DARBE SAKIZI VE ERKEN SEÇİM NELERİ MAHVEDER?

Dünya ülkelerinin Çin'i küresel ticaretten ve endüstriyel girişimlerden izole etme eğilimleri, Avrupa'ya kıyasla daha ekonomik işgücüne sahip aynı zamanda endüstriyel yetenekleri güçlü olan Türkiye'yi yeni dönemde Avrasyanın üretim üssü haline getirebilir.  

Bu süreci iyi yönetirsek bunu başarabiliriz. 

...

Dolayısı ile doğru bir ekonomi ve sanayi yol haritasını siyasal iç barış ile pazarlayabilirsek, hem iç piyasa yatırımcılarını motive eder hem de  hem de dış yatırımcılara cesaret verecek alan açarız ..

... 

Küresel pazara ve yabancı yatırımcılara Türkiye'yinin endüstriyel yeteneklerini  pazarlamak hepimizin görevidir. Ancak, yabancı yatırımcılar bir ülkeyi fırsat olarak değerlendirirken politik riski ilk sırada değerlendirirler. Yani işgücü ve sair yetenekler ne kadar güçlü olursa olsun, politik riskler yüksek ise yatırım imkansızlaşır. 

Unutmayalım ki, bu ülke bir 15 Temmuz süreci yaşadı. Bunu ifade ederek, bazı küresel oyuncular Türkiye'de siyasal rejimin oturmadığı endişesi ile bakabiliyorlar. Bunun izleri henüz yeni silinmişken, şimdi yeni bir paranoya ile bir darbe başlığını açmak demek; "Türkiyede iç karışıklık var, güvenlik riski var, yakında zamanda neler olur bilemeyiz" ifadesinin yüksek sesli mikrofonlarla dışa anonsundan başka bir şey değildir. 

Bunu aklı başında kimse yapmamalı. Siyasetin galyana getirdikleri olursa da toplum olarak uyaralım. Hem de hep beraber.  

....

Bu ülkenin sanayicileri, iş dünyası stk ları, odalar, sektör birlikleri kriz sonrası şu zor süreçte endüstriyel yeteneklerimizi dışarıya pazarlamaya çalışıyor iken, yeni başlıkta bir politik kriz başlığını açmak, bu ülkeye ve geleceğimize en büyük kötülüktür. 

Hatta hiç kimse telafüz etmemeli, aklından dahi geçirmemeli. Aksi halde, bu ülkede onlarca yıldır çalışan yabancı sermayeli endüstriyel yatırımcılar tesislerini büyütemez, yeni yatırımlar yapmaz, yeni yabancı yatırımcılar gelmez, yabancı ülkelerdeki Türk sanayicileri ile yine yabancı yatırımcılardan uzaklaştırmış oluruz.

..

"Ülkelerin ekonomik güçleri, endüstriyel gelişimleri kadar olur" 

...

Bu bahisle darbe ifadesi bir yana, erken seçim dahi politik istikrarsızılığa bir davetiyedir. Küresel çevrede gücümüz ve marka itibarımız için siyasal iç barış ve bunun tabana yansıması özellikle bugün vatan savunmasındaki görev kadar mukaddestir. 

Bireyler, sivil toplum mensupları olarak yerelde ve merkezde halkın seçtiklerini güçlü bir işbirliği ile siyasal iç barış ve paralelinde politik istikrar, yükselişimizin en güçlü adımlarından olacaktır. 

Güçlüler daha güçlenmeden,  bir de geç olmadan bir olalım.