet
Allah Celle Celâluhu Şükredenleri sever mükâfatlandırır.
Âl-i İmrân Suresi - 144-145. Ayet
Allah Celle Celâluhu Tövbe edenleri sever.
Bakara Suresi, 222. Âyet
Allah Teâlâ Duâ edenleri ve Duâ da ısrar edenleri sever. (Hadis-i Şerif )
Allah işini güzel yapanları sever ve mükafatlandırır.
Âl-i İmrân Suresi - 134
Dil Kalbin Anahtarıdır. İnsan iki et parçasıyla ölçülür kalp ve dil
Öğrenilmesi gereken ilk dil. Tatlı Dil ve Güzel Üslup'tur..
Elini kır, Ayağını kır, Vur taşlara kafanı kır. ammâ gönül kırma.
KALP; İman ile.. Acı; Sabır ile.. Dil; Duâ ile güçlenir..
Kendini anlatmak için yorulma!
Kalbi en iyi Allah bilir.
İnsanların dışına bakma aldanırsın
İçine bak, esas hazine KALP
Yaralayan da, Yarayı dağlayan da, iyileştirip yaraya kabuk bağlayan da, YARADAN'dır...
İmtihandasın ey insan. İsyan etme, Sabret, Dert etme
Şükret ve Duâ et...
Sen daima güzel niyette bulun, Çünkü temiz niyet seni
Allah'a dost eder.
Kalp Sırrına Erenler Neler Yapar, Bilir Misin ?
Kızmazlar, Küsmezler. Kırmazlar, Kırılmazlar.
Her şeyde bir güzellik bulurlar. Hiç birşeyi insanoğlundan bilmezler. Rabbinden bilirler! Herşeyi ondan umup, beklerler. Ve, susarlar. Susarak konuşurlar. (Hz Mevlana)
Kafamıza giren her bir şüphe kalp ve ruhumuza yaralar açar. Şüphe Pisliktir
Kalp düzelirse bütün azalar düzelir, Kalp bozulursa, bütün azalar bozulur. (Buhari İman, 39)
Bir Kalbi kaybetme ile kazanma arasında ince bir çizgi var, Adı ÜSLUP
Kimseyi sizi Duâsına katmayacağı kadar kırmayın. ( Hz Fatıma Tüz Zehra R.A.
Can yakıp da Kalp kırma. Her canlının Kalbi Allah'a bağlı.
Kalp kırmak KÂBE'yi yıkmak kadar günahtır. (Hz Muhammed Mustafa s.a.s)
Kalp Allah'ın Evidir. Melekler Orda Konaklar
Kendinize beddua etmeyiniz;
Çocuklarınıza bedduâ etmeyiniz;
Mallarınıza da bedduâ etmeyiniz.
Dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de
Allah Bedduânızı kabul ediverir.
(Müslim, Zühd, 74)
“Mazlumun bedduasından kork. Çünkü mazlumun bedduası ile Allah arasında hiçbir engel yoktur.” (Buhârî, Zekâk 63, Cihâd 180, Mezâlim 30, 35; Meğâzî 60)
Bir kişinin haksız yere kalbinin İncitilmesi, gönlünün kırılması, gözlerinin yaşarması esasen fıtrî bir beddua hâlidir. Ve asıl beddua dili de budur. Dilinin hiçbir biçimde tel’in ifadesi okumasına, yani beddua etmesine gerek yoktur. Çünkü Allah, Ahkemü’l-Hâkimîn’dir;
Hâkimlerin Hâkim’idir.
Erhamü’r-Râhimîn’dir;
Merhametlilerin en merhametlisidir.
Masumların, mazlumların, dilsizlerin, yavruların, çaresizlerin, kimsesizlerin, hayvanların hâl dili ile çâresizlik içinde yaptıkları beddualar Allah katında çoğukez makbule şayandır.
Haklı konumda olduğumuz hâlde beddua yapmamak ve muhatabımızın ıslâhını dilemek, hidayeti için dua etmek, ahlâkımızın güzelliğini gösterir. Sünnet olanda budur.
Yani zarar gördüğümüz birisinin, ıslâhı, Hidayeti için dua etmek Sünnettir.
Kimseye Bedduâ etme,
Bedduâ demek, kötü duâ demektir
KIZDIĞINIZ KİŞİYLE ZİHNİNİZİ MEŞGUL EDERSENİZ NE OLUR?
Kendi kendinize senaryolar üretirsiniz.
O kişiye takılıp kalmakla, aileniz ve çocuklarınızı incitirsiniz.
Kızdığınız kişi belki mutluyken, siz kendi kendinizi mutsuz etmeye devam edersiniz. Çevrenizdeki dostlarınızı da incitmeye başlarsınız. Sinir hastası olmaya başlar, aşırı öfke üzüntüye kapılıp sonunda kalp hastalığı, bel fıtığı, ülser ve kanseri tetiklersiniz.
Sizin bu durumunuz, takıntı yaptığınız kişiye asla zarar vermez. Sizsadece kendinize ve yakın çevrenize zarar verirsiniz…
Tercih sizin, ya kendi kendinize zarar vererek takıntı yapmaya devam edin, ya da her şeyi zamana bırakın…
Bütün bu açıklamalar doğru.
Bir de imani yönden değerlendirirsek Kuran’a göre kızmak, sinirlenmek, öfkelenmek mümine yakışmaz. Her olay insanın kaderindedir. Eğer bir insan size bir söz söylüyorsa o sözü kaderinde olduğu için söylüyordur, kendi kendine değil. Sözü Allah söyletir, olayları Allah evirip çevirir. Eğer insan böyle derin düşünmezse olayları, sözleri, yaşananları Allah’a değil de insanlara verir. Bunun ardından da acı çekmeye, üzülmeye, ıstırap duymaya başlar.
Neden böyle söyledi, neden böyle davrandı? diye düşünüp düşünüp, kendisini yer durur. Hâlbuki insan kendi başına hareket edemez, adım bile atamaz, ağzından bir kelime bile çıkmaz. Her söylediği, her yaptığı kaderindedir, Allah’ın yaptırdığı hareketleri yapar.
Mümin bu bakış açısıyla olayları değerlendirmeli ve dünyanın nefis eğitimi üzerine kurulu olduğunu bilmeli. Tüm olaylar Allah tarafından insanın kendisini eğitmesi için özel olarak yaratılır. Ne yanınızdaki insan tesadüftür, ne bedeninize gelen hastalık, ne geçirdiğiniz bir kaza. Allah hepsiyle sizi imtihan eder ve Kendisine yönelip yönelmeyeceğinizi dener. Müminler samimi bir kalple Allah’a yöneldiklerinden her imtihanda Allah’a sabırla ve tevekkülle şükrederler. İnkâr edenler ise nimet içinde olsalar da yakınırlar, zorluk içinde olduklarında da isyan ederler. İşte samimi mümin ile inkar eden insan imtihan ortamında böyle birbirinden ayrılır. Biri imtihan olduğunu bilerek, her şeyde bir hayır görerek, mutmain bir nefisle neşe içinde yaşar. Diğeri de sürekli ıstırapla, kederle “neden bunlar benim başıma geldi” diyerek hayatı kendisine ve çevresine zindan eder.
Hayrı da şerri de yaratan Allah'dır. Allâh Hayrı da Şerri de insanların önüne koymuş ve imtihana tabi tutmuştur.
Sabır Dinîn Yarısıdır. İman iki kısımdır. Yarısı Sabır, diğer yarısıda Şükürdür.
Sadece üç çeşit insan sana gerçeği söyler:
Çocuklar, Sarhoşlar, Kızgın insanlar.
Sana kızdığı halde, bir kötülükte bulunmayan insanı kendine arkadaş edin, çünkü öfke insanın huyunu ortaya çıkarır. (Hz Ali r.a)
Hiddet ve Kin, Hakikatleri gören gözleri kör eder. (Hacı Bayram-ı Veli (k.s)
Öfke sarhoşluktur, Öfke gelince akıl gider.
Abdest alınca, Eüzü billâhi mineş-şeydânir- racim. Besmele çekince öfkesi diner. Öfkesi yok olur gider.
(Hz Muhammed Mustafa s.a.s)
Öfke, kontrol edilmesi gereken bir duygudur.
Günümüzde, bedeli ödenemeyecek, telafisi zor nice üzücü olaylar, öfke neticesinde ortaya çıkmaktadır.
Nice aile yuvalarının yıkılmasına, dostluk, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin bozulmasına öfke sebep olmaktadır.
Öfkelerini yenenler ve İnsanları affedenler
Cennetliktir.
Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma
Öfkeli anında kimseye cevap verme.
Öfke şeytandandır. Öfke de ölü gibi ol.
Öfkeliyken Dilimizi hayır Duâ manasına gelen sözlere alıştıralım: Allah akıl fikir versin. Subhanallah. Yârâbbi sen yardım et gibi...
Dilin düşünceden önce hareket etmesin.
Dinlemesini bilmeyen insanlarla iletişim kurulmaz.
Uzun konuşanı kısa dinlemek lazım.
Sukutumu anlamayan, Sözümü hiç anlamaz.
En iyi cevap susmaktır.
Söz gümüşse, Sükut altındır. Allah'a inanan iman eden yâ hayır söylesin yâ dâ sussun. (H-Ş)
Dilin kemiği yoktur, ama bir vuruşta öldürdüğü insan çoktur.
Akıl fukara olunca, Dil ukala olurmuş.
Lâf yetiştirmekten, Kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar var bu toplumu da.
Ey iman edenler! Başa kalmak ve incitmek suretiyle yaptığınız iyilikleri boşa çıkarmayın. (Bakara süresi, 2/264
Elinle yaptığın iyiliği, Dilinle ziyan etme.
Yarın bakacağın yüze, Kötü söz söyleme"
Her yüzüne güleni dost sanma,
Dikkatli ol...İnsanlara Teenni ile yaklaş
Öyle insanlar var ki; Kalbi düşman,
Kendi dost görünür.
Her elini sıkanla dost,
Her canını sıkanla düşman olma"
Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma
Öfkeli anında kimseye cevap verme.
Öfke şeytandandır.
Öfkede ölü gibi ol.
Öfkeliyken Dilimizi hayır Duâ manasına gelen sözlere alıştıralım:
Allah akıl fikir versin.
Sübhanallah. Yârabbi sen yardım et gibi
İnsan bazen tebessüme muhtaçtır
Güler yüz. güzel söz sadakadıır.
Kalbe Şifadır. Kelimeler sevgi ister.
Saygı, sevgi, İlaçtır.
Mü'min kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır.
Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.( Tirmizi, Birr, 36 )
Nasihat tesir eder insana, Nasihat Tutmayanı Musibet Tutar iyi niyet ve samimiyetle söylenen her söz ve yapılan her iş ibadettir. Geçim ehli olmak ibadettir. İnsanların ayıplarını kusurlarını örtmek İbadettir. İnsanların sana nasıl davranmasını istiyorsan Sende onlara öyle davran. Sen iyi isen herkes iyidir. (İbn-iHanbel, VI, 384)
Hayır söyleyen kâr eder,
Kötü konuşan günahkar olur.
Diline hâkim olmayan pişman olur.
Dilini tut pişman olma.
Ağzını tut şişman olma.
İstişare et Pişman olma.
İnsanlara karşı güler yüzlü ve doğru sözlü olanı herkes sever. Sözü tatlı söyle.Katı kaba sert söyleme çok zaman sus tefekkür et O zaman dilin belasından kurtulursun.
Gönlün dili susmaktır.
Bir kişinin hali, Bin kişinin sözünden daha güzeldir, daha tesirlidir. (Gümüşhane-Şiranlı Mustafa Efendi Hz)
Güneş ülkeleri aydınlatır, Sözler milleti.
(Cemil Meriç)
Edebiyatsız Millet, Dilsiz İnsana Benzer.
( Namık Kemal )
Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun;
bilin ki O, kalPlerin içindekini bilmektedir.
(Mülk, 67/13
Az sözle çok şey ifade etmek, konuşma sanatının önemli inceliklerindendir.
İnsanların en mükemmeli olan Hz Muhammed Mustafa sav...
Bana sözün özü (cevâmiu'l-kelim verildi...
(Müslim, Mesacid, 5) buyurmuştur.
Yani Resulullah az sözle çok mana ifade edecek şekilde konuşurdu. Onun mübarek ağzından hikmetli sözler dökülürdü. Mesala, Ameller niyetlere göredir.
(Buhari, Bed'ül-vahy, 1)
Konuşulan söz muhatabı tarafından anlaşılmazsa sözün güzel olmasının bir anlamı yoktur.
Özlü konuşmak ise hem güzel hem de muhatabın anlayabileceği şekilde konuşmaktır.
İşte İnsanların en üstünü olan Resûlüllahın sözleri de üstündü. Resulullahın konuşması, onu dinleyen herkesin anlayabileceği şekilde açıktı. (Ebü Dâvüd, Edep, 18)
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.
( Tevbe Suresi, 119. Âyet cüz: 11)
İnsan iyi niyetli olursa. Allâh ona doğru yolu gösterir.
Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol. (Müslim İman, 62
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. (Hud Suresi, 112. Âyet)
Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz, Dili doğru olmadıkça Kalbi doğru olmaz. Komşusu zararlarından emin olmadıkça kişi cennete giremez.
(Ahmed b. Hanbel, III, 198)
Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız! Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emânet edildiğinde emânete riâyet ediyor mu, dünyaya meylettiği zaman helâl, haram gözetiyor mu,
ona bakınız.
(Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ,
VI, 288; Şuab, IV, 230, 326)
İnsanı insan yapan ağzından çıkan sözdür.
Söz bir kantar, Gün gelir senide tartar,
Doğru söylersen şerefin artar,
Yalan söylersen ocağın batar.
Doğru söz yemin istemez.
Senin doğru söylediğine inanan birine Yalan söylemen, En büyük hainliktir.
Şakada olsa yalan söylemeyin.
Hz Muhammed
Mü'min kardeşinle münakaşa etme,
Onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve
Ona yerine getiremeyeceğin bir söz verme.
(Müslim Birr, 58)
Söz verirken acele etme çünkü söz Namustur.
Kişinin temizlemeye en çok ihtiyaç duyduğu şey dilidir. (İbn Ömer r.a.)
Rasul-Ekrem (sas.) Kim dilini ve cinsel organını kötülükten korumayı bana garanti ederse ben de ona Cenneti garanti ederim, buyurmuştur. (Buhârî, "Rikak" 23)
Allah'ım Kalbimizi, Niyetimizi, Amelimizi, Kaderimizi Dünya ve Ahiretimizi güzel eyle. Bizive ailemizi iki cihanda aziz eyle. Allah'ım bizden razı ol. Evlerimize huzur ömrümüze malımıza mülkümüze hayırlı bereketli kazançlar nasip et. Bizlere hayırlı rızık kapıları aç.
Allah bizleri eline diline beline sahip çıkan. Bilinçli ve duyarlı. İslam'ı yaşayan ve yaşatan Kullarından eylesin.
Sabır ve Duâ ile Allah'a emanet olun..
İmsak | 05:42 | ||
Güneş | 07:11 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:30 |