Kelkit’in Yağız Delikanlısına Saygıyla!
Yine Aralık ayı!
Aralık ayı, ölüm yıldönümü olması dolayısıyla bana her zaman rahmetli Ali Metin Tokdemir’i hatırlatır.
Ve inanabiliyor musunuz, Ali Metin Tokdemir’in vefatından bu yana tam 17 sene geçmiş.
Henüz 36 yaşındayken Hakka yürüdü.
Rahmetli Tokdemir, içimizde olup da ortaya çıkaramadıklarımızdandı.
Kendisini çok yakından tanıyan bir insan olarak, gittiği yolun dikenlerle bürünmüş olmasına karşın, kendisinin direngen idealistliğiyle neleri neleri başarabileceğine duyduğum inancımı içimden hiç bir zaman söküp atmadım.
Kendisini yine böyle bir kış günü milletvekilliliği adaylığı öncesinde kaybettik. O acılı günden bu yana kendisinin aramızdan ayrılışının yıldönümü olan her aralık ayında büyük bir acıya gark olmuşumdur. Ali Metin Tokdemir, Kelkit’in yetiştirdiği en değerli insanlardan birisi idi. Bu tespit, yıllar geçse de bütünlüğünden hiç bir şey kaybetmeyerek daha nice yıllar devirebilecek güçtedir.
Milletvekili seçilmesi durumunda çok büyük başarıları ve hizmetleriyle göğsümüzü kabartacağına inandığım Ali Metin Tokdemir’i ne yazık ki çok zamansız bir anda kaybettik. Hayata karşı dik duruşu, siyasi bütün çirkefliklerin çok ötesinde ahlak ve fikir zengini bir insan oluşu, adını hala dilimizde sıcak tutuyor.
Çok iyi hatırlıyorum, genç ve idealist bir “ülkücü” olarak milletvekili adaylığı sırasında kendisine küçümseyen bakışlarla bakılmış, siyasetin kurt duayenleri tarafından dikkate bile alınmayarak, seçilemeyeceği yönünde bir takım yorumlarda bulunulmuş idi. Yaşasaydı belki de seçilemeyecekti, kim bilebilir? Ama ben, her şeye rağmen toplumumuzu ve halkımızı temsil yönünde bu genc ve idealist delikanlının ortak bir mazhariyet sonucu seçilebileceğine hep inanmış idim. Çok farklı bir hayata karşı duruşu vardı. Aday olarak çıktığı partinin sınırlarını çoktan aşmış, kahve kahve dolaşıyor, gülen gözlerinden hiç eksik etmediği iman dolu bir ışıkla oy istiyordu.
Merhum Kelkit belediye başkanlarından Adnan Aktaş’ı “komünist, dinsiz” diye küçümseyerek saf dışı bırakmak isteyenlere , nasıl ki Adnan Aktaş, seçilmeyi başararak çok anlamlı bir yanıt verdiyse, eğer ki yaşasaydı bu yanıtın bir benzerini sevgili Ali Metin Tokdemir vermeye hazırlanıyordu. Bakmayınız siz üç beş çığırtkanın ortalığı dalgalandırmak istemelerine; halkın yüce gönlünün kimden yana kayacağı ve ilahi sırrın kimde tecelli edeceği hiç bili olmaz.
Seçim atmosferinde çok sıcak gelişmelerin yaşandığı bir gündü.
Merhum Ali Metin Tokdemir’i kapımda görünce heyecanlandım.Yanında kardeşi Engin Tokdemir vardı. Yanılmıyorsam, ölümünden iki gün evvelki gündü. O gün akşama kadar sohbet ettik. Koşmalarından inanç kırıntıları serpiştiriyor, benim kafamı ve beynimi bombalıyordu. Sohbetimizin bir yerinde beni yıllardın peşinden sürükleyen bir cümle dökülüverdi dudaklarından: “ALİ, AHDE VEFASIZLIK İMANSIZLIKTIR!”
Bu cümlenin bende bıraktığı derin izler hala bizzat yüreğimin kılcal damarlarında dolaşıyor. Böylesine imansızlığı getirip ahde vefasızlığa dayandıran yaklaşımı beni o gün için cezbetmiş, kendisine duyduğum yakınlık daha bir perçinlenmiş idi.
Aradan yıllar geçti, ismi hala dudaklarımızda terennüm ederken, yüreğimiz titriyor. Gümüşhanemizde ülkesini seven, bu geniş anlamda “ülkücü” insanlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuzu da yazmaktan geçemeyeceğim. Varsın birileri küçümsesin, ülkesine seven her ülkücü genç, yolunu bulup denizine doğru koşacaktır.
Engeller aşılmak için değimlidir sevgili Kuşakkaya okurları?
Onun misyonunu anlayanlardan ve uygulayanlardan olmamızı diliyorum.
Ali Metin Tokdemir’e rahmet duygularımla kendisini bir kez daha anıyor ve ruhu şad olsun diyorum.
İmsak | 05:42 | ||
Güneş | 07:11 | ||
Öğle | 12:14 | ||
İkindi | 14:44 | ||
Akşam | 17:06 | ||
Yatsı | 18:30 |