banner333

banner309

06.08.2014, 11:00

EHL-İ KİTAB’IN CENNETE GİRMESİ!

Diyeceksiniz ki! Şimdi nereden çıktı bu? Bir yolculuğum esnasında; otobüste koltuk arkadaşım, bana İslam’dan sohbet etmeye başladı ve; “Bir âlim’in vaazlarında devamlı olarak, namaz kılmayanları ve de şu anda bizim kitabımıza ve Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Efendimize uymayanları aşağıladığını ve cennet’e giremeyeceklerini, ebedi cehen-nemde kalacaklarından bahsettiğini”  vurgulayarak.
Bu gibi âlim’lere karşı olduğunu, aynı zamanda böyle bir şeyin olduğuna da inanmadığını, Kur’an-ı Kerimden (Bakara suresi 62. ayetinden) örnek vererek; kitap ehli olan herkesin cennete gireceğini bana anlatmaya çalışmasından kaynaklanmaktadır.
Ben kendilerine her ne kadar da; o âlimlerin doğdu söylediğini, kendilerinin bunu yanlış değerlendirdiğini, kendilerinin söyledikleri gibi,  bir şeyin olamayacağından bahsetmişsem de, bir türlü inandıramadım ve konuşmamı keserek bir tartışma haline getirmedim. Ancak yapılan bu yanlışlara vicdanım elvermediği için konuyu sizlerle paylaşmak istedim.

Dünyada herkesi, ahirette sadece mü’minleri rahmetine alan Allah’ın adıyla.
“Şüphesiz son gelen kitaba iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hıristiyanlardan ve Sabiî’lerden olduğu halde Allah’a ve ahiret gününe inanarak Müslüman olmuş ve bu inancının gereği doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü, Rablerinden kazandıkları mükâfatları olan cenneti elde edeceklerdir. Onlar cennette ne korkacak ne de üzüleceklerdir” (Bakara:2/62)

Bu ve Maide Süresinin 69. âyeti kerimesinden yola çıkan bazı bozuk fikirli kişiler; ahir zaman Peygamberi (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Efendimize inanma ve kendi dinlerinden beri olarak İslâm’a girme şartlarını yerine getirmeden, sadece bu ayetlerde zikredilen “Allah’a ve ahirete iman” bir de “Salih amel” şartlarını ifa eden Yahudi ve Hıristiyanların da cennete girebileceğini söyleyerek; kendilerini dinden çıkarmış ve “Cennete girmenin olmazsa olmaz şartı olan İslam’ı kabullenme zorunluluğu”nu toplum nezdinde zaafa uğratmaya yönelik büyük bir ihanette bulunmuşlardır. Zira Kur’an-ı Kerim ayetleri arasında hiçbir çelişki söz konusu olmayıp, hepsi de birbirini tasdik ve tefsir eder mahiyettedir.
Nitekim Bakara Sûresi 285. ayeti ve Nisa Sûresi 136’da olduğu gibi diğer bazı ayet-i kerimelerde kurtuluşa ermek için: “Meleklere, Kitaplara, Peygamberlere iman”danibaret üç şart daha ilave edilmiştir. Beyyine Sûresi 6. ayet-i kerimesi ise; “Kendileri kâfir olmuş olan o Ehl-i Kitap ve müşrikler: gerçekten içerisinde ebedi kalıcılar olarak cehennem ateşindedirler…” işte ayet-i kerimede beyan edilen İslam’a girmeyenlerin, kitapsız müşrikler gibi cehennemde ebedi kalacağını beyan etmektedir.
“Muhammed’in canı elinde olan Zat’a yemin olsun ki;   Bu ümmetten Yahudi veya Hıristiyan herhangi bir kimse beni duyarda sonra benimle gönderilen, dine inanmadan ölürse mutlaka cehennem ashâbından olur.” (Müslim iman: 70,No:153, 1/134)

Hadis-i şerifinde bu kâfirlikten sadece “Allah’ı ve ahireti inkâr” kastedilmeyip bununla birlikte, “Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)’in dinine uymama’nın da” imansızlık sayıldığını açıklamak-tadır. Dolayısıyla, Bakara Suresinin 62. ayet-i kerimesin de: Cennete gireceği bildirilen Yahudi, Hıristiyan ve Sâbie fırkaları: Musa, İsa, Nuh ve İbrahim (Aleyhimüsselâm)’ın tahrif edilmemiş şeriâtlarına geçerli oldukları dönemlerde tabi olanlardır. Yoksa Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) ve Kur’a-ı Kerimi inkâr edenler veya Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)’den ve İslam’dan övgüyle bahsettikleri halde kendi dinlerinden uzaklaşıp İslam’a girmeyen günümüz kâfirleri bu mevzuya dâhil değildir.
İşte, Ayet-i Kerime ve Hadis-i şeriflerden de anlaşıldığı üzere; Ehl-i Kitaptan da olsa, Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Efendimize inanmayan ve kendi dinini bırakıp İslam’a tabi olmayan kâfirlerin hepsinin cehennemde ebedi kalacağı hususunda bir nasstır. Bu konumun Kur’an-ı Kerimde birçok delili mevcuttur.
Şöyle ki:
“Muhammed’e ve getirdiklerine inananlardan, Muhammed’den önce gönderilmiş olan  Musa’ya ve getirdiklerine inanan Yahudilerden, İsa’ya ve getirdiklerine inanan Hıristiyanlardan, Sabiilerden veya Muhammed’e ve getirdiklerine inanmadığı halde diliyle inandığını söyleyen münafıklardan her kim Allah’ın uluhiyyet, rububiyyet, isim ve sıfat tevhidine, ahiret gününe ve bu günde gerçekleşecek olaylara şeksiz-şüphesiz iman eder, bu imanın gereklerini yerine getirir, Allah’ın rızasını elde etmek için rasullerin gösterdiği şekilde salih amel işlerse, kıyamet gününde yaptıklarının karşılığını hiç bir eksikliğe uğratılmak-sızın alacaktır. O günde onlar için hiç bir korku olmayacak ve dünyada iken kaybettiklerinden dolayı üzülmeyeceklerdir. Çünkü onlar Cennet’e girmişlerdir.(Maide: 5/ 69)
“İşte bunlar Allah’tan gelen gerçekleri inkâr edenlerdir ve biz gerçekleri inkâr edenler için alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.” (Nisa: 4/151)
Ey Muhammed! İnsanlara de ki: “Ey insanlar, ben Allah’ın hepinize, kıyamete kadar bütün dünya halkına hatta cinlere de gönderdiği rasulüyüm. Benden sonra nebi ve rasul gelmeyecektir. Kur’an’ın hükmü kıyamete kadar geçerlidir. Ancak bana ve getirdiğim Kur’an ve sahih sünnete bağlı kalanlar kurtulacaklardır.” (A’raf: 7/158)

Göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur, mülkte ortağı olmadığı gibi hüküm koymada da ortağı yoktur. Kullara düşen Allah’ın hükümlerine kayıtsız şartsız itaattir. Allah’ın hükümlerine aykırı hüküm koyan kimse kâfir, zalim ve fasıktır. Allah’ın hükümlerine aykırı olmamak şartıyla hüküm koymak veya konan hükümlere itaat etmek caizdir. Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur.
Tüm ibadetler O’nun hakkıdır. İbadet türlerinden herhangi birini Allah’tan başkasına veya Allah ile beraber bir başkasına yapmak şirktir. Allah’tan başka ibadet edilen tüm sahte ilahları ve tağutları reddetmek, şirk ve şirk ehlinden uzaklaşmak gerekir. Dirilten ve öldüren O’dur. O halde Allah’a ve kıyamete kadar gelecek olan tüm insanlar ve cinler için gönderilmiş, okuma-yazma bilmeyen, Arap toplumundan ümmi bir nebi olan Allah’ın Rasulü Muhammed’e iman edin, Kur’an ve sahih sünnetin hükümlerine kayıtsız şartsız teslim olun.
Zira Allah’ın elçisi Muhammed de Allah’ın kelamına, kendisinden evvel indirilen ilahi kitapların Allah katından gelen bozulmamış hallerine, nebi ve rasullere iman etmektedir. Onun ahlakını da Kur’an belirlemek-tedir. O, hevasından konuşmaz. Onun söyledikleri Allah’ın ona vahyettiği şeylerdir. O, vahye tabidir. Onun mübarek yoluna uyun ki hidayete eresiniz. Dünya ve ahiret mutluluğunu elde edesiniz. Allah’ın Rasulü Muhammed’de sizin için güzel bir örnek vardır. 

Kur’an-ı Kerimde Ehli kitap tabiri “muharref (aslından bozulmuş değiştirilmiş) de olsa” Tevrat, Zebur ve İncili kabul eden HIristiyan ve Yahudileri diğer Müşriklerden ayırmak için kullanılmıştır.
Hıristiyan ve Yahudilerin cennete girecekleri iddiası Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve İcmaa uymadığı gibi onlarla tezat teşkil etmektedir. Cenab-ı Hakk (Celle Celelühü) Yahudi ve Hıristiyanların kâfir olduklarını ve ebedi olarak cehennemde kalacaklarını, Kur’an-ı Kerimde şüpheye mahal bırakmayacak şekilde beyan buyurmaktadır. 
Allah (Celle Celelühü) bir olduğu, eşi, ortağı, dengi ve benzeri olmadığı, annesi, babası, çocuğu, hanımı bulunmadığı, her türlü eksik ve noksan sıfatlardan uzak, kemal sıfatlara sahip olduğu halde;

Yahudiler: “Uzeyr Allah’ın oğludur.” dediler. Hıristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur.” dediler. Bu, onların ağızlarında dolaşan delilsiz, hüccetsiz ve çirkin sözleridir ki, bundan önceki küfürlerinde bilinçli olarak ısrar eden müşriklerin “Melekler, Allah’ın kızlarıdır.” şeklindeki sözlerini taklid ediyorlar. Onların kalpleri birbirine benziyor. Allah onları kahretsin, helak etsin!
Bu açık delilden sonra nasıl da haktan batıla döndürülüyorlar da Allah’ın çocuğu olduğunu söylüyorlar!? (Tevbe: 9/30)

Andolsun ki: “Gerçekten de Allah Meryem oğlu Mesih’in kendisi-dir!” diyen katolik, ortodoks ve protestan Hıristiyanları elbette kâfir olmuştur. Oysa İsa Mesih beşikte iken: “Ben Allah’ın kuluyum.”diyordu. Büyüdüğünde ise: “Ey İsrailoğulları! Benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan, eşi, ortağı, dengi ve benzeri bulunmayan Allah’a yalnızca ibadet edin. O’na hiçbir şeyi şirk koşmayın. Her kim Allah’a herhangi bir şeyi şirk koşar ve tevbe etmeden ölürse muhakkak ki Allah ona cenneti haram kılmıştır. Onun varacağı yer cehennem ateşidir. Orada ebedi bir şekilde azaba uğrayacaktır. Onu bu azaptan kimse kurtaramaz. Zalimlerin yardımcıları yoktur.” dedi.

Hıristiyanlar şöyle diyorlar: “Allah üç asıldan oluşmuştur. Bunlar; baba, oğul, kutsal ruhtur. Baba; Allah, oğul; Meryem oğlu Mesih’tir. Baba, oğul olan Mesih’e birleşmiş ve kutsal ruh olmuştur. Onlara göre bu üç şeyin her biri diğerinin aynısıdır.”
Andolsun ki: “Şüphesiz Allah üçün üçüncüsüdür!?” diyen katolik, ortodoks ve protestan hristiyanları elbette kâfir olmuşlardır. Oysa eşi, ortağı, dengi ve benzeri olmayan tek bir ilah olan Allah’tan başka ibadete layık gerçek hiçbir ilah yoktur. Söyledikleri iftiralardan vazgeçmez ve halis bir şekilde tevbe etmezlerse andolsun ki içlerinden kâfir olanlara ahirette çok acıklı ve ebedi bir azap dokunacaktır.”  (Maide:5/72-73)

         Esasen Yahudilerin “Uzeyr Allahın oğludur” sözleri, Hıristiyan-ların da “Mesih (Hz. İsa) Allahın oğludur” ve “Allah üçün üçüncüsü” sözleri şirktir. Bu itikadda olan Yahudi ve Hıristiyanlar Allah’a şirk/Ortak isnad ettikleri için müşriktirler. (Fahruddin Razi, Tefsiri Kebir/Mefatihul Gayb)

         Allah’a ve Rasülüne nasıl iman edileceğini Cenabı Hakk şöyle beyan etmiştir; İmdi onlar sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak hidayete ermiş olur... (Bakara:2/137)
Ayrıca; Muhakkak o kimseler ki, Allah’ı ve onun peygamberini inkâr ederler ve Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler ve bazısına iman eder ve bazısını inkâr ederler ve bunun arasında bir yol tutmak isterler. İşte gerçekten kâfir olanlar onlardır. Biz bu kâfirler için alçaltıcı olan bir azap hazırlamışızdır. (Nisa:4/150-151)

         Ehlisünnetin icma ve ittifakına göre; Hem Kâfirler, hem de müşrikler, Yani Cehennemde ebedi olarak kalacaklardır. Cehennem ebedi olduğu gibi, Cennet Ehli de ebedidir. Bunun aksini iddia edenin dinden çıkacağına icma vardır. (Mevsuatül İcma fil fıkhil İslami, 2/865)
Allah (Celle Celelühü), yanlış anlamalara mahal vermeden; okuduklarımızı doğru anlamayı ve yaşamayı bizlere nasib-i müyesser eylesin.
                                      ÂMİN
 
Bu duygu ve düşüncelerle birlikte, Müşerref olduğumuz Mübarek Cuma’nızı en kalbî duygularımla tebrik ediyor, tüm Âlem-i İslam’ın kurtuluşuna vesile olması temennisiyle… Cenab-ı Allah’tan iki cihan saadetleri niyaz ediyorum.
Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 22 Kasım 2024
İmsak 05:41
Güneş 07:09
Öğle 12:13
İkindi 14:44
Akşam 17:07
Yatsı 18:30