26.08.2011, 14:18

HANİ BAYRAM YA

İsmail Hayal

HANİ BAYRAM YA

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennemden kurtuluş olan Ramazan ayının maalesef yine sonuna geldik. Neden maalesef dediğimi anladığınızı umuyorum. Çünkü Ramazan ayında merhamet ve paylaşma adeta zirve yapmaktadır. Eş, dost, akraba ve fakirler bu rahmet ayında daha çok ilgi görür. Bu mübarek ayda sadece midelere değil nefislere de gem vurulur. Şer odağı olan meyhaneler bu ayda kapanırken, içki içen ağızlara vurulan gem sayesinde alkolden muzdarip olan kadınlar ve çocuklar bir ay boyunca rahata ve huzura kavuşurlar. Ailelerde huzur, cadde ve sokaklarda bereket, memlekette refah ve tüm dünyada kardeşlik rüzgârları eser. Yardımlaşma ve merhamet adeta zirve yapar.

Bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir Gecesini içinde barındıran bu mübarek ayın bitmesini benim gibi istemeyenler elbette çoğunluktadır. Şimdi camiiler yine öksüz kalacak ve adeta Ramazan’da hıncahınç dolan camilerimiz yine bir iki safı zor dolduracaktır. Oruç’un bizi tuttuğu aşikârdır. O yüzden hem sağlık ve hem de huzur veren bu ibadetten kopmamak için bayramdan sonra şevval orucu yanında Efendimiz’in (SAV) yaptığı gibi Pazartesi ve Perşembe oruçlarımızı tutmaya devam edelim.

Ve bayram edelim eşimizle, dostumuzla ve hemşerilerimizle. Varsa küskünlükleri kaldıralım aramızdan. Makam ve mevkilerin geçici olduğunu düşünelim ve kimsenin yeriyle, ekmeğiyle, huzur ve selametiyle uğraşmayalım. Birbirimizi kıskanmayalım. Kalplerimizin kiri ile başkalarına çamur atmayalım. Birbirimizi didikleme yerine kocaman yüreklerimizi açarak birbirimize dost olalım. Koskoca sandığımız ancak küçücük olan bu yalan dünyada kalp kırmaya değmez.

Ortak paydamız İslam iken toplumda infiale yol açan mezhep ayrımcılıklarına girmeyelim. Herkesin bir beyni ve dolayısıyla bir fikri olduğunu unutmadan herkesin ve her kesimin fikirlerine -tasvip edin ya da etmeyin- saygı gösterelim. Hakkımızdan fazlasına el uzatmayalım, tevazuda ve cömertlikte umman gibi olalım.

Haram yemeyelim, yedirmeyelim. Yetimin, garibin ve gurebanın haklarına el uzatmayalım. Komşunun arazisine ambargo koyarak ürününü bedelsiz almayalım. Teraziden, metreden, emekten ve alın terinden çalmayalım, çaldırmayalım. Gidenin arkasından ya susalım, ya da hayır konuşalım. Gıybet yaparak dedikodu üretmeyelim. Hak edilmeyen makamları işgal etmeyelim. Fitne fesat üretmeyelim. Eşimize, çoluk ve çocuğumuza merhamet edelim. Allah’ın istemediği aile içi şiddet ve tacizlerden uzak duralım. Sapıklıktan, yalandan, haramdan, riyadan ve her türlü talandan evimizi, nefsimizi uzak tutalım.

Eskiden olduğu gibi yine her bayramda komşuları ziyaret edelim. Hastanelerde ve evlerde yatan hastaları sevindirelim. Yetimlerin başlarını okşayalım. Fakirleri giydirelim. Somali’de bayramın yerini hüzne ve sefalete bıraktığını unutmadan bu yıl çocuğumuza bayramlık almayalım ve Somali’dekilerde bizim çocuğumuzdur mantığından hareketle bayramlıkları oralara gönderelim.

Şeyh Edebali’nin nasihatinde ki gibi;

“İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...

Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı’nın tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Zülcelal’den niyaz ederim.