Ali Saraç: Geliyorum Diyen Felaket, Soma
Ali Saraç: Geliyorum Diyen Felaket, Soma
Geliyorum diyen felaketi görmeyen şirket ve hükümet yetkilileri, 2011 yılında, Cumhurbaşkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu’nun ve Sayıştay’ın, Soma maden işletmeleri ile ilgili kendilerine sundukları raporları görmemezlikten gelmişlerdir..
Kim ne derse desin, ne mazeret üretirse üretsin, gerekli önlemler alınsaydı bu felaket olmayacaktı. Sorumlular sadece seyretmişler, neticede geliyorum diyen felaket, 301 tane madencimize mezar olmuş ve 432 tane boynu bükük yavru yetim kalmıştır.
Yine, Soma madenlerinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için bir muhalefet partisi milletvekilimiz, 23 Ekim 2013 tarihinde, Meclise“Araştırma önergesi” vermiş. İktidar milletvekillerinin oyları ile verilen önergenin reddedilmesi, sorumlu bakanlıkların bu önergelere duyarsız kalması, felaketin gelişinin habercisi olmuştur.
Seçilen her milletvekilin asli görevi, halkın kendisine getirdiği sorunları, toplum yararına çözüm aramak, Meclise getirmek ve sorunların çözümü için önerge vermektir. Mecliste oturup, sadece parmak kaldırmak hiç değildir. Hele hele, verilen önergelerin mahiyetini araştırmadan, incelemeden niçin reddedildiğini bilmeden parmak kaldırması ise, işin daha da vahametini göstermektedir.
Madenden sağ kurtulan madencilerimizin anlattıklarına göre, madenin önceden ısınması, madende görev yapan 17 tane teknisyenin, bu geliyorum diyen faciayı, yetkililere söylemesine rağmen, kulak verilmemesi “Güvenlik için gerekli önlemlerin” alınmaması, Madenin patronunun, madenciler için “ Yaşam odasının” olmadığını açıkça itiraf etmesi, geliyorum diye haber veren felakete adeta davetiye çıkarılmıştır.
Demek ki şirket ve iktidar sahipleri, konu ile ilgili, 2011 yılındaki Cumhurbaşkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu ve Sayıştay’ın raporlarının gereği yapılsaydı, 23 Ekim 2013 tarihinde konuya duyarsız kalmayan milletvekilinin meclise verdiği araştırma önergesi, AKP milletvekillerinin oyları ile reddedilmeseydi, soruşturma komisyonu kurulsaydı, madenci patronu, madenciler için “Yaşam odaları” oluştursaydı, madenden sağ çıkan madencilerin anlattıklarına ve geliyorum diyen felakete ve madencilerin feryatlarına önceden kulak verilip güvenlik önlemleri alınsaydı, bu felaket olmayacaktı.
Enerji Bakanımız Sayın Yıldız, yaptığı açıklamada; “Üstünü örtemeyiz, hepimiz sorumluyuz” derken hükümetin de sorumlu ve suçlu olduğunu fiilen kabul etmektedir.
Öğle ise, Soma faciasına “bu işin fıtratında bu var” diyerek Soma’yı kadere bağlamak, sorunluluğu maden işletmecisinin “damadı Yahudidir” manşetleri ile günlerce yayınlar yaparak, patrona ve bir kaç mühendise yükleyerek, “17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet” operasyonlarında olduğu gibi kapatılmamalıdır.
BASRA HARAP OLDUKTAN SONRA
Basra harap olduktan sonra, İktidar kolları sıvadı. Soma madenlerini araştırma önergesini reddeden iktidar, gördüğü tepkiler üzerine alel acele “Soma faciasının araştırılması” için meclise önerge vermişler. Muhalefet partilerinin önergeleri ile birleştirilerek, Soma faciasını soruşturma önergesini kabul ettiler.
ŞİMDİ, “Basra Harap Olduktan Sonra,” iktidar sahiplerinin önceden geliyorum diyen bu felaketi görmeleri, meclise araştırma önergesi vermeleri ve kabul etmeleri için 432 tane boynu bükük yavrumuzun yetim kalması ve 301 tane madencimizin şehit olması mı gerekirdi?
YİNE, Basra harap olduktan sonra, İktidarın soruşturma önergesini kabul etmesi, 432 tane yavrumuzun yetim kalmasını ve 301 tane madenci şehidimizi geri getirdi mi?
AMA olsun, geçte olsa, konunun araştırılması, soruşturulması, geliyorum diyen faciaya sebebiyet veren, görevlerini ihmal edip kötüye kullanan şirket ve siyasi sorumlularının cezalandırılmaları bir nebzede olsa milletimizin üzüntülerine mazhar olacaktır .Beklentiler bu yöndedir. .
Cumhuriyet tarihimizin en büyük faciası olan Soma felaketinde, madencilerin feryatlarına ve gösterdikleri tepkilere, tekme tokatlar ve yerlerde sürüklenmeler, karga tulumba götürülmeleri vicdanları iyice yaralamıştır.
Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel’in yerlerde sürüklenen, 10 yıllık madenciye tekmeler atması görüntüleri, sonra gidip, tekmeler attığı bacağına, Ankara’da sağlık raporu alması ve halen görevine devam etmesi, 21. yüzyıl Türkiye’sine hiç mi ama hiç yakışmamıştır.
24.05.2014
Ali Saraç
İmsak | 05:43 | ||
Güneş | 07:12 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:29 |