Eskişehir'de Milli Heyecan...!
ESKİŞEHİR’DE MİLLİ HEYECAN..!
27 Mart Pazartesi akşamı Eskişehirde Milli duygularımızın tavan yaptığı bir geceyi, sizler ekranları başında biz ise Yeni Eskişehir Atatürk Stadyumunda yaşadık.
Eskişehir’in kültür ve sanatta lider bir kent olduğunu sporda ise farkındalık oluşturduğunu,yazılarımızı takip eden okuyucular bu köşeden hatırlayacaktır.
Anadolu efsanesi denilen Eskişehirspor’u meydana getiren bu kadim kentin futbol tutkusu, tribün kültürü dillere destan derdik de bazı aklı evveller “hadi canım abartıyorsunuz” der geçerdi. Milli maçta 80 milyon vatandaşımız bunu gördü ve hak verdi.
Eskişehirli ve az da olsa komşu illerden gelen futbolsever dostların doldurduğu yeni Atatürk stadyumundaki 90 dakika gösterdi ki bu taraftara şapka çıkartılır.
Maçı televizyondan izleyen bir arkadaşımın söylediğine göre maçı anlatan spikerin Eskişehir hakkındaki olumlu düşüncelerinin maç boyunca dile getirmesi bir yana, sosyal medyada yazılan yorumlar tüm gerçekleri gözler önüne seriyor.
Zaten, bu kadim kentin evlatlarının maç biletleri satışa başladıktan sonra birkaç gün içinde 35 Bin bileti tüketmeleri bir anlam ifade etmiyor mu?
İlk defa bir milli maça gitmek nasip oldu. Gelin gibi süslenen ve adeta bir bayrak denizine dönmüş stadyumda bu duyguları canlı olarak yaşayan bir seyirci olarak Türk olduğumdan şeref duydum.
Net olarak söylemeliyim ki; 14 yıldır yaşadığım bu asil kentin evlatlarının gönlünde ve aklında iki şeyin çok önemli olduğuna şahitim.
Bunlar; milli ve manevi değerler ile ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Ataürk’ün ilkeleri.
Son zamanlarda ,içimizdeki ve dışımızdaki hain güçler tarafından köşeye sıkıştırılmaya çalışan koca bir medeniyetin evlatları olarak, böylesi bir milli heyecana çok ama çok ihtiyacımız vardı Eskişehirde.
Ay yıldızlı bayrak altında, birlik ve beraberlik ruhunu ne kadar canlı ve coşkulu tutarsak bu asil milletin evlatları olarak tarihin her döneminde önümüze çıkan engelleri bir bir aşar geçeriz.
Yeter ki birbirimizi ötekileştirmeyelim. Bölücü ifadelerde bulunmayalım. ”Yaradılanı sevelim yaradandan ötürü” cümlesini söyleyelim de bu düşünceye de samimi olarak destek verelim.
O gece rakip Moldovaydı ama inanın o akşam dünya şampiyonu Brezilya, Almanya, İngiltere gelse o coşkulu taraftarın karşısında mağlup olmaktan kurtulamazdı.
35 Bin kişilik bir koronun hep birlikte “Ne Mutlu Türküm Diyene” “Yeter ki sen yürekten oyna şampiyonluk uzak değil” sloganları karşısında rakibini sahasına dar eden Milli Takımımızla ne kadar övünsek azdır.
Moldova öyle yabana atılacak da bir takım değildi. Etkili savunma yapıyorlar. Ama bizim çocukların seyirci desteğinin zirve yaptığı bir atmosferde maça başlaması oynanan futbolun kalitesini artırdı.
Emre Mor’un yaptığı o müthiş çalımlar, Ahmet Çalık’ın defansta gösterdiği üstün performansını bir kenar topunda gol ile süslemesi, 2.yarı oyuna giren kaleci Harun’un net golleri çıkartması geleceğimiz adına olumlu gelişmeler.
Maçı birlikte izlediğim oğlum Emre’nin adaşı Emre Mor hakkında söylediği “Baba, geleceğin Messi’si Emre Mor olabilir.” tespitinde bulunması, Başakşehirde oynayan Cengiz’in harika golü, güzel günlerin habercisi olur inşaallah.
TRT Sporda bir yorumcunun söyledikleri dikkatimi çekti maç sonrası. “Türk futbolunun yöneticileri, yetenekli gençleri değirmen gibi öğütmez ise bu gençler çok başarılı sonuçları ülkemize getireceğinden kuşku duymuyoruz” anlamına gelecek görüşüne aynen katıldığımı belirtmeliyim.
Evet, Eskişehir’in, Milli Takımımıza yapmış olduğu muhteşem ev sahipliği ile artık bundan böyle milli maçların oynanacağı adres de belli olmuş oldu.
Çünkü bu kent bunu hakediyor. Konya ve Antalya ile yapılan maçlardaki kıyaslamalardan ve yapılan yorumlardan çıkardığım sonuç, Futbol Federasyonu yetkililerinin görüşünün de bu yönde olduğu gerçeğidir.
Son cümle ; Eğitim,kültür ve sanatta yurdumuza örnek gösterilen Eskişehir, tribün kültüründe de örnek olduğunu herkese göstermiş oldu.
İmsak | 05:40 | ||
Güneş | 07:08 | ||
Öğle | 12:13 | ||
İkindi | 14:45 | ||
Akşam | 17:08 | ||
Yatsı | 18:31 |