Güzel Örnekler Gümüşhane-Eskişehir Ve Koç Grubundan
Yazılarımızı takip eden okuyucular anımsayacaktır bir önceki yazımızda virüsü fırsat bilerek sattığı ürünlere fahiş zam yapan “kötü” niyetli vicdanına cüzdan diyen bozuk zihniyetlileri yazmıştık. Bu yazımızda ise tam tersi “iyi” insanlardan, gönlü zenginlerden bahsedeceğiz.
Şu fani dünya var olduğundan beri her şey zıddıyla kaim. Gündüz-Geceyle, İyi-Kötüyle, Günah-Sevapla, Doğru-Yanlışla anılır her zaman.
İçinde bulunduğumuz zor ve sıkıcı günler de tedbir amaçlı evlerimizde vakit geçirip sabırla koronavirüs belasına bulaşmamak için gayret gösteriyoruz.
Ev içerisinde zamanın çoğu kitap okuyarak, çocuklarla oyun oynayarak ve fırsat buldukça ülkemizde ve dünyada olup bitenlerden haberdar olmaya çalışıyoruz.
Korona virüsü henüz ülkemizde görülmeye başladığında aşağıda bahsedeceğim birkaç örneği görünce içimizdeki sevinç güvercinleri havalandı.
Farkındalık gösteren bu örnekler, aziz milletimizin genlerinde var. Atamızın yüz yıl önce dediği gibi muhtaç olduğumuz kudret bugün de damarlarımızdaki asil kanda mevcut.
Çünkü biz farklı bir medeniyetin, mükemmel bir dinin temsilcileriyiz aynı zamanda. Şartlar ne kadar “namüsait” olursa olsun yeri geldiğinde gösterdiğimiz birlik beraberliğimiz en büyük gücümüz olmuştur tarih boyunca.
Erozyona uğrayan toplumsal değerlerimizi bizlere hatırlatan koronavirüs, farklı bir görev yapıyor gönül dünyamızda. Belki de bu vesile ile “fabrika ayarlarımıza” dönme fırsatı bulacağız. Zamanın ne getireceğini kim bilebilir?
Yurt genelinde kampanyalar henüz başlamadan Eskişehir, Gümüşhane ve özellikle Koç Grubundan birkaç örnek vermek istiyorum.
Anadolu’nun kadim kenti Yunus Emre’nin sevgi ve hoşgörü şehri Eskişehir’de 84 yaşında Tevhide ninemiz var.
İçimizdeki duygulara tercüman olan göz pınarlarımızı yeşerten bu ninemizin birkaç gün önce söylediklerini izlemeyen okuyucularımız mutlaka arasın bulsun ve izlesin.
Duruşu, davranışı ve o içten konuşmasıyla adeta hayat dersi verdi.
Sokağa çıkma yasağı çerçevesinde kapısını çalan güvenlik güçleriyle arasında geçen diyalog hepimizi duygulandırdı. Biraz düşündürdü birazda göz pınarlarımızı nemlendirdi.
İki oğlundan birini üç yıl önce kaybeden bir anne Tevhide nine. Yüreği yaralı. Bu sebeple gördüğü ve kapısına gelenleri hep oğlunun yerine koyuyor. Evlat acısıyla kavrulan bir anne yüreği işte.
Tevhide nine, Eskişehir’in Mihalıççık İlçesinin Yunus Emre Beldesinde yaşıyor. Eskişehir’in manevi hamurunu yoğuran Yunus Emre’nin torunu. Bir ihtiyacı var mı diye kapısını çalan askerlere; yaşadığı zorluklara rağmen yüzünde yayılan tebessüm ve o güzel şivesiyle: “Ahhh…Guzum. Üzümler olunca yine buyrun gelin. Evimi de öğrendiniz.Emi…” cümleleri dudaklarından dökülürken askerlerin şaşkın bakışları karşısında “Üzüm zamanı gelmezseniz gücenirim size. Beklerim sizi guzum.” sözleri o kocaman yüreğinden kopup gelen sevginin, merhametin, paylaşmanın tezahürüydü.
Ne çok özlemişiz bu samimi, kucaklayıcı, candan cümleleri.
Vidoyu izledikten sonra bir anda düşündüm de…Anadolu insanının hamuru Hünkâr Hacı Bektaşi Veli’nin nefesiyle yoğrulmuş. Zaman ve şartlar bir çok değerimizi değirmen gibi öğütse de böyle ulu çınarların ağzı dualı ninelerimizin aramızda yaşadığını gördük.
Sen çok yaşa Tevhide nine.
Askerler gelir mi? bilmem ama üzüm zamanı yolum Mihalıççık’a düşerse ömrümüz de olursa eğer söz uğrayıp elinden öpeceğim.
Bir diğer örnek Gümüşhane’den …
Virüsle mücadelenin ilk günlerinde Gümüşhaneli iş insanı “Ömer Çelik”; maske, el dezenfektanı, sıvı el sabunu, çamaşır suyu gibi ihtiyaç duyulan malzemelerin tamamını Gümüşhane Devlet Hastanesine bağışladı.
Hem de kimsenin isteği olmadan. Koronavirüsle devam eden savaşın ön cephesinde mücadele veren sağlık personeline büyük moral verdi bu davranış.
Şimdi Ömer Çelik’in anlamlı bağışı bir yana, stoklarındaki maskeye, gözlüğe, kolonyaya vb. fahiş zam yaparak köşeyi dönen virüs kadar tehlikeli zihniyet diğer yana. Bunları gördükçe Ömer Beyin yaptığı çok daha anlam kazandı. Anadolu insanının cömertliğine güzel bir örnek. Yeter ki yapacağı yardımın gerçek sahiplerine ulaşacağına inansın.
Bir diğer örnek Koç Grubundan…!
Koç ailesi, Arçelik Fabrikasını Sağlık Bakanlığının emrine tahsis ederek bugünlerde yoğun bakım hastaları için ihtiyaç duyulan “suni solunum cihazının” seri üretimine geçildiğini bizzat Sağlık Bakanının ağzından tüm Türkiye öğrendi.
Kendimi bildim bileli ne zaman ülkemiz zor günler geçirse Koç ailesi, ülkesi için elini taşın altına koymaktan geri durmuyor.
Diğer firmalara örnek oluyor. Bu salgında kahramanca mücadele eden sağlık çalışanlarına Divan Otellerini tahsis ettiğinde virüs ülkemizde yeni görülmeye başlamıştı.
Bitmedi…
Arçelik, 170 hastaneye çamaşır ve kurutma makinası ile fırın, çay, kahve ve tost makinaları gönderdi. Öte yandan Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, yüz maskelerinin seri üretiminin yan sanayi ile Ford Otosan’da başladıklarını duyurdu.
Bu örnek davranışları görünce “Türkiye’nin Koç’u var” demekten insan kendini alamıyor. Minnettarız. Darısı diğer firmaların başına.
Sağlık çalışanlarına yapılan anlamlı desteklerle anlıyoruz ki tüm mesele “insanı yaşat ki devlet yaşasın” cümlesinin karşılığı olan sağlık ordusu virüsle mücadele savaşında yalnız değil.
Hastaneye gitmek bugünlerde onlar için savaşa gitmek gibi. Canla başla hizmet veriyorlar.
Can veriyorlar canları kurtarabilmek için. Bu uğurdu günlerce anadan, babadan, eşten ve evlattan ayrı düşerek. Allah korusun her birini. Emekleri/hakları ödenmez.
İmsak | 05:44 | ||
Güneş | 07:13 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:43 | ||
Akşam | 17:05 | ||
Yatsı | 18:29 |