Telmenin Güçlü Kadınları
Gümüşhane Şiran Telme Köyü Derneği Kadın Kolları Başkanı Hilal Aydın Okuma yazma kurusunda okuma yazma öğrettiği Telme köylü teyzelere mezuniyet töreni düzenledi.
Telme Köyü için birbirinden güzel faaliyetlere imza atan Telme Köyü Derneği Kadın Kolları Başkanı Hilal Aydın;”Telme Özel Harekattan dolayı beni hatırlayanlar olacaktır.. Ben Seyit ve Nermin'in kızı Hilal Aydın..15 Ağustosta Telme Köyü Kadın Kolları Başkanı olarak seçildim. Memleketini ve memleketine dair her şeyi seven biriyim, yeni görevim dahil.. Çünkü insanlarla bir araya gelmenin birlik ve beraberliği, dayanışmayı nasıl arttırdığını biliyorum... Kan bağıyla bağlı insanların bir de can bağı kurduğunda nasıl birbirine yaslanılacak duvar olabildiğini, düşmesin diye uzatılmış bir el olabildiğini biliyorum.. Bu sebeple yeni görevimde ilk hedeflediğim şey; köylülerimizin yoğunlaştığı bölgelerde biraraya gelerek birer çay içmek, o çayların muhabbetinde demlenmek oldu.. Öncelikle Tuzla'da kahvaltı programıyla biraraya geldik.. Çok tatlı, güleryüzlü bir yönetim ekibi de oluşturduk.. Yoğun katılımla başlangıcını yaptığımız programda kadınlarımızın her birinin arkamda olduklarını, bu tür faaliyetleri özlediklerini gördüm.. Bol bol gezilerin, programların yapıldığı bir dönemden geliyorlar çünkü hepsi.. Bu anlamda eski kadın kolları başkanımız Nurgül Söğüt teyzeme de teşekkürlerimi sunuyorum.. Ne emeklerle kurulduğunu gördüğüm kadın kollarının bugün başkanı seçilmenin hakkını verebilmeyi isterim Rabb'imden..
Küçükken Tuzla 'da yaşadığımız için oradaki hemşehrilerimi tanıyordum, ancak Selimpaşa-Silivri' deki hemşehrilerimiz için aynı şey geçerli değildi.. Onlarla tanışmak, tanıdıklarımı da birarada görmek için Selimpaşa'da da bir çay muhabbeti düzenledik.. Beni güleryüzle karşılayacaklarına emindim, çünkü göreve başladığım ilk zamanlarda ulaşabildiğim numaralara ulaşıp kısa zamanlı haberleşmeyi sağlayabilmek adına bir whatsapp grubu kurmak istedim.. Ve kime yazdıysam tebrik mesajları atıp 'tabii ki, her zaman seninleyiz, her zaman yanındayız...' dediler. Memleketimin insanı da, memleketim gibi bir başka anlayacağınız... Gerçekten de öyle oldu, her zaman programlara dahil olabileceklerini, ellerinden geleni yapacaklarını söyleyip bana destek oldular.. Çok güzel muhabbet ettik her biriyle.. Bu programların mutluluğuyla bir de köyümüzde, hepimizin can damarında, toprağımıza anlam katanlarımızla biraraya gelmeliydik... Köyümüzün çok güzel konağı, okullarımız, bizlerin evleri vardı buluşabileceğimiz.. Ancak ben İstanbul'da yaşayan herkes için bir cafede oturup çay içmek çok normalken köye gittiğimizde bunun çok görülmesi, illa köyde durulması gerekiyormuş gibi düşünülmesini onaylamıyorum.. Sizler bilir misiniz bir köy kadını olmak nedir? Bir köy kadını olmak tarlada ırgat olmaktır, damda inekleri sağan- akpun çeken olmaktır, kışın buz gibi suda bulaşık yıkayan olmaktır, tarlayla yayla arasında mekik dokuyan olmaktır, pancar soyarken elleri kararan magel yaparken beli ağrıyan olmaktır, üreten olmaktır, dağdan odun taşıyan olmaktır, patozdan gelip samanı mereğe vuran olmaktır, gittiği işlerde sofrasını kurup çayını demleyen olmaktır, döndüğünde dinlenen değil ev hanımlığına devam eden olmaktır, acısını hastalığını dile getirmeden yağmur gelmeden işler bitsin diye günleri kovalayan olmaktır.. Tüm bunların yanında misafire ev sahibi, evlatlarına ana olmaktır, kaynana kaynataya gelinlik tutuyor olmaktır..Şimdi söyler misiniz bana, tüm bunları büyük bir nizamla gerçekleştiren köyümün emektar kadınları bir çay molasını gerçekten hak etmiyorlar mı? Bence çok daha fazlasını da hakediyorlar ve biz her kadınımız için elimizden geleni yapacağız Allah'ın izniyle.. Bunun için ilk adımımızı da kasabamızda Grand Yeniçeri Otelinin cafesinde biraraya gelerek atmış olduk.. Birlikte çayımızı içtik, çay muhabbetinde demlendik orada da.. Bu arada igilerinden ötürü Yeniçeri ailesine ve Yıldız Hanım'a da Telme Köyü Kadınları olarak teşekkür ederiz..Onca işine rağmen benim için gelen misafirlerime ise ben teşekkür ederim..
Gelelim benim biricik öğrencilerime, elleri öpülesi canımm teyzelerime... Şu an İstanbul'da öğretmenlik yapıyorum, ancak mezuniyetimden sonra köyde kaldığım sürede teyzelerime okuma-yazma kursu vermiştim. Pandemi sebebiyle bırakmak zorunda kalmasaydık 9 öğrencim devamsızlık yapmadan geliyordu. Açık konuşmak gerekirse kurs ilk açıldığında öğrencilerimin yaşları ve hava koşulları sebebiyle böyle bir katılım olacağını düşünmüyordum. Ancak beni kendilerine hayran bırakmayı başardılar.. Okul öğrencilerinin of dediği yerde bile tek olumsuz söz duymadım hiçbirinden... Öğretmen olan bendim, harfleri öğretiyordum... Ancak tecrübe demek, yaşanmışlık demek başka bir şeydi... Onlar farkında olmadan bana o kadar çok şey öğretiyorlardı ki... İsteyince yaşın bir öneminin kalmadığını, okuma yazma öğrenmek için o karlı yollarda bile hiç devamsızlık yapmayacak kadar azimli olabilmeyi, 'bu yaştan sonra...' diye başlayan dedikodulara aldırış etmeyecek kadar cesur olmayı, küçük de olsam öğretmen sıfatımdan ötürü benim önümden çıkmak için izin isteyecek kadar saygılı olabilmeyi, ev işini dam işini halledip saatinde derse gelebilecek kadar planlı olabilmeyi, gelemeyeceği zaman yüz yüze izin alıp işlediklerimizi defterine yazmamı isteyecek kadar nezaket sahibi olabilmeyi, içten sevmeyi... Ve daha birçok şeyi... Hep özleyeceğim; kursumuzu, onların neşesini, soba üzerinde demlediğimiz çayı ders aralarında içerken ettiğimiz muhabbetleri... Fotoğraflarda eksik de olsa öğrencilerimin her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyorum. Bu mezuniyeti birçok öğrenciden çok daha fazla hakettiniz... Okula gitmemek sizin tercihiniz değildi biliyorum, ama sizin içinizdeki yarım kalmışlıkları tamamlamak bizim elimizde.. Ve biz büyük bir saygıyla elimizden geldiğince sizinleyiz..Çünkü siz bunu çoktan hak ettiniz... Her şeyin en iyisini hak eden, birlik beraberliği içtenlikle bana hissettiren tüm hemşehrilerim, hepinizi çok seviyorum ve "BİZ" e güveniyorum... Daha nice güzel programlarımız olsun” dedi.
İmsak | 05:43 | ||
Güneş | 07:12 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:29 |