“Bu Neyin Hengamesi, Neyin Savaşı?”
Yılmazer, Tonlarca Para Harcanan Pankartları ve Son Ses Müzikle Sokaklarda Dolaşan Seçim Araçlarını Eleştirdi
Büyük Birlik Partisinin Torul İl Genel Meclis Adayı Nizamettin Yılmazer, 31 Mart yerel seçimleri öncesi şehrin hemen hemen her köşesine seçim pankartı asan parti adaylarını eleştirdi.
Siyasetin, millete hizmet etme noktasında bir araç olduğunu söyleyen Yılmazer, şehrin insanının huzurlu yaşamını işkenceye döndürmeye hiç kimsenin hakkı olmadığını söyledi.
Sokakların seçim pankartlarıyla dolup taştığına ve seçim araçlarının son ses müziklerle insanlara adeta işkence yaşattığına dikkat çeken Yılmazer, “Yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri öncesi tüm aday arkadaşlarımız seçilme gayesiyle kıyasıya yarışıyor. Seçimler şehrin siyasi ve iktisadi sorunlarının çözümü, yapılması gereken projelerin hayata geçirilmesi noktasında beş yıl boyunca şehri yönetecekleri seçme gayesiyle yapılır. Hal böyle iken bu şehrin insanının huzurlu yaşamını işkenceye döndürmeye hiçbirimizin hakkı yok. Süreç ne yazık ki adayların projelerinin, şehre dair hedeflerinin yarışmasından çok birbiri ardına son ses caddelerde dolaşan seçim araçlarının işkencesine dönüşmüş durumda. Evde yatan hastalarımız, çocuklarımız ya da sokaklarda yürüyen insanımız bu gürültü kirliliğine maruz kalıyor. .sokaklarımız neredeyse afiş ve pankartlardan görünmüyor. Bu neyin hengâmesi, neyin savaşı?” diye konuştu.
“MİLLETİN HASSASİYETLERİNE SAYGI DUYALIM”
Gazze’de binlerce masum çocuğun öldürüldüğü bu günlerde seçim pankartlarına tonlarca para harcanmasını eleştiren Yılmazer, “Müslüman coğrafyası inim inim inlerken, Gazze’de, Doğu Türkistan’da her gün yüzlerce Müslüman kardeşimiz şehit edilirken hiç mi vicdanımız sızlamıyor? Katledilen onca çocuğun feryadını yüreğinde hissedemeyen, o feryadı duyamayanların bu şehrin insanının feryadını duyması mümkün mü? Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken onlara ekmek, aş olmak yerine trilyonlarca parayı pankartlara, afişlere heba etmek doğru mu? Bu şehirde hep birlikte yaşıyoruz. Bu şehir hepimizin. Birbirimizi sevme zorunluluğumuz yok lakin birbirimize saygı duyma zorunluluğumuz var. Buradan şehri yönetenlere ve siyasi parti temsilcilerine sesleniyorum. Şehrin sorunlarını, şehre dair projelerimizi konuşalım. Vicdanlarda derin yaralar bırakan bir dönemi hep birlikte yaşarken milletin hassasiyetlerine saygı duyalım. Biz dün komşusu öldüğünde günlerce televizyon açmayan, radyo dinlemeyen bir toplumken bu gün binlerce mazlum katledilirken müzik eşliğinde seçim çalışması yapıp, belediye binasının önünde son ses müzikle horon oynayan bir hale geldik. Bu bizim ne insanlığımızla nede şehrimizin tarihten gelen milliyetçi ve muhafazakâr yapısıyla asla örtüşmüyor. Gümüşhane bu vicdan ve insanlık değerleriyle gönüllerde yer bulmuşken oluşan tablo bizlere yakışmıyor. Seçim bitecek ve yarın bu şehirde birlikte yaşayacağız. Bu duygu ve düşüncelerin halkımızın da hassasiyeti olduğunu ve sokaklarda ki binlerce hemşerimizin de aynı hüznü ve öfkeyi yaşadığını bilmenizi isterim. Biz bu millete hizmete talibiz. Bu millet ne pankarta ne de çalınan müziğe oy vermeyecek. sizleri sadece birazcık kendinizi insanımızın yerine koyarak empati yapmaya davet ediyorum. Huzurlu ve yaşanabilir bir Gümüşhane hepimizin hakkı” dedi.
İmsak | 05:41 | ||
Güneş | 07:09 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:07 | ||
Yatsı | 18:30 |