KADIN VE TOPLUM
Gün geçmiyor ki kadınlarımız bir şiddete maruz kalmasın yada tacize uğramasın. Yapılan bu saldırılar karşısında kadınlarımız kanunlar nezdinde acaba yeterince korunmuyor mu? Diye bir soru sorarak konumuzu irdelemeye çalışalım .
Herkes için kutsal olan yaşama hakkı her ne kadar kanunlarla korunmuş olsa da toplum olarak bizlerinde ,kanunlar kadar güçlü olan geleneklerimizle, başta kadına yönelik şiddet olmak üzere yaşantımızı kolaylaştıracak olan her türlü etkinliklere katkı sağlamak mecburiyetinde olduğumuzu bilmemizde fayda var..
İşte bu noktada belleğimi zorlayan bu gerçek için 51 yıl önceki tarım toplumumuzdaki duyarlılığı, medeniyet çizgisine biraz daha yaklaşmış olan içinde bulunduğumuz bu günkü toplumla kıyaslayarak nasılda duyarsızlaştığımızın bir fotoğrafını paylaşmak istiyorum .
Tarafınızdan da bilindiği üzere ,bir toplumda en hızlı çöküşte en hızlı yükselişte kadınla başlar. Çünkü Kadın; bir ölçüdür ,bir mikyastır ailede ,toplumda ,millette ve medeniyette.,,
Kadın gündüz , Erkek ise gecedir.
“ Bu özlü benzetme ile Gümüşhane Lise mizin V edebiyat(lise.2) sınıfında 51 yıl önce öğrenci olan (şimdilerde İnş. Müh.) Osman Bayrak , Okul Kitaplık Kolunun çıkardığı ÇIRA dergisinin 1969tarihli 2. sayısında konuyu çok güzel özetlemiş. Okuyalım:
“ Kadın, her şeyden önce bir anne, sonra hayat daha sonra her-şeydir. Küçükken annemizin kollarına atılır, uykularımızda hep«Anne, anne» diye sayıklardık. Okul çağına gelip, okula gittiğimiz zaman bile eve döner dönmez annemizin kolları arasına atılır yorgunluğumuzu böyle çıkarırdık..
Tarih boyunca kadın daima ev kadını olarak kalmamış, erkeğinin yanında bir erkek gibi kendine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır. Tarih bunun çeşitli örnekleriyle doludur..
Orta Asya’daki Türklerde kadınlar, erkek elbisesi giyerek erkekler gibi Vatanları-
m korumak için dövüşmüşlerdir. Yine eski çağlarda. Romalılar ve Kartaca ‘lılar arasında olan savaşlarda kadınların saçlarını keserek gemilere halat yapmaları ne büyük bir fedakârlıktır.
Yakın tarihimizde Türk Kadınının İstiklâl Savaşı sırasında gösterdiği yararlıklar ve fedakârlıklar, bütün dünyayı hayrete düşüren bir durumdur.Bütün bunlara rağmen mutlâk İdarenin hüküm sürdüğü asır-arda kadın daima toplumdan uzak tutulmuş, her türlü hak veyet-
kileri elinden alınmıştı. Çünkü o devirlerde hak kuvvetlinin idi.
Erkekler kadınlara nazaran daha kuvvetli oldukları için onlara istedikleri gibi hükmetmişlerdir. Fakat, bu kutsal yaratık sükûnetle geleceğini beklemiş ve hak kuvvete galebe çalınca kendini topluma kabul ettirip bugünkü sosyal hayatta yerini almıştır.
Hemşirelik gibi kutsal bir görevden alında kamuda ve özel sektörün her kademesinde görev alan kadınlarımızı hor görmeyelim... Çünkü Onlar , sevgiye ,saygıya lâyık kişiler olarak her zaman başımızın tacıdırlar. Peygamberimiz de «Cennet annelerin ayağının altındadır.» demekle,kadının yüceliğini saygı ve sevgiyle lâyık olduğunu açıkça belirtmiştir.
“Kadın gündüz, erkek gecedir”. Kadını benimseyen toplumlar bu gün ışığında ilerleme kaydetmişler, benimsemeyen toplumlar ise gecenin karanlığı içinde hala kaybettikleri yollarını bulma çabası içinde debelenip durmaktadırlar.
Büyük Önder,Atatürk’ün ' şu veciz sözünü unutmamak gerekir : «Kadınlar her türlü hak ve yetkiye sahip olmalıdırlar»”.Aralık:1969
Osman BAYRA K,Gümüşhane lisesi : V. Edebiyat(lise:2) No.
Günümüzde güncel olan “Kadın” konusunu tam 51 yıl önce bu günü görmüş gibi kaleme alarak yorumlayan Osman kardeşimizin görüşlerine aynen katılıyor ve bizde diyoruz ki.?”Kadınlar her türlü hak ve yetkiye sahip olmalıdırlar”..
Her daim şiddet ve tacize karşı korunmalıdırlar..
İmsak | 05:42 | ||
Güneş | 07:11 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:30 |