30.09.2015, 10:05
HARAKİRİ
1 Kasım’da yapılacak 26. dönem milletvekili genel seçimlerinde partilerin gösterecekleri adaylar belli oldu.
AKP listesinde bulunan iki adayın da neye göre seçildiği, hangi kıstasların süzgecinden geçtiği tam bir merak konusu!
AKP listesini görünce, içimden “Bu seçim, tam da Rubil Gökdemir’in MHP ikinci sırasından yarışa girmesi durumunda şaha kalkmış çok büyük bir Kellkitlilik hevesiyle yarışın MHP’nin lehine 2-0 sonuçlanacağı bir seçim olurmuş” düşüncesi geçti.
AKP adaylarının birkaç partili sempatizanın dışında ekseriyetle tanınmadığı görüşü hâkim ki biz de aynı düşünceyi dillendirenlerdeniz.
Adaylar açıklanır açıklanmaz, aklıma ilk gelen kelime HARAKİRİ oldu.
Bu kelimenin ardından binlerce düşünce birdenbire beynime yağdı, bir an için bunun soğuk bir şaka bile olabileceğini düşündüm, ama sonrasında kendimi toparlayıp sağlıklı yorumlar yapmam gerektiğini fark ettim.
Açıklanan milletvekili aday listelerine baktığımızda AKP’nin listenin tam bir hayalkırıklığı olduğunu görürsünüz.
Gümüşhane’yi az çok bilen, Gümüşhane’nin suyundan, ekmeğinden nasiplenen birisinin de kabul edebileceği gibi ortada hepimizi yakından ilgilendiren “vahim” bir durum vardır.
Siyasetin egemen güçleri yine bir memleketin kaderiyle nasıl fütursuzca oynanabileceğini göstererek ortaya çok yanlış bir tercihle iki adayı koymuşlardır.
“Parti desteği”nin halk desteğine baskın geldiği günümüz siyaset dünyasında isimleri “seçtirmek” kurnazlığı hiç bu kadar pirim yapmamıştı. Halkımıza düşenin parti desteğiyle ortaya konulmuş adayları “kuzu kuzu!” seçmek olduğu sanılıyorsa, günümüz dünyasında bunun çok büyük bir aldanış olduğunu hemencecik söylememiz gerekir.
Görünen o ki hâlâ böyle bir aldanışın içinde kirli senaryolarla memleketlerin kaderlerini etkilemeye çalışan mahfiller vardır, hâlâ siyaset ne idüğü belirsiz bir lakırtı olarak ortaya sürülen “davaya hizmet” illetinden kurtulamamıştır. (Davaya hizmet ettiklerini söyleyenlerin neye hizmet ettikleri gören gözlerin, kapsama alanı içindedir! Allah aşkına ne davası! Ya siz dava görmemişsiniz, ya da bu içi boş lakırdıyla birileri sizi fena halde uyutuyor!)
Evvela daha geçen hafta adaylar belli olmadan yazdığımız yazılarda seçimlere giderken beklentilerimizi şu cümlelerle ifade etmiş, Gümüşhane’nin yerel bir mekân olarak doğruya ve güzeli yönelişin ilk duraklarından birisi olmasını temenni etmiştik:
“Ömrünün tamamını Kelkit’e; en az yarısını da Gümüşhane’ye vermiş bir insanım. Zinhar abartmadan ve asla bir kibirlik belirtisi olmadan söylüyorum ki, milletvekili olarak ortaya çıkan insanların çoğunu ben tanımıyorum. Hele hele mahreci Kelkit yazan adayların içinde ismini şu ana kadar hiç duymadığım isimler var. Bu mübarek şahıslar nerelerde gizlenmişlerdi de biz onları bulamamışızdır.”
AKP’nin adayları açıklanınca bu düşüncelerde ne kadar haklı olduğumu anladım.
Biz demiştik ki siyasetin bu kadar tesadüflere açık yoz tutumlarına HAYIR!
Biz demiştik ki parti desteğiyle gelen, sorunları çözmek şöyle dursun, sorunlara sorun ekleyen adaylara HAYIR!
Ama korktuğumuz başımıza geldi.
Bu kaygılarımı bütün açıklığı, içtenliğim ve dürüstlüğümle kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, Gümüşhane’de Kemalettin Aydın’a “Artık yeter” denmesi gerektiğini biz defalarca dile getirdik. Bizce Kemalettin Aydın, yıllarca Gümüşhane’ye hizmette çok başarısız bir profil çizmiş, hizmette sıradanlığı aşacak bir ivmeyi asla yakalayamamıştır.
7 Haziran’da bu tesbiti ıskalayan genel merkez, ne değişmiştir de, birkaç ay sonrasında Kemalettin Aydın’ı listelere almayarak böyle bir sonuca gitmiştir?
7 Haziran’dan bu yana Boynukalın’dan, Işılak’a varıncaya kadar değişen isimler için çok önemli sebepler bulunabilir. Çok kısa bir sürede Kemalettin Aydın’ın ismini çizen genel merkezin bu tutumunun ardında çok önemli sebepler yatıyor diye düşünüyoruz.
Kemalettin Aydın’ın milletvekili olmasını tasvip ediyor değiliz, ama genel merkez ağırlığındaki siyasi değerlendirmelerin Türkiye’de ne kadar “oynak” bir hal arz ettiğine dikkat çekmek isteriz. Genel merkez sultası istediği zaman istediği değişikliği yapacak, sonrasında halka da dediğimiz gibi kuzu kuzu seçmek düşecektir; demokrasinin ruhuna uymayan ne vahim bir yanlıştır!
Biz Kemalettin Aydın’ı uzun yıllar öncesinden tanırız. Görev yaptığı dönem hataları ve sevaplarıyla geçmişin koynunda ebediyen saklı duracaktır. Herkes gibi denetim ilahi gücün takdirindedir. Yalnız bir küçük not düşerek öznel bir değerlendirmeyle hakkımızı helal etmediğimizi de özellikle ifade etmek isteriz!
Kemalettin Aydın’dan sonra nasıl bir liste şekillenmesinin yapılacağını merak içinde bekledik.
Beklentimiz çok büyük bir hayalkırıklığı doğurdu.
Tabiri caizle yağmurdan kaçarken doluya tutulduk!
İktidar partisi belli ki Gümüşhane’de “harakiri” yapmak istemektedir.
AKP listesinde bulunan iki adayın da neye göre seçildiği, hangi kıstasların süzgecinden geçtiği tam bir merak konusu!
Hiç dolaylı yollardan yazacak değilim, aklımdan geçen düşünceyi direkt yazacağım.
AKP listesini görünce, içimden “Bu seçim, tam da Rubil Gökdemir’in MHP ikinci sırasından yarışa girmesi durumunda şaha kalkmış çok büyük bir Kellkitlilik hevesiyle yarışın MHP’nin lehine 2-0 sonuçlanacağı bir seçim olurmuş” düşüncesi geçti.
Ama Rubil Gökdemir’i Ankara listesine kaydıran MHP, öyle gözüküyor ki AKP’nin bu son derece zayıf listesine karşın Gümüşhane’yi unutmuştur.
Bırakın MHP’nin listesini, AKP’nin listesi Gümüşhanelilere yapılmış en büyük haksızlıktır.
Yıllardır bu toprakların özlemini dile getiren düşünceler geliştiririz, siyasetin üstü ile altı arasındaki uyumda hiç bu kadar şaşırmamıştık.
Kendisine bu protesto dileklerimi ilettiğim için burada da yazmamda da bir beis görmüyorum, bu tablonun en büyük suçlusu siyasi yarışta çok erken havlu atan değerli arkadaşım, dostum Feramus ÜSTÜN’dür. Memlekete sahip çıkmak böyle oluyorsa, sahip çıkmamak nasıl olur, Allah bilir!
Olağanın dışında tepki mesajları geliyor.
AKP adaylarının birkaç partili sempatizanın dışında ekseriyetle tanınmadığı görüşü hâkim ki biz de aynı düşünceyi dillendirenlerdeniz.
Hanımlar, beyler!
Siyaset tombala torbası değildir. Siyaset, her türlü çirkinliğe karşı savaşma sanatıdır. Siyaset toplumu dizayn etme refkeksi ve çabasıdır. Bana vekil olacak şahsı benim önce tanıyıp bilmem gerekir. Eğer ki birileri çıkıp bana diyorsa ki “Yok yok biz senin adına çok iyi tanıyoruz, bizim tanımamız kâfidir!”; ben de çıkar derim ki “Siz kimsiniz, ben sizi de tanımıyorum!”
Adaylar etrafında hemencecik bir yağdanlık hâlesi oluşturan birkaç istisna hariç, (onların mahareti budur zaten!) toplumun her kesiminde büyük bir rahatsızlık var.
Ne demek istediğimizi özetleyen bir mesajı sosyal medyadaki hesabından değerli öğretmenimiz Cahit Taşkın ifade etmiş, bakın ne diyor:
“Bütün siyasi partiler milletvekili adaylarını belirlediler. Hayırlı uğurlu olsun.1 Kasım 2015 genel seçimlerinin ülkemize barış huzur getirmesi dileklerimle tüm adaylara başarılar dilerim. AKP Gümüşhane Adayları dikkatimi çekti. Her iki adayı da ilçelerimizden Kelkit,Şiran,Torul,Kürtün'ün herhangi bir Köyüne bırakın,hadi bakalım yolunu bulda ilçe merkezine git deseniz inanın kayboldum diye AFAD'dan yardım ister. Kıssadan hisse ,Allah sonumuzu hayır ede.”
AKP Gümüşhanelilerin hissiyatını seyirci kalarak harakiri yapmıştır.
Biz insanların düşüncelerine tercüman olmak için yazıyoruz. Biz yıllarca toprakla atmosfer arasındaki gök boşluğunda dillendirilmesi gereken düşünceler için yazıyoruz. Bu topraklardan yükselen bu feryadı tarihe bir not düşmek için yazıyor ve siyasetin çirkin yüzüne karşı Bağdatlı Ruhi’nin şu dizelerini söyleyerek yazımızı bitiriyoruz:
"Yuf hârına dehrin gül-i gülzârına hem yuf
Ağyârına yuf yâr-i cefâkârına hem yuf"
2
az bulutlu
Namaz Vakti
22 Kasım 2024
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |