Böl Parçala Başkan ol! Ya Sonra…
Görü-yorum
Çoklu baro kararını içeren "Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" 15 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete ‘de 7249 nolu kanun olarak yayımlanarak yürürlüğe girdi.Kanuna göre 5.000’den fazla avukatın olduğu illerde 2.000’den fazla avukatın başvurusuyla yeni bir baro açılabilecek.
Oda seçimlerinde iktidarı “seçimle” kazanamayınca Avukatlık Kanununda yapılan değişikliğe bel bağlayıp, bu kanunu emsal kabul ederek “Oda kurma” hayalleriyle bir takım hazırlıklar içerisinde olan meslektaşların olduğunu üzülerek duymaktayız. İki bin meslektaşı ikna edip üye yapmak suretiyle oda kurmak hayal değildir ancak seçimlerde “nisbi” aidata karşı olanların iki bin üyesine elde edeceği “Maktu aidatlarla” hizmet götürebilmesi tam bir hayaldir.
Hesap ortada; şu anki maktu aidatlarla iki bin kişiden alınacak aidatlar toplamı yıllık yaklaşık bir milyon dört yüz bin lira civarındadır. Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu üyelerine ve toplamda beş personel çalışsa onlara ödenecek maaş, vergi, sigorta ve binanın kira elektrik su, kırtasiye ve sair giderlerle ödemeleri yine ortalama iki milyon liradır. Eksi altı yüz bin Lira çıkıyor, hesap ortada. Yan kurullarda görev alacak olanlara verilecek “huzur haklarını” hesaba dâhil etmedim bile.
Hoş bu saydıklarımız işin matematiksel boyutu. Yasa emsal kabul edilir de Mali Müşavirler odası kurulursa çok daha vahim durumların ortaya çıkacağı açıktır.
Öncelikle kurulması planlanan yeni odaların şu anki mevcut iktidarın siyasi çizgisinde olacağı muhakkaktır. Bunun geçmişten bu güne örneklerini kamu sendikalarında çok net görebiliriz. Sendikaların üye sayıları siyasi iktidara göre değişim göstermiştir hep. Kamu Emekçileri Sendikası’nın(KESK) üye sayılarının yüksek olduğu dönemler sol partilerin koalisyonda oldukları dönemlerdir ve aynı şekilde Milliyetçi sağ partilerin iktidar ortağı olduğu dönemlerde Türk Kamu-Sen’i görüyoruz. Yaklaşık son yirmi yıldır da İktidar partisi ile iyi ilişkiler kuran Memur-Sen’i görüyoruz en çok üyesi olan sendika olarak.
Mükellef ile devlet arasında köprü olup kamu hizmeti veren Mali Müşavirlik camiasının durumu sendikaların durumuyla elbette bir değildir. Sendikaları örneklerken üye sayısındaki değişim ve geçişlerin siyasi iktidarla olan güç ilişkisini örneklemek adına dillendirdik. Baroların bölünmesi sonucu yeni oluşan Baronun iktidara yakınlığı ya da uzaklığının Hukuk düzeninde yaşanabilecek olası sıkıntıları gibi Mali Müşavir Odalarının ekonomik düzende de önemli sorunlara sebep olacağı çok açıktır. İktidar yanlısı Baro üyesi avukat nasıl ki alacağı davada iktidar gücü ile bir adım öne geçecek ise aynı durum Maliye Bakanlığı ile iyi ilişkiler içerisinde olacak olan Mali Müşavir Oda üyesi için de geçerli olacak. Olacak olmasına da her iktidar değişiminde farklı ideolojilerdeki Müşavir arayışına mı girecek mükellef? Böyle bir şey olmaz demeyin, istatistikler sendikalarda bu durumu tescilliyor. İktidar yanlısı Odaya bağlı mali müşavirin mükellefi incelenme olasılığının düşük olduğu gerçeğiyle hareket edip o öz güven ile ekonomiyi kirletecektir. Aynı şekilde arkasında iktidar gücü olan Mali Müşavir farklı siyasi görüşte olan diğer Mali Müşavir ile haksız rekabete girecektir. Bu gün A partisi iktidarda ve yarın B partisi iktidara gelecek. Mesleği siyaset dışında tutmak mesleğe yapılabilecek en büyük iyiliktir.
Yaklaşık elli beş bin üyesiyle İstanbul Mali Müşavirler Odası Türkiye’nin en büyük odasıdır. İki yakada bulunan meslektaşların gerek odadan hizmet alımları ve gerekse seçimlerde sadece Avrupa yakasında oy kullanma zorunluluğu nedeniyle “sayı kriteri” getirilmeden, ikamete göre Anadolu ve Avrupa yakasında iki ayrı oda kurulma önerisi gelmiş olsa buna siyasi değil insani diyebilirdik. Elli beş bin meslektaşın olduğu bir yerde her iki bin üyeye bir oda söylemi hem gayri ciddi olur hem de mesleğin itibarının böğrüne saplanmış bıçak gibi her daim gözümüzün önünde utanç abidesi olarak durur.
İktidarı ele geçiremeyenlerin siyasi manevralarla yapmaya çalıştıkları bu oyunu mesleğine âşık meslektaş muhakkak ki bozacaktır. Meslektaş oda iktidarının beklentileri karşılayamaması durumunda; eleştirilmesini, yeni ve değerli projelerle mesleğin itibarını yükseltmesini, ekonomik yapısını sağlamlaştırıp yeni gelir kapıları açmasını bekliyor. Oda yönetimi bunları yapabilecek güveni veremiyorsa da seçmen durumunda olan meslektaş şansı “güven” veren “inandırıcılığı” olan muhalefete verir; “muhalefet yapmak yerine o anki siyasi iktidarın rüzgârını arkasına alanlara” değil… 12.01.2021
İmsak | 05:46 | ||
Güneş | 07:15 | ||
Öğle | 12:15 | ||
İkindi | 14:42 | ||
Akşam | 17:05 | ||
Yatsı | 18:28 |